Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1871 E. 2020/796 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1871
KARAR NO: 2020/796
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 22/02/2018
NUMARASI: 2016/548 Esas 2018/197 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalının müvekkilleri …’nun eşi ve …n’nun babası …’ nun, 25/03/2016 tarihinde sürücüsünün … olduğu … Plakalı aracın kazası sonucu aynı araçta vefat ettiğini, … plakalı aracın davalı … şirketine … poliçe numarası ile KTK zorunlu mali sorumluluk poliçesi ile sigortalı olduğundan bahisle 6100 sayılı HMK’nın 107. maddesi hükmünce belirlenecek maddi tazminat (destekten yoksun kalma tazminatının) şimdilik 3.000,00 TL nin dava tarihinden işletilecek yasal faizi ile sigortalı davalı şirketten tahsile karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 203.403,24 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile özetle; davacıların destek zararının belirlenmesi gerektiğini, teminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiği davacıların desteğinin emniyet kemeri takmaması nedeniyle müterafik kusurunun gözetilmesi gerektiğini beyan etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacı … yönünden açılan davanın subüt bulmadığından reddine, Davacı … yönünden açılan davanın kabulü ile 74.238,38 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı …’ na verilmesine, fazlaya ilişkin istemin konusuz kalması nedeni ile karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuru şartının yerine getirilmemesi sebebi ile başvurunun usul yönünden reddi gerektiğini, davacı tarafından müvekkili şirkete eksik evrak ile başvurulduğunu, alınan bilirkişi raporunda hesaplama bakımından hatalar bulunduğunu, TRH 2010 tablosuna göre teknik faiz oranı %1,8 olmak üzere hesaplama yapılması gerektiğini, müvekkili şirketin ZMSS poliçesinden kaynaklanan sorumluluğunun kaza sonucu zarar gören 3.kişilerin maddi zararlarını tazmin etmek ile sınırlı olduğunu, bu sorumluluğun ancak sigortalı aracın kusurlu bulunması halinde ve ancak sigortalı aracın kusuru oranında söz konusu olabileceğini, aksi takdirde müvekkili şirketin zararı tazmin ile sorumlu tutulmasının mümkün olmadığını, müvekkili şirkete sigortalı araç sürücüsünün kusur oranı dikkate alınmadan %100 kusur üzerinden hatalı hesaplama yapıldığını, tazminattan hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini, emniyet kemeri takılmaması sebebi ile de tazminattan indirim yapılması gerektiğini, müteveffa için davacılar adına yapılacak tazminat hesabının asgari ücret üzerinden yapılmasını, müteveffanın anne ve babası hayatta olduğundan anne ve babanın da destek payının ayrılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı tarafça mahkemeye sunulan 11/05/2017 tarihli dilekçeyle, kaza nedeniyle müvekkil şirkete başvuru yapıldığı, … nolu hasar dosyasının açıldığı, 28/04/2017 tarihinde toplam 129.343,36 TL ödeme yapıldığı, davacıların zararının fazlasıyla karşılandığı bildirilmiştir. Dava açılmadan önce, davalıya yapılan başvuru sonucu kaza nedeniyle hasar dosyası açıldığı ve 129.343,36 TL ödeme yapıldığı dosya kapsamından anlaşıldığına göre KTK’nın 97.maddesinde düzenlenen başvuru koşulu yerine getirildiğinden davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Dosyada kusura ilişkin bilirkişi raporu alınmamış olmakla birlikte, müteveffanın içinde bulunduğu araç sürücüsünün önüne çıkan köpeğe çarpmamak amacıyla fren yerine gaza basması sonucu kazanın meydana geldiği, Gümüşhacıköy Asliye Ceza mahkemenin verdiği kararında da bu maddi vakıayı kabul ettiği değerlendirildiğinde; ayrıca kusur açısından rapor alınmaması ve araç sürücüsünün % 100 kusurlu kabul edilmesinde usulü eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla Davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. Yakın aile bireylerinde olduğu gibi maddi ve manevi menfaattin bulunduğu akrabalar arasındaki ücretsiz taşıma ahlaki bir ödev niteliğinde olduğundan, belirlenen tazminat miktarından hatır taşıması indirimi yapılamaz. Ayrıca kaza tespit tutanağında müteveffa …’ nun emniyet kemeri takıp takmadığının belirsiz (4) olarak işaretlenmiştir. Mahkemecenin, davalı vekilinin hatır taşıması yönünde indirim yapılması talebi nedeniyle; soruşturma aşamasındaki kayıtların tetkikinde araç sürücüsünün davacılar desteğinin kardeşinin eşi, eniştesi olduğunu beyan edilmesi ve alınan