Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1640 E. 2020/693 K. 11.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1640
KARAR NO : 2020/693
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 27/12/2017
NUMARASI: 2014/807 Esas – 2017/1423 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 11/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 14/07/2013 günü davalılardan … sevk ve idaresindeki … plakalı araçla müvekkillerinin murisi ve 1. dereceden akrabası … çarparak feci bir şekilde ölümüne neden olduğunu, aracın davalı … A.Ş. adına kayıtlı olduğunu, aracın … A.Ş. tarafından Motorlu Kara Taşıt ve Araçları Zorunlu Mali Sorumluluk Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı olduğunu, bu nedenle davalı sigortanın maddi tazminattan sorumlu olduğunu, müteveffanın murislerinden eşi … bu kaza nedeniyle çok genç yaşta eşini kaybettiğini, maddi ve manevi desteğinden yoksun kaldığını, bu nedenlerle davacılardan müteveffanın eşi İfdade … hayatını, müteveffanın ölümü nedeniyle maddi desteğinden yoksun olarak devam ettirmek zorunda kaldığından şimdilik 1.000,00 TL maddi tazminat talep ettiklerini, ayrıca …. için 100.000,00 TL manevi tazminat, müteveffanın çocukları … ve … için ayrı ayrı 50.000,00 TL, annesi … için 40.000,00 TL, kardeşleri …. ile … için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 320.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı sigorta şirketi dışındaki diğer davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 500,00 TL cenaze masrafının da 14/07/2013 tarihinden itibaren işletilecek mevduata uygulanan en yüksek banka faizi ile davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi ile özetle; … plakalı aracın, 14/09/2012 başlangıç – 14/09/2013 bitim tarihleri arasında geçerli olmak üzere Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçesi ile …A.Ş. adına ölüm halinde kaza tarihi itibarıyla şahıs başına 250.000,00 TL sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, sigorta şirketine herhangi bir başvuru yapmadığını, müvekkili sigorta şirketinin davacılara karşı temerrüdünün söz konusu olmadığını, kaza tarihinden itibaren en yüksek banka mevduat faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. cevap dilekçesi ile özetle; davanın konusunu oluşturan maluliyet tazminatı talepli işbu davanın müvekkil Şirket Ticaret Konunu poliçesinden yahut ticari ilişkiden değil, müvekkili şirketin maliki olduğu aracın karşıtığı trafik kazasından kaynaklandığını, bu nedenle mahkememizin görevsiz olduğunu, Davanın … Şirketi’ne ihbarının gerektiğini, hiçbir zaman davayı kabul anlamına gelmemek kaydıyla öncelikle müvekkili şirketin maliki olduğu…. plakalı aracın 31/12/2012 – 31/12/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … Sigorta Motorlu Kara Taşıtları Bileşik Kasko Sigortası Poliçesi ile teminat altında olduğunu, dava konusu kazanın meydana gelmesinde müvekkili şirkete ait araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, müvekkili şirket aleyhine ikame olunan haksız ve dayanaksız davanın reddine, mahkememiz tarafından görevsizlik kararı verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davacı ifade de … maddi tazminat davasının ıslah edilmiş haliyle kabulüne, 66.544,62 TL destekten yoksun kalma, 500,00 TL cenaze ve defin gideri zararlarının davalı sigorta yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden olay tarihi olan 14/07/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tüm davalılardan alınarak davacıya verilmesine, Davacıların manevi tazminat istemlerinin kısmen kabulü ile eş İfdade için 25.000,00 TL manevi tazminat, çocuğu … için 10.000,00 TL manevi tazminat, çocuğu … için 10.000,00 TL tazminat, annesi … için 5.000,00 TL, kardeşi Harun için 2.000,00 TL manevi tazminat, kardeşi … için 2.000,00 TL manevi tazminat, kardeşi … için 2.000,00 TL manevi tazminat, kardeşi … için 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/07/2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılar … müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin istemlerin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili, davalı … A.Ş. vekili ile davalı …vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; manevi tazminatın davacılarda bu olayın doğurduğu tahribatı giderici miktarda olmaması sebebi ile kararın manevi tazminata dair hükmüne karşı istinaf yasa yoluna müracaat etmek zarureti doğduğunu beyan ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı … istinaf dilekçesinde özetle; davaya konu maddi tazminat ve cenaze gideri talepleri yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağını bu nedenle davacı tarafın haksız davasının hukuki yarar yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımı sebebi ile reddi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olan müteveffanın kendisi olup, davalı …’ya kusur atfedilmesi mümkün olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında müteveffanın aylık