Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1681 E. 2019/3709 K. 07.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1681
KARAR NO : 2019/3709
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/03/2018
NUMARASI : 2018/1827 D.İş Esas – 2018/1827 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 07/11/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 28.05.2015 tarihinde davacının tabela asmak için araç sepetinde iken davalı … şirketine sigortalı …’ nin kullandığı … plaka nolu aracın çarpması ile meydana gelen trafik kasasında müvekkili …’nın yaralanarak sakat kaldığını, poliçeden doğan tazminat sorumluluğu kapsamında müvekkiline ödenmesi gereken yasal tazminatın ödenmesi için ilgili sigorta şirketine tüm belgelerle birlikte müracaat etmelerine rağmen yasal süre içerisinde ödeme yapılmadığını, trafik kazasında yaralanan ve akabinde sakat kalan müvekkilinin mağduriyetinin giderilmesi ve tedavilerinin karşılanması, iş gücü kaybı ve işten yoksun kaldığı süre boyunca uğradığı maddi kayıpların karşılanması için bilirkişi marifetiyle tazminatının hesaplatılarak, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 50.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işletilecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı 10.01.2018 harç tarihli ıslah dilekçesi ile talebini 125.373,21 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karışan …plakalı aracın müvekkili şirkete sigortalı olduğunu, davacının sunmuş olduğu raporun sürekli olmayıp %24 engel oranını tanımlayan raporun 2 yıl geçerlilik süresi bulunması nedeniyle başvuranın tedavisinin sonlanmadığını, iyileşme döneminde olmasından bahisle maluliyetinin belirlenemeyeceğini ve bu dönemde müvekkili şirketin ödeme yapmasının beklenemeyeceğini, kazanın hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde iddia edildiği gibi meydana geldiğinin ispatının gerektiğini, sigortalının kusuru ve davacının zararı konularında bilirkişi incelemesi yapılmasını ve davacının gelirinin somut belgelerle ispat edilmesi gerektiğini, başvuru sahibinin ticari faiz isteminin yasal mevzuata ve Yargıtayın yerleşik içtihatlarına aykırı olduğunu, yapılan eksik başvuru sebebiyle müvekkili sigorta aleyhine açılan başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, 125.373,21 TL’nin 04.01.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tahsiline yönelik başvurunun kabulüne karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkiline 2 yıllık geçici sağlık kurulu raporu ile başvuru yapılmasının hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, bu nedenle başvurunun usulden reddi gerektiğini, dosya içerisinde alınan maluliyet raporunun taraflarına tebliğ edilmediğinden hukuki dinlenilme haklarının kısıtlandığını, söz konusu kazanın iş kazası niteliğinde olduğunu, işverinin ve çalışanın kusurunun araştırılmadığını, işveren tarafından gerekli tedbirler alınmadan vinç üzerinde tabela asım çalışması yaptırdığını, mağdurun müterafik kusurun ve işverinin kusurunun değerlendirilmediğini, haksız fiilden doğan tazminat taleplerine yasal faiz uygulanması gerektiğini, her iki taraf için de maktu vekalet ücretinin altında kalmayacak şekilde 1/5 oranında vekalet ücreti takdir edilmesi gerekirken davacı lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı vekilince Uyuşmazlık hakem heyet kararına yapılan itiraz dilekçesinde müvekkili sigorta şirketine usulüne uygun başvuru yapılmadığı, avans faizine hükmedilmesinin hatalı olduğu, vekalet ücretinin hatalı hükmedildiği hususları açıklanarak ve bu nedenlerle itiraz edilmiş olmakla, oluşan usulü kazınılmış hakka göre, istinaf dilekçesindeki söz konusu kazanın iş kazası niteliğinde olduğunu, işverinin ve çalışanın kusurunun araştırılmadığını, işveren tarafından gerekli tedbirler alınmadan vinç üzerinde tabela asım çalışması yaptırdığını, mağdurun müterafik kusurun ve işverinin kusurunun değerlendirilmediğini yönündeki talepleri ve sigortalı araç ticari nitelikte çekici araç olduğundan faize yönelik itirazları yerinde görülmemiştir.Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararın kapsamının belirlenmesi açısından malûliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi esaslı unsurdur. Bu belirlemenin ise; Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarih 11/10/2008 tarihinde önce ise Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11/10/2008 tarihi ile 01/09/2013 tarihleri arasında ise Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01/09/2013 tarihinden sonra Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği hükümleri, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümleri dikkate alınarak düzenlenmiş raporla yapılmış olması gerekir.Somut olayda, temin edilen ve Hacettepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Ana Bilim Dalı’ nca düzenlenen 30.10.2017 günlü rapor hükme esas alınmış ise de, söz konusu raporun içeriği gözetildiğinde belirlemeye esas alınan yasal düzenlemeler açıklanırken, 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği” nin açıklandığı, oysa belirlemenin az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre yapılması gerektiğinden, söz konusu raporun, yeterli ve geçerli bir rapor niteliği taşımadığı açıktır.Bu durumda hakem heyetince, yargılamanın tahkim yargılaması olduğu da gözetilerek, Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümlerince düzenlenecek raporla kaza tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” hükümleri esas alınmak kaydıyla, davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte raporla tespit edilmesi ve ondan sonra davacının uğradığı gerçek zarar kapsamının belirlenmesi gerekmektedir.Kabule göre de; 6100 sayılı HMK’nun 27. maddesi uyarınca davanın tarafları, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip olup bu hak yargılama ile ilgili bilgi sahibi olunmasını da içerir. Hukuki dinlenilme hakkı çerçevesinde başvuru sahibinin başvuru dilekçesi, bilirkişi raporu, ıslah dilekçesi, süreç içerisindeki tüm ara kararların tebliği gerekmekle, maluliyet raporunun davalı … şirketine tebliği ile beyanda bulunma hakkı verilmeden Anayasa ve HMK ile koruma altına alınan hukuki dinlenilme ve savunma hakkı kısıtlanarak karar verilmiş olması doğru değildir. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere 19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanarak Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13 üncü fıkrasına “(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16.13 maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak AAÜT’nin 13. maddesi gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. (Aynı yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 09/10/2018 tarih, 2018/1726 E. ve 2018/8853 K., 07/05/2018 tarih, 2016/10994 E. ve 2018/4624 K. sayılı kararları ile Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 26/04/2018 tarih, 2017/5281 E. ve 2018/3189 K. sayılı kararı).Belirtilen nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına,4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,5-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigrta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 8-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre …. AŞ tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası AŞ İstanbul Beyoğlu Şubesinin 08/04/2018 tarih ve … numaralı 200.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … AŞ’ne iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.07/11/2019