Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2018 E. 2020/3492 K. 16.09.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/2018
KARAR NO: 2020/3492
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 10. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 30/11/2017
NUMARASI: 2015/582 Esas – 2017/1459 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 16/09/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminat isteğine dayanmaktadır. Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; trafik kazası nedeni ile destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesi tarafından davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir. Bu karar davalı vekili tarafından araç işleteni ve/veya sürücüsü ve yakınlarının tazminat talebi zorunlu mali mesuliyet sigortası kapsamı dışında olduğu, destekten yoksun kalma zararı hesaplanmasında, TRH-2010 tablosunun ve 1,8 teknik faiz (iskonto oranı) kullanılması gerektiği, bilirkişinin aktüer sıfatı olmadığını, tazminatın net asgari ücret üzerinden yapılması gerekirtiği, SGK tarafından davacıya ödenmiş veya ödenen rücuya tabi tazminat miktarı tespit edilerek müvekkil kurum tarafından ödenecek tazminattan mahsup edilmesi gerektiği belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda; Tazminat talebine dayanak olan kazanın tarihi 29/06/2012’dir. Yeni genel şartlar 01/06/2015 tarihinde, kaza tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir. Genel Şartların yürürlük tarihi dikkate alınarak yapılan incelemede Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun yerleşik içtihatları uyarınca; Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin üçüncü kişilere verdiği zararların da teminat altına alındığı ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı kurum zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacı, davalı kurumdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas – 411 karar; YHGK., 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK., 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar.) Bu nedenle davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinafı yerinde değildir. Kaza tarihine göre, tazminat hesabında, 01/06/2015 yürürlük tarihli ZMSS Genel Şartlarının uygulanması olanaklı değildir. Bu durumda, tazminat hesaplamasının eski Genel Şartlar gereğince PMF Yaşam Tablosu dikkate alınarak yapılmasında herhangi bir isabetsizlik bulunmamaktadır. Yine hesaplamayı yapan bilirkişi teslim tutanağına göre bilirkişinin aktüerya ünvanının bulunduğu, aylık net ücreti dikkate alınarak destekten yoksun kalma tazminatı hesaplandığı, olup brüt asgari ücret üzerinden bir hesaplama bulunmamaktadır. Başka bir deyişle, davalı vekilinin, tazminat hesaplamasının TRH 2010 yaşam tablosu, %1,8 teknik faiz , bilirkişinin aktüerya ünvanı olmadığı, net asgari ücret dikkate alınarak yapılması gerektiği yönündeki istinaf iddia ve itirazı yerinde değildir. SGK’dan rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığına ilişkin araştırma yapılmaksızın hüküm kurulması ise doğru olmamıştır. Bu kapsamda Dairemiz tarafından SGK’ya yazılan müzekkere cevabında davacılara dava konusu trafik kazasından kaynaklı rücuya tabi gelir bağlanmadığı anlaşıldığına göre davalı vekilinin bu hususa ilişkin istinafı da yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yaptığı istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 12.096,27 TL istinaf karar harcından peşin alınan 3.024,50 TL harcın mahsubu ile 9.071,77 TL bakiye harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir iradına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile Davacı … yönünden temyiz yolu açık olmak üzere, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca davacı … yönünden kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 16/09/2020