ücreti baz alınması gerektiğini, tanzim edilen bilirkişi raporunun kazanç durumu başlıklı bölümünde “Davacı vekilinin 21/01/2014 tarihli yazısı ekinde ücret bordrosu sunduğu, kayden asgari ücret üzerinden gözüktüğü” ifadesine yer verilmiş olmasına ve dosyada müteveffanın kazanç durumunu ispat edebilecek nitelikte başkaca hiçbir delil bulunmamasına rağmen müteveffanın mezkur kaza tarihinde 1.700 TL kazanç sağladığı sonucuna varılması tamamen afaki olgulara dayanılarak tespit yapıldığını, davacı eşin rapor tarihindeki değil, olay tarihindeki yaşının esas alınması gerektiği ve bu minvalde olay tarihinde 51 yaşında olan eş için AYİM tablosu uyarınca %1 oranı üzerinden indirime gidilmek sureti ile hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, yerel mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarları mezkur olayın özellikleri ve kusur oranları dikkate alınmaksızın fahiş belirlendiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı ….A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle;davaya konu maddi tazminat ve cenaze gideri talepleri yönünden belirsiz alacak davası açılamayacağı gerek kanunun lafzı gerek yerleşik yargıtay içtihatları ile sabit olup, davacı tarafın haksız davasının hukuki yarar yokluğu sebebi ile usulden reddine karar verilmesi gerektiğini, davacı tarafın taleplerinin zamanaşımı sebebi ile reddi gerektiğini, kazanın meydana gelmesinde asli ve tam kusurlu olan müteveffanın kendisi olup, davalı … kusur atfedilmesi mümkün olmadığını, destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanmasında müteveffanın aylık ücreti baz alınacak olup, tanzim edilen bilirkişi raporunun kazanç durumu başlıklı bölümünde “Davacı vekilinin 21/01/2014 tarihli yazısı ekinde ücret bordrosu sunduğu, kayden asgari ücret üzerinden gözüktüğü” ifadesine yer verilmiş olmasına ve dosyada müteveffanın kazanç durumunu ispat edebilecek nitelikte başkaca hiçbir delil bulunmamasına rağmen müteveffanın mezkur kaza tarihinde 1.700 TL kazanç sağladığı sonucuna varılması tamamen afaki olgulara dayanılarak tespit yapıldığını, davacı eşin rapor tarihindeki değil, olay tarihindeki yaşının esas alınması gerektiği ve bu minvalde olay tarihinde 51 yaşında olan eş için AYİM tablosu uyarınca %1 oranı üzerinden indirime gidilmek sureti ile hesaplama yapılmasını talep ettiklerini, yerel mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarları mezkur olayın özellikleri ve kusur oranları dikkate alınmaksızın fahiş belirlendiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.6100 Sayılı HMK’nin Belirsiz Alacak ve Tespit davası başlığı altındaki 107/1.maddesinde “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” hükmüne, aynı maddenin 2. fıkrasında ise “Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.” hükmüne yer verilmiştir.Somut olayda; davacı vekili dava dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere maddi tazminat ve cenaze gideri bakımından talebi harca esas değer 1.500,00 TL. olarak gösterilmek suretiyle, 6100 sayılı HMK’nun 107. maddesi gereği belirsiz alacak davası olarak açılmış ve belirlenecek maddi tazminatın tahsili talep edilmiş olup, davacı vekili 06/10/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile maddi tazminat talebini davacı eş için 66.544,62 TL’ye yükseltmiştir. Bu durumda, davacı vekilinin 06/10/2017 tarihli dilekçesi HMK’nin 107/2. fıkrası uyarınca talebin arttırılması niteliğinde olup davalılar vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde görülmemiştir. KTK’nın 109/2.maddesine göre “Motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler, zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrar. Dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğar ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmüş bulunursa, bu süre maddi tazminat talepleri için de geçerlidir.” Dava konusu kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK’nın 85/1 ve 66/1-d maddelerine göre, ceza dava zamanaşımı 15 yıldır. Kaza tarihi olan14/07/2013 tarihi ile dava tarihi ve ıslah tarihi dikkate alındığında davalı ….A.Ş. vekilinin zamanaşımına yönelik istinaf iddia ve itirazı da yerinde değildir. Gerek ceza dosyasında gerekse işbu davada alınan tüm kusur raporlarının trafik kazası tespit tutanağı ile uyumlu olduğu ve raporların birbirini teyit ettiği, meydana gelen olayda davacılar murisinin asli, davalı sürücünün ise tali kusurlu olduğu tespit edilmiş olup mahkemece alınan kusur raporu ile müteveffa yüzde 75, davalı sürücü ise yüzde 25 oranında belirlenen kusur oranları kabul edilerek hüküm kurulduğuna göre davalı ….A.