Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1687 E. 2020/711 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1687
KARAR NO: 2020/711
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 28/03/2017
NUMARASI: 2014/713 Esas – 2017/343 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin motorlu kurye olarak çalıştığı 30/05/2012 tarihinde … plaka nolu motosikleti ile Pendik İlçesi … Sokak’da seyretmekte iken aynı sokakta davalı … sevk ve idaresindeki … plaka nolu aracın ön sol kısmının davacının kullandığı araca çarpması sonucu kaza meydana geldiğini, müvekkilinin yaralandığını, bacağında kırıklar meydana geldiğini, uzun süre tedavi gördüğünü, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 70.000,00 TL manevi tazminatın (davalı … şirketi hariç), 10.000,00 TL işgücü kaybı nedeniyle maddi tazminatın, 2.000,00 TL bakım giderinin olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; yetkili mahkemenin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemesi olduğunu, dava şartının oluşmadığını, davaya konu 30/05/2012 tarihli trafik kazasına karıştığı iddia edilen … plaka nolu aracın davalı … şirketi tarafından zmms poliçesi ile 28/05/2012 – 28/05/2013 tarihleri arasında sigortalandığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe kapsamında olmadığını, SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya ilgili Kurum tarafından herhangi bir ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması gerektiğini, davacının bakım giderine ilişkin zararını ispatla mükellef olduğunu, SGK’dan davacının bakım giderine ilişkin kayıtlarının var olup olmadığının sorulması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde; davanın ticari bir dava olmadığını, haksız fiil nedeniyle açılan bir tazminat davası olduğunu, bu nedenle görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, SGK tarafından herhangi bir iş kazası kaydı olup olmadığının ödenek ayrılıp ayrılmadığının bu konuda Kurum’a yapılmış bir ihbar olup olmadığının araştırılması gerektiğini, davacı tarafın delil gösterdiği ceza yargılamasında karara esas alınan kaza tutanaklarının gerçeğe aykırı olarak tutulduğunu, olay yerinde tanıklarla birlikte yeniden keşif ve bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiklerini, olayın iş kazası olduğunun SGK tarafından tespit edilmesi halinde davacının özel bir sigorta şirketinden ödenek almış olması halinde bu miktarların talepten düşülmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın son derece fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “maddi Tazminat Yönünden davanın Kısmen Kabulüne, Davacının asıl ve ıslah ile yaptığı maddi tazminat talebinde 21.801,61 TL tazminatın 30/05/2012 tarihinden itibaren (davalı … şirketi yönünden 31/08/2012 tarihinden itibaren) değişen ve değişecek olan yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, Bakıcı giderine ilişkin aşan istemin kanıtlanamadığından Reddine,2-) Manevi Tazminat Yönünden Davanın Kısmen Kabulüne,3.250,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 30/05/2012 tarihinden itibaren değişen ve değişecek olan yasal faiz oranları uygulanmak suretiyle hesaplanacak faizi ile birlikte davalı … ve …’ten müştereken ve müteselsilen tahsiline, Aşan istemin reddine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan … ve … vekili Av. … istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılardan … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; süresinde verilen delil listesine ve talebe karşın keşif yapılmadığını ve tanıkların dinlenmediğini, karara esas alınan Adli Tıp raporunun hukuken sakat olduğunu, ortopedi uzmanının elektronik imzasının bulunmadığını, Adli Tıp Kurumu kanununa aykırı olduğunu, çelişkili olduğunu ve hüküm kurmaya elverişli olmadığını, maluliyet oranına itirazlarının ve dosyanın Adli Tıp Genel Kurulu’na gönderilmesi taleplerinin dikkate alınmadığını, celbedilen SGK belgelerine, araç kayıtlarına ve bizzat dava dilekçesindeki davacının beyanına göre davacının kaza tarihinde … İşletmeleri Ltd.Şti.’nde motorlu kurye olarak çalıştığının sabit olduğunu, olayın hukuki niteliğinin üçüncü kişilerin de (yani davalıların da) karıştığı bir iş kazası olduğunu, bilirkişi heyeti içerisinde trafik uzmanı ve iş sağlığı ve güvenliği uzmanın bulunmadığını, sadece bir makine yüksek mühendisi ile hesap uzmanı olduğunu, iş bu dosyada trafik kazasında kusur tayinine ehil bir bilirkişi heyeti olmadığını, diğer davalı … şirketinin davayı takip etmediğini, bu nedenle ödeme yapılıp yapılmadığının sorumluluk sigortası şirketinden sorulması talebinin olduğunu ve kabul edilmediğini, ancak tazminat hesaplama esasları bakımından davacıya kaza sebebi ile yapılan sigorta ödemelerinin hesaplanan zarardan düşülmesinin gerektiğini belirterek istinaf talep etmiştir. Dava trafik kazası nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararının usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacının maluliyetinin tespitine esas alınan Adli Tıp Kurumu 3. Adli Tıp İhtisas Kurulu’nun 14/12/2015 tarihli raporu evrak üzerinden değerlendirme yapılarak oluşturulmuş olup raporda heyette bulunan ortapedi ve travmatoloji uzmanın imzasının bulunmamaktadır. Yine davalılar vekilinin rapora itirazları mahkemece değerlendirilmemiş olması da doğru olmamıştır. Dosya kapsamına göre davalılar vekili, süresi içerisinde sunduğu cevap dilekçesi ile tanık deliline dayandığı ve süresi içerisinde tanık listesini de sunduğu halde mahkemece davalılar açıkça vazgeçmediği halde tanıklarının dinlenmemiş olması ve bu doğrultuda kusur tespitinin tanıklar dinlenmeden sonuçlandırılması doğru olmamıştır. Davalılar vekilinin sigorta şirketleri tarafından yapılmış ödeme olup olmadığına ilişkin ödeme iddiası ile Sgk’dan davacıya rücuya tabi gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığı görülmüştür. Ayrıca kusur tespiti yaptırılan bilirkişinin uzmanlık alanına yapılan itirazın değerlendirilebilmesi için bilirkişi listesindeki uzmanlık alanının tespit edilerek dosya içerisine alınmaması da doğru olmamıştır. Bu durumda, Mahkemece davalının gösterdiği ve açıkça vazgeçmediği tanıklarının dinlenmesi ve davacının dinlemeyen tanıkların dinlenmesinden açıkça vazgeçtiği takdirde de davalı bu tanıkların dinlenmesinden vazgeçilmesine muvafakat etmez ve tanıkların dinlenmesini isterse, gerekli masraf davalı tarafça karşılanmak suretiyle tanıkların HMK’nın 240 ve devamı maddeleri uyarınca dinlenmesi için davalı tarafa imkan tanınması, maluliyet raporundaki imza eksikliğine ilişkin Adli Tıp Kurumuna müzekkere yazılması, davalılar vekilinin rapor ve bilirkişinin uzmanlık alanına yönelik itirazların değerlendirilmesi, sigorta şirketine ve SGK’ya müzekkere yazılarak davacıya ödeme yapılıp yapılmadığının tespit edilerek dosyaya eklenmesi ile toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan 110.000,00 TL bedelli teminatın davalı …’e iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/06/2020