Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/2016 E. 2020/833 K. 01.07.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/2016
KARAR NO : 2020/833
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI : 2015/1270 Esas – 2018/8 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 01/07/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkillerinin 22.11.2011 tarihinde … sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki davalı şirkete sigortalı … plakalı aracın kaza yapması sonucu bu araçta yolcu olarak bulunan müvekkillerinin yaralandığını ve sakat kaldığını, kazada müvekkillerinin bir kusuru bulunmadığını, kaza sebebiyle Erdemli Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/5868 soruşturma sayılı dosyasından ceza takibatı yapıldığını belirterek fazlaya ilişkin tüm hakları saklı kalmak kaydı ile davacı … için 2.000,00 TL, davacı Yusuf için 2000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren ticari faizi olmaması halinde, mevduata uygulanan en yüksek faizi, olmaması halinde yasal faizi ile birlikte davalılardan kusur durumları, sigorta poliçeleri yönetmelik ve mevzuat sorumlulukları dahilinde olmak üzere tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı cevap dilekçesinde özetle; davacı … yaşının küçük olduğunu, Yargıtay içtihatları doğrultusunda yaşı küçük çocuk için geçici iş göremezlik tazminatının kabulünün mümkün olmadığını, bu yönden davanın reddine karar verilmesini, davacının kaza tarihinde fiilen çalıştığını ve dava dilekçesinde iddia edilen rakam kadar kazancı olduğunun ispatlaması gerektiğini, aksi halde bu yöndeki talebin reddine karar verilmesini, dava konusu somut olayda hatır taşıması yapıldığı göz önünde bulundurularak belirlenecek tazminattan uygun bir indirim yapılması gerektiğini, ticari faiz talep edilemeyeceğini belirterek bu nedenlerle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince; “Davacıların davasının reddine,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı tarafından istinaf yasa yoluna başvurulmuştur.Davacı istinaf başvuru dilekçesinde: hastaneden beden gücü kaybına ilişkin maluliyet raporunun temin edilmesi için gerekli yazıyı götürdüğünü fakat sevk numarası alınmadığı için yok hükmünde gözüktüğünü, bırakılan numaralarla ulaşılacağını belirtilip ulaşılamadığında haklarını kaybettiğini, kendilerinden kaynaklı olmayan sebeplerden dolayı ağır hak kaybına neden olduğunu, yeterli inceleme yapılmadan karar verildiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maluliyet tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır..Dosya kapsamından, 22.11.2011 tarihinde dava dışı … sevk ve idaresindeki davalı şirkete zmms poliçesi ile sigortalı … plakalı araç ile … sevk ve idaresindeki … plakalı aracın çarpışması ile gerçekleşen trafik kazası neticesinde … plakalı araçta yolcu olarak bulunan davacıların yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. 6098 sayılı TBK’nun 50.maddesine göre “Zarar gören, zararını ve zarar verenin kusurunu ispat yükü altındadır. Uğranılan zararın miktarı tam olarak ispat edilemiyorsa, hakim olayların olağan akışını ve zarar görenin aldığı önlemleri gözönünde tutarak, zararın miktarını hakkaniyete uygun olarak belirler.” Dosyadaki belgelere göre davada davacıların bu kaza nedeni ile yaralandığı ve zararının doğduğu anlaşılmaktadır. Zarar miktarının tam olarak ispat edilemediği hallerde TBK’nun 50.maddesi gereğince, mahkeme hakkaniyete uygun olarak zararı tespit eder. Mahkemece, davacılar vekiline, müvekkilini hazır etmesi ve maluliyet raporu aldırılması için kesin süre verilmiş; mağdurun kesin süre içinde hazır edilmemesi sebebiyle maluliyet raporu alınamadığı ve kesin süreye uyulmadığından, davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmiştir. Kesin süreye rağmen davacılar maluliyet raporu alınması için hazır edilmediğinden, bu konuda davacı tarafa yeniden süre verilemez ise de yaralanmalarına ilişkin tedavi gördükleri Hastanelerden tüm tıbbi belgeleri, film, grafi v.s. getirilerek mağdurlar hazır olmaksızın davacıların maluliyet durumuna ilişkin rapor alınabilecektir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/6297 Esas-2019/1469 Karar sayılı ilamı). O halde İlk Derece Mahkemesince davacıların tüm tedavi evraklarının celbi ile bu evraklar üzerinden inceleme yapılmak kaydı ile Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden ya da Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesinden kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri esas alınmak kaydıyla, davacılarda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı geçici iş göremezlik oluşup oluşmadığı ve süresi, kalıcı maluliyet oluşup oluşmadığı, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınıp sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde kesin süre verilmesi ve sonucunda davanın ispat edilemediği gerekçesiyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davacılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.01/07/2020