Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1696 E. 2020/696 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1696
KARAR NO: 2020/696
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 02/04/2018
NUMARASI: 2018/2246 D. İş – 2018/2246 Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 15/03/2018 tarih-2018/İHK-1895 )
DAVA: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 21/04/2016 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı … plakalı aracın karışmış olduğu tek taraflı kaza neticesinde, araçta yolcu konumunda olan …’ın % 15.2 oranında meslekte çalışma gücünden kaybetmiş olup, aracın trafik sigortacısı olan davalının ödeme yapmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL tazminatın başvurudan sonraki 19/09/2017 tarihinden itibaren faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir. Davacı taraf talebini 74.982,09TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; maluliyetin ve zararın hesaplanması için gereken belgelerin kendilerine ibraz edilmediği, bu savunmalara halel gelmemek kaydıyla, öncelikle maluliyet durumunun “özürlülük ölçütü ve sınıflandırılması Raporları Hakkında Yönetmelik ” hükümlerine göre tespit edilerek aktüer sıfatına sahip bir bilirkişi tarafından Hazine Müsteşarlığı’nın 05/10/2010 T. ve 2010/4 sayılı genelgesine göre tazminat hesabı yapılması gerektiği, bakıcı gideri ile adli tıp rapor ücretinin de talep edilemeyeceği savunulmuştur. Uyuşmazlık Hakem Heyeti ” başvuru sahibinin talebinin kabulüne, 74.982,00 TL tazminatın 19.09.2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, aleyhinde başvuru yapılmış olan … Sigorta A.Ş.’den alınarak başvuru sahibine ödenmesine, ” karar vermiş, bu karara karşı davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “başvuru sahibinin talebinin kısmen kabulüne, 54.985,6 TL’nin 19/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvurana ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı taraf vekilleri istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararda meydana gelen trafik kazasında hatır taşıması olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığını ve taşımanın hatır için yapıldığını iddia eden sigorta şirketi buna ilişkin belge sunmadığını, bu nedenle tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmasının hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvurunun usulüne uygun yapılmadığından dava şartı yokluğundan reddi gerektiğini, ara kararın taraflarına usulüne uygun tebliğ edilmediğini, bu nedenle hesaplamada TRH-2010 yaşam tablosu ve 1.8 teknik faiz oranının dikkate alınması gerektiği itirazlarının reddinin hukuka aykırı olduğunu, talep haksız fiilden kaynaklandığından avans faiz talebinin de hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili davacı vekilinin istinaf başvurusuna süresi içinde verdiği cevap dilekçesi ile 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığını ayrıca müvekkili şirket lehine reddedilen tutar üzerinden en az 2.180,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan daimi iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekili, başvuru dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 5.000,00 TL sürekli iş göremezlik tazminatının faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiş olup, başvuru sahibi vekili rapor doğrultusunda sürekli iş göremezlik talebini 74.982,09 TL yükseltmiş, Uyuşmazlık Hakemi başvurunun 74.982,09 TL üzerinden kabulüne karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti davalı vekilinin itirazın kısmen kabulüne, 54.985,6 TL’nin 19/09/2017 tarihinden itibaren yasal faizi ile davalı sigorta şirketinden tahsili ile başvurana ödenmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Davacı vekilinin istinaf talebi bakımından yapılan değerlendirme: 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından red edilen (19.996,49 TL) ve dolayısıyla istinaf talebi bakımından uyuşmazlık konusu edilen tazminat miktarı, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrasında belirtilen 40.000,00 TL’lik temyiz sınırın altında kaldığından, Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması olanaklı değildir. Bu nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin istinaf talebi bakımından yapılan değerlendirme: Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Yeni Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Yeni genel şartların C.11. maddesine göre; yeni genel