kayıtlardan anlaşılması karşısında akrabalık ilişkisinden kaynaklanan taşıma hususunun hatır taşıması olarak nitelenmeyeceği kanaatiyle bu yönden tazminatta indirim yapılmamıştır. Davalı vekilinin müterafik kusur indirimi talebi yönünden ise; trafik kazası tespit tutanağından davacılar desteği … ismi karşısında emniyet kemeri takılı olup olmadığının belirsiz olduğu anlamında “4” sayısının yazıldığı, yine soruşturmada sürücünün alınan beyanında davacılar desteğinin kemerinin takılı olup olmadığını bilmediğini beyan ettiği, soruşturma kapsamında alınan beyanlardan …’nun aracın arka koltuğunda oturduğunun anlaşıldığı, kemerinin takılı olup olmadığının dosya kapsamındaki evraktan anlaşılamaması nedeniyle müterafik kusur yönünde bir indirim yapılamayacağı kanaatine yönelik gerekçesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davalı vekilinin bu hususa değinen istinaf talebi yerinde değildir. İlk Derece Mahkemesince alınan 27/03/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, müteveffanın kaza tarihinde emekli olduğu, dava dışı şirket tarafından sunulan yazı cevabı ve ücret bordrosundan asgari ücretle çalıştığı, hesaplamanın emekli aylığı ve asgari ücret toplamı 2.543,45 TL üzerinden yapıldığı, annesi … ölü olmakla beraber babası …’nin pay hesabına dahil edilmediği, kaza tespit tutanağına göre dava dışı sürücünün % 100 kusurlu olduğu kabul edilerek ve PMF-1931 yaşam tablosuna göre hesaplama yapıldığı, 12/07/2017 tarihli ek raporda da ödenen miktarın mahsubunun yapıldığı, diğer yönlerden kök rapor gibi görüş açıklandığı anlaşılmaktadır. Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi 25/03/2016 olduğuna göre, tazminat hesabında bu tarihte yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılması gerekmektedir. Yeni Genel Şartların “Destekten Yoksun Kalma Tazminatı Hesaplaması” başlıklı Ek:2 maddesinin 3. bendine göre destekten yoksun kalma tazminatı hesaplamalarında ölüm tablosu olarak TRH 2010 tablosuna göre davacıların ve ölen desteğin kaza tarihinden sonraki muhtemel yaşam süresi belirlenerek, 4. bendine göre de işleyecek dönem için %1,8 teknik faiz uygulanarak hesaplama yapılması gerekirken hükme esas alınan aktüerya raporunda PMF 1931 Yaşam Tablosu’na göre hesaplama yapılmış olması ve bu rapor esas alınarak hüküm kurulması doğru olmamıştır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/3272 E. 2020/1976 K. sayılı kararında belirtildiği üzere “…Desteğin emekli olduğu ve emekli maaşı dışında gelirinin bulunduğu ya da emekli olmasına rağmen başka bir iş yaparak gelir elde ettiğine dair herhangi bir tespitin yapılmadığı; desteğin sosyal güvenlik kurumundan aldığı emekli maaşının, onun ölümünden sonra hak sahibi mirasçılarına dul ve yetim aylığı olarak bağlanacağı hususu da gözetildiğinde, desteğin 800,00 TL’lik emekli maaşının destek tazminatı hesabına esas alınmasının hatalı olduğu, desteğin, emekliliği sonrasında herhangi bir iş yapıp yapmadığı ve gelir elde edip etmediğinin saptanması için kolluk araştırması yaptırılması, emekli maaşı dışında sürekli ve düzenli gelir getiren bir işinin olmadığının saptanması halinde, asgari ücret üzerinden tazminat hesabı yapılması için ek rapor alınıp karar verilmesi ” gerekir. Mahkemece hükme esas alınan 27/03/2017 tarihli aktüer bilirkişi raporunda, müteveffanın kaza tarihinde emekli olduğu, dava dışı şirket tarafından sunulan yazı cevabı ve ücret bordrosundan asgari ücretle çalıştığı, hesaplamanın emekli aylığı ve asgari ücret toplamı 2.543,45 TL üzerinden yapıldığı anlaşılmaktadır. Desteğin sosyal güvenlik kurumundan aldığı emekli maaşının, onun ölümünden sonra hak sahibi mirasçılarına dul ve yetim aylığı olarak bağlanacağı hususu da gözetildiğinde, emekli maaşı katılmadan asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması; Yine pay hesabı, çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Müteveffanın annesi … ölü olmakla beraber babası …’ nin sağdır. Ancak aktüer bilirkişi raporunda babası … pay hesabına dahil edilmemiş olması da doğru olmamıştır. O halde İlk Derece Mahkemesince belirtilen yönlerden aktüer bilirkişiden ek rapor alınıp sonucuna göre kazanılmış haklarda gözetilerek karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5- İstinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Kadıköy Çarşı Şubesinin 13.04.2018 tarih ve … numaralı 145.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.30/06/2020