Ş. vekilinin kusura yönelik istinaf itirazının reddi gerekmiştir.TBK’nun 53/3. maddesi gereği, ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yoksun kalınan gerçek destek miktarının tespit edilebilmesi için öncelikle desteğin sağlığında elde ettiği net gelirin doğru saptanması icap eder. Destekten yoksunluk zararının hesabında müteveffanın gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Desteğin kaza tarihi itibariyle mesleği ve geliri tespit edilmelidir. Kişinin herhangi bir işi yoksa, desteğin geliri asgari ücret kabul edilerek, raporun hazırlandığı tarihteki net asgari ücret üzerinden hesaplama yapılacaktır. Eğer desteğin gelirinin asgari ücret üzerinde olduğu, bir başka anlatımla herhangi bir işyerinde çalıştığı ya da bir meslek icra ettiği ve asgari ücret üzerinde bir gelir elde edildiği iddia ediliyorsa bunun ispat edilmesi gerekir.Davacılar desteğin asgari ücret üzerinde bir gelir elde ettiğini iddia etmiş ise SGK’dan trafik kazasının olduğu tarihteki desteğin ücret ve gelirlerini gösterir tüm belgeler getirtmelidir. Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise SGK kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır.Yargıtay’ın yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin ölüm tarihindeki gelir durumunun davacı tarafça kanıtlanması gerekir. Bunun kanıtlanmaması halinde ise maddi destek tazminatının hesabında asgari ücretin esas alınacağı kabul edilmektedir. Sadece tanık beyanları ile kazanç tespiti mümkün olmayıp bunun bir takım belge ve kayıtlarla desteklenmesi gerekmektedir.Kişi belirli bir iş yerine bağlı olmaksızın belirli bir meslek icra eden kişilerden ise S.G.K kayıtları olup olmadığı da araştırılarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilgili zabıta araştırması yanında o meslek odasından o mesleği icra edenlerin kaza tarihi itibarı ile ortalama ücretleri sorulmalıdır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2018/910 Esas-2019/12325 Karar sayılı ilamı).Somut olayda; dava dilekçesinde, desteğin oto kaporta ustası olarak çalıştığı ve asgari ücret üzerinde kazanç elde ettiği iddia edilmiş, bu iddianın ispatı bakımından, tanık ve emsal araştırması deliline dayanılmıştır. Davacı tarafın iddiası doğrultusunda yapılan gelir araştırmasına ilişkin gönderilen cevap yazısına göre müteveffanın asgari ücretin 1,98 katı gelir elde ettiği kabul edilerek tazminat hesabının yapıldığı aktüerya raporda saptanan miktarların mahkemece hüküm altına alındığı görülmektedir. Desteğin geliri bakımından SGK ya da vergi dairesi gibi resmi kurumlardan araştırma yapılmadığı hususları gözetildiğinde, desteğin geliri için yapılan araştırma yetersizdir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Bu durumda mahkemece; öncelikle davacılar desteğinin yaptığını iddia ettiği oto kaporta işinin bir işverenin yanında hizmet sözleşmesi ile yürütülebileceği ya da bağımsız olarak çalışılıyorsa vergi mükellefi olarak çalışmanın gerekeceği gözetilmek suretiyle, davacılar desteğinin kaza tarihinden önceki SGK hizmet dökümü ile bağlı olarak çalıştığı işyerinden en son gelirlerine ilişkin belgelerin ya da bağımsız olarak çalışmaları söz konusuysa, ilgili vergi dairesinden kazançlarına ilişkin belgelerin getirtilmesi, bu suretle temin edilen resmi belgelerdeki net kazançları dikkate alınarak tazminat hesabına esas gelirin net biçimde belirlenmesi gerekir. Davacıların desteğinin ifade olunan biçimde saptanan geliri üzerinden,aksi takdirde asgari ücret tutarında gelir sağladığının kabulü ile asgari ücret üzerinden tazminatın hesaplanması için bilirkişiden ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, herhangi bir belge ve bilgiye dayalı olmayan kazanç tespiti ve tespit edilen hesap üzerinden eksik incelemeyle yazılı olduğu biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir. Yargıtay 17.Hukuk Dairesinin yerleşmiş içtihatları gereği; evlenme ihtimali oranları belirlenirken, destek gören eşin kaza tarihindeki yaşına göre, AYİM Evlenme İhtimali Tablosu’ndaki belirlemelerin esas alınması gerekmektedir. Davacı eşin kaza tarihindeki yaşı gözetilerek, evlenme ihtimali oranının belirlenmesi gerekirken, rapor tarihindeki yaşı esas alınmak suretiyle bu belirlemenin yapılması doğru değildir, davacı eşin kaza tarihindeki yaşı nüfus kaydına göre 51 olduğu ve 18 yaşından küçük çocuğunun bulunmadığı dikkate alınıp AYİM Tablosu’na göre evlenme ihtimali oranının yüzde 1 oranında olduğundan belirlenen tazminattan bu nedenle indirim yapılarak hesaplanması gerekir. Davalı …A.Ş. vekilinin buna değinen istinafı yerinde görülmüştür.Açıklanan nedenlerle, davalı …ve davalı ….A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir. Dairemizin kararına göre de manevi tazminata ilişkin istinaf itirazları incelenmemiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı …. A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,7- İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan,… Bankası T.A.O ….Merkezi Şubesinin 03/05/2018 tarih ve … numaralı 101.177,77 TL bedelli teminat mektubu ile yine aynı davalı tarafından icra dosyasına sunulan, …Bankası T.A.O …. Merkezi şubesinin 09/03/2018 tarih ve …. numaralı 223.888,35 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş.’ye iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.11/06/2020