şartlar, yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Somut uyuşmazlıkta, kaza tarihi 21/04/2016 ve poliçe tanzim tarihi 11/08/2016 olduğuna göre, tazminat hesabında bu tarihte yürürlükte olan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları uyarınca değerlendirme yapılması ve aktüer bilirkişiden TRH-2010 tablosunun ve iskonto oranı (teknik faiz) %1,8 olarak dikkate alınarak hazırlanacak tazminat hesabı ile maluliyet tazminatının belirlenmesi gerekir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından davalı vekilinin, maluliyet tazminatının TRH 2010 yaşam tablosuna göre hesaplanması yönünden, aktüerya bilirkişi raporuna karşı yaptığı itiraz üzerine “itiraz eden sigorta vekilince kendisine verilen kesin süre zarfında bilirkişi ücretinin yatırılmamış olduğundan bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı, rapora itiraz etmemiş sayılacağı” gerekçesi ile ispatlanamayan itiraz eden sigorta vekilinin itirazının reddine karar verilmiştir. HMK’nın 442.maddesinin 1.fıkrasında hakem veya hakem kurulunun tarafların her birinden yargılama giderleri için gereken hâllerde avans yatırılmasını isteyebileceği, aynı maddenin 1.fıkrasında avansın, hakem veya hakem kurulu kararında öngörülen süre içinde ödenmemesi halinde hakem veya hakem kurulunun yargılamayı durdurabileceği, yargılamanın durdurulduğunun taraflara bildirilmesinden itibaren bir ay içinde avans ödenirse yargılamaya devam olunacağı; aksi hâlde tahkim yargılamasının sona ereceği; HMK’nın 435/1-e bendinde ise “442 nci maddenin ikinci fıkrası uyarınca yargılama giderleri için avans yatırılmazsa” tahkim yargılamasının sona ereceği düzenlenmiştir. Somut uyuşmazlıkta Hakem Heyeti tarafından 06/03/2018 tarihli ara kararının 2 nolu bendi ile “400,00 TL bilirkişi giderini yatırmak üzere sigorta şirketi vekiline 5 günlük kesin mehil verilmesine, belirlenen 5 günlük süre içerisinde ara kararının gereğinin yerine getirilememesi halinde bilirkişi delilinden vazgeçmiş sayılacağı, rapora itiraz etmemiş sayılacağının ihtarına” karar verilmiştir. Bu ara karar sigorta şirketi vekiline 06/03/2018 tarihinde mail olarak gönderildiği, İtiraz Hakem Heyeti tarafından 15/03/2018 tarihinde masraf yatırılmadığı gerekçesi ile başvurunun reddine karar verilmiştir. Ancak İtiraz Hakem Heyetince HMK’nın 442/2. ve 435/1-e maddeleri gereğince değerlendirme yapılması gerekirken kesin süreye uyulmadığından bahisle başvurunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin davacı vekilinin istinaf başvurusuna süresi içinde verdiği cevap dilekçesinde, vekalet ücreti yönünden istinaf sebebinin incelenmesinde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasında “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13 maddesinin uygulanması gerektiği göz önüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Kabule göre hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan hakkaniyet ve takdiri indirim mahiyetinde olduğundan davalı sigorta lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmemesinde; Davacı vekili davalı sigorta şirketine başvurusunu yaptıktan sonra yanıt verilmemesi üzerine Sigorta Hakeme başvurduğuna göre KTK’nın 97. maddesindeki başvuru koşulu yerine getirilmiş olduğundan başvurunun usulden reddine karar verilmemiş olmasında; davacı vekili Sigorta Hakeme başvururken hangi faiz türünü tercih ettiğini açıklamaksızın sadece faiz talebinde bulunduğunu belirttiğinden UHH tarafından yasal faize hükmedilmesinde usul ve yasaya aykırık bulunmadığından bu yönlere değinen istinaf itirazları yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davacı vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf istemine konu Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetinin yukarıda tarih ve numarası belirtilen kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın, yukarıda gösterilen biçimde inceleme ve değerlendirme yapılması için Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmek üzere mahkemesine İADESİNE, 4-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 5-Peşin alınan istinaf karar harçlarının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edenlere iadesine, 6-Dosya üzerinde inceleme yapıldığından vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, 7-Davalı tarafından yapılan İHH tarafından verilecek kararda dikkate alınmasına, 8-Davacının yaptığı istinaf yargılama giderlerinin kendi üzerinde bırakılmasına, 9-İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.11/06/2020