Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1652 E. 2020/793 K. 30.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1652
KARAR NO: 2020/793
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/12/2017
NUMARASI: 2016/822 Esas – 2017/943 Karar
DAVA: Tazminat (Sözleşmeden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 30/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 07/04/2016 tarihinde meydana gelen kaza nedeniyle davacıya ait … plakalı aracın hasarlandığı, bu nedenle 2. el değerinde değer kaybı meydana geldiği, kazaya davalı …’ın, kullanmakta olduğu … plakalı kamyonu ile sebebiyet verdiği, müvekkili aracının henüz 6 aylık … tipi araç olduğu, hasarlı değerinin 97.000,00 TL olduğu, onarım bedelinin ise 59.000,00 TL olarak tespit edildiği, müvekkilinin aracını 221.000,00 TL’ye almış iken bu kaza nedeniyle 156.250,00 TL’ye devir etmek zorunda kaldığı, kaza nedeniyle büyük değer kaybına uğradığı iddiası ile değer kaybının tespiti ile fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak şimdilik 10.000,00 TL’nin kaza tarihi olan 07/04/2016 tarihi itibariyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsilini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili ıslah dilekçesi ile taleplerini 29.960,00 TL daha artırarak toplam 39.960,00 TL’nin davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; tarafından yetki itirazında bulunulduğu, müvekkili şirkete herhangi bir başvuru yapılmadığı savunmalarıyla davanın usulden reddi, sigortalı aracın olayın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığı ve dilekçesinde belirtilen diğer nedenlerle de esas yönünden reddini talep etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazı, davacının sigorta şirketine herhangi bir başvuruda bulunmadığı, kusur iddiasını kabul etmedikleri, hasara ilişkin iddiaları kabul etmedikleri, … Sigorta AŞ tarafından yapılmış ödemelerin bulunduğu itiraz ve savunmaları ile davanın usul ve esas yönünden reddini talep etmişlerdir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın kabulü ile; Davacının 39.960,00 TL tutarındaki değer kaybına ilişkin zararının davalı … Sigorta A.Ş. Yönünden dava tarihi olan 10/06/2016 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ve sigorta şirketinin 31.000,00 TL teminat limitinden 26.537,75 TL’lik kısmı araç hasar bedili olarak ödendiğinden bakiye kısmı ile sınırlı sorumlu olmak kaydı ile, diğer davalılar yönünden ise kaza tarihi olan 04/06/2016 tarihniden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın meydana gelmesinde müvekkillerinin bir kusurunun bulunmadığını, müvekkilinin aniden yola çıkan köpeği tahmin etmesinin mümkün olmadığını, kazanın oluşumunda müvekkili sürücünün alacağı başka bir önlem olmadığı için meydana gelen zararı önlemesinin de mümkün olmadığının sabit olduğunu, ayrıca olayın oluşumunu ortaya koyacak olan tanıklarının dinlenilmediğini, bilirkişi raporunda araç sürücüsünün … olarak belirtildiğini ancak …’ın sürücü olmadığını, gerekli deliller toplanmadan müvekkillerinin %100 oranında kusurlu olduğu kanaatine varılmasının hakkaniyete aykırı olduğunu, olayın tamamen zaruret halinde meydana geldiğini bu nedenle müvekkilinin asli kusurlu sayılmasının mümkün olmadığını, itiraz etmelerine rağmen yapılan hesaplamanın gerçek piyasa değerinin çok üstünde olduğunu, kazanın olduğu bölgeye yakın mukim sigorta şirketlerinin bakım onarım merkezlerinin servislerinden değer alınmadan rapor düzenlenmesi ve mahkeme tarafından da tamamen teknik bilgiler dikkate alınarak düzenlenen rapora kanaat edilmesinin hakkaniyete uygun olmadığını belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece alınan 18.04.2017 tarihli kusur raporunda … plakalı kamyon sürücüsü davalının 2918 sayılı KTK’nın 84/g maddesini ihlal etmesi nedeni ile %100 oranında kusurlu olduğu, … plakalı araç sürücüsünün kusurunun bulunmadığı bildirilmiş, istinaf eden davalı tarafça da itiraz edilmesi üzerine aynı bilirkişiden ek rapor alınmış, ek rapor ile aynı görüş açıklanmıştır. Somut uyuşmazlıkta; seyir esnasında önüne köpek çıkması nedeniyle sola manevra yapmak zorunda kaldığını savunan davalı itirazı yönünden, “.. Davalı far huzmelerinin sağladığı görüşle seyrederken aracın yük ve teknik özelliğini, görüş, yol ve trafik durumunun gerektirdiği şartlara göre hızını ayarlamadığı, dikkatsiz ve tedbirsiz davrandığı, arka trafiği izlemeden aniden sol tarafa direksiyon kırarak orta şeritte seyreden … plaka sayılı araca sağ tarafından çarptığı sabit olmakla, … Olayın cereyan tarzı ve tespitlerden … plaka sayılı araç sürücüsünün söz konusu mevkide şeridinde nizami olarak seyrederken sağ yan tarafından çarpan araca karşı alabileceği bir tedbir durumu olamayacağı” hususu kök raporda açıklanmış ve “…davacı orta şeritte seyrederken davalı sağ şeritte seyrini sürdürmektedir. Paralel seyreden araçlar arasında yakın mesafe şeklinde bir trafik kuralı mevcut değildir. Davalı araç sürücüsünün davacı araca sağ tarafından çarpması olayında, davalının hızını mahal şartlarına göre ayarlamadığı, dalgın ve dikkatsiz davrandığı, arka trafiği kontrol etmeden sola kaçmak istemesi sonucu kazanın meydana gelmiş olduğu” ek raporda açıklanmıştır. Gerek kök ve gerekse ek rapor oluşa uygun ve kusur açısından karar vermeye elverişli olduğundan, bu hususa değinen davalı istinafı yerinde değildir. Yine bilirkişi tarafından düzenlenen ek raporda da görüşü değişmeyen hesaplamada, 14/05/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan ZMMS Genel Şartları ekinde bulunan liste dikkate alınarak (39.960,00 TL) ve ayrıca aracın olaydan önce ve sonraki değerleri farkı olarak (40.000,00 TL) olarak iki ayrı hesaplama yapılmıştır. Mahkemece kaza tarihine göre uygulanması gereken yeni ZMMS Genel Şartları ekinde bulunan liste dikkate alınarak yapılan hesaplamaya göre bulunan 39.960,00 TL değer kaybı üzerinden davanın kabul edilmesine karar verilmesinde dosya kapsamı, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen davalı istinafı yerinde değildir. Açıklanan nedenlerle; davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Davalılar … ve … yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 2.729,66 TL harçtan peşin alınan 682,41 TL harcın mahsubu ile bakiye 2.047,25 TL harcın davalılar … ve …’dan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.30/06/2020