Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1646 E. 2020/768 K. 26.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1646
KARAR NO: 2020/768
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/12/2017
NUMARASI: 2016/288 Esas – 2017/1113 Karar
DAVA: Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden)
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkili şirkete ait … plakalı aracın, şirket çalışanı … yönetiminde iken 06/12/2015 tarihinde trafik kazasına karışarak hasar gördüğü, davalı sigorta şirketine hasar dosyasının açılmasına rağmen Poliçe Genel Şartları A-5 (5-5) maddesine göre “fazla içki kullanımı” nedeniyle zararın riziko kapsamında olmadığı belirtilerek tazminat ödemesinin red edildiği, bu karara Kadıköy … Noterliği … yevmiye nolu ihtarnamesiyle itiraz edilerek tazminatın ödenmesi talebinin yenilendiği, kazada alkollü araç kullanımından kaynaklandığına ilişkin bir ibarenin bulunmadığı gibi sürücü …’nin ehliyetine alkol nedeni ile el konulmadığı belirtilmesine rağmen ihtarnamenin de sonuçsuz kalması üzerine Tekirdağ 2. Sulh Hukuk Mahkemesince 2016/5 D.iş sayılı dosya ile araç ile ilgili delil tespiti yaptırıldığı, aracın mevcut şartlar halinde onarılmadan elden çıkarılması (pert-total) işleminin yapılması gerektiği ifade edildiğinden, aracın hurdasının davalıya teslimine, aracın kaza tarihindeki rayiç bedelinin davalının temerrüdünün gerçekleştiği tarihten itibaren işleyecek ticari temerrüt (avans) faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı vekili taleplerinin kabulünün mümkün olmayacağını, “Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları A.5-5 maddesini “Teminat dışında kalan zararlar” başlığında; aracın K.T Yönetmeliği ‘nde belirtilen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce meydana gelen zararların kabul edilmeyeceğini ve de aracın Pert edildiğini iddia etmiş ise de pert edilip edilmeyeceğinin mahkemece karar verileceği belirtilmekte, davacı vekilinin davalı müvekkil Sigorta şirketinin yokluğunda yaptırmış olduğu tespiti kabul etmenin mümkün olmadığı gibi reeskont faiz talebinin sigortalı aracın özel araç olduğunu yasal faize hükmedilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “1-Davanın kabulü ile 86.000 TL’nin 22/01/2016 tarihinden itibaren işleyecek değişik oranlarda avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 2-… plakalı hasarlı aracın hurdasının davalıya iadesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kara Araçları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın “A.5. Teminat Dışında Kalan Zararlar ” başlığının 5. maddesinde, yasal sınırın üzerinde alkol kullanılması sonucu meydana gelen zararların teminat dışı tutulduğunu, belirtilen yasal sınır ise 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre 0.50 promil olduğu, olayda sürücü … kazadan 32 dakika sonra 0.42 promil alkollü olduğu ölçüldüğünü, kazadan sonra ölçülen bu alkol değerinin kaza esnasında yasal sınırın üzerinde olduğunun kabulü gerektiğini, Yerel Mahkeme tarafından aldırılan kusur raporunda alkol değerlendirmesi tamamen afaki bir şekilde yapıldığını, kazaya karışan sigortalı araç sürücüsünün kaza anındaki alkol durumunun değerlendirilebilmesi için dosyanın ATK 5. İhtisas Dairesi’ne gönderilmesi gerektiğini, kabul anlamına gelmemekle birlikte dava tarihinden yasal faiz ile sorumluluk doğabileceğini, hüküm altına alınan maddi hasar tazminat ve ticari faiz talebinde yasal isabet bulunmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasar tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin, “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, “alkollü içki almış olarak kandaki alkol miktarına göre araç sürme yasağı kenar başlığı altında; alkollü içki almış olarak araç kullandığı tespit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları açıklanmıştır.Ayrıca Motorlu Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinde; Taşıtın, uyuşturucu maddeler veya Karayolları Trafik Kanunu uyarınca yasaklanan miktardan fazla içki almış kişiler tarafından kullanılması sırasında meydana gelen zararların sigorta teminatı dışında olduğu belirtilmiştir.Bununla birlikte, Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5.5. maddesinin dayanağını teşkil eden KTK’nun 48. maddesinin yasaklamayı düzenleyen ilk fıkrasında, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli araç sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmeleri yasaklanmış olup, aynı maddenin 2. fıkrasındaki yönetmelik düzenlenmesine olanak tanıyan hükümde, yasaklama yetkisi yönetmeliğe bırakılmış olmadığından, Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinde, yukarıda anılan yasa hükmü tekrarlandıktan ve müteakip, uyuşturucu veya keyif verici maddeler ile alkollü içkilerin oranlarının ne şekilde saptanacağı belirlendikten sonra, yasada yer alan hükmü dikkate almadan salt 0.50 promilin üstünde alınan alkol miktarına göre araç kullanma yasağı getirilmesinin yasal dayanağı bulunmadığından geçersiz bulunmaktadır. Geçersiz yönetmelik hükümlerinin yasaya aykırı bir şekilde genel şart olarak kabulü de mümkün değildir.O halde, hasarın teminat dışı kalabilmesi için kazanın meydana geliş şekli itibariyle sürücünün salt (münhasıran) alkolün etkisi altında kaza yapmış olması gerekmektedir. Diğer bir anlatımla, sürücünün alkollü olması tek başına hasarın teminat dışı kalmasını gerektirmez. Üstelik, böyle bir durumda hasarın teminat dışı kaldığının ispat yükü TTK’nın 1281.maddesi hükmü gereğince sigortacıya düşmektedir.Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin saptanması durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın reddine, aksi halinde kabulüne karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmiştir (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 sayılı ilamları ile Yargıtay 17. HD 22.1.2018 Tarih ve 2017/2411 E. 2018/74 K.).Somut olayda, davalının sigortaladığı aracın trafikte seyri sırasında kazanın meydana geldiği, araç sürücüsünün olaydan 32 dakika sonra alınan doktor raporuna göre alkol oranının 0.42 promil yazılı olduğu anlaşılmıştır. Kazanın, münhasıran (salt) alkolün etkisi altında meydana gelip gelmediği yönünden bilirkişi raporu alınmamıştır. Alınan rapor, kazanın münhasıran alkol etkisinde meydana gelip gelmediğini kabul için yeterli olmayıp eksik inceleme ile karar verilemez.Bu durumda mahkemece davalıya ispat imkanı tanınarak, İTÜ veya Karayolları Genel Müdürlüğü gibi kuruluşlardan seçilecek iki trafik uzmanı ve bir nörolog bilirkişisinden oluşan bilirkişi kurulundan, kazanın münhasıran alkolün etkisi altında gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka unsurların da etkili olup olmadığının tespiti hususlarında ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Davaya konu kazaya karışan araç davacı ticari şirket adına kayıtlı olup ticari araç olduğundan, bu aracın sebep olduğu zararlar yönünden temerrüt faizine karar verilirken, ticari faiz uygulanması gerektiğinden faize yönelik istinaf itirazı yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş./Karaköy Şubesinin 26/04/2018 tarih ve … numaralı 142.422,13 TL bedelli teminat mektubunun davalı … Sigorta A.Ş.’ye iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/06/2020