Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1630 E. 2020/575 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1630
KARAR NO : 2020/575
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/01/2018
NUMARASI : 2014/1475 Esas 2018/44 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle, Müvekkillerinin desteği … 14/12/2011 tarihinde yaya olarak yürürken davalı …’ın sevk ve idaresindeki, diğer davalı … ait, davalı … şirketi tarafından zorunlu trafik sigortası ile sigortalanan … plakalı aracın çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasından dolayı 15/12/2011 tarihinde vefat ettiğini, dava açılmadan önce 25.586,00 TL ödeme yapılmış ise de bu ödemenin zararı karşılamadığını belirterek, şimdilik davacı eş için 9.000 TL, murisin oğlu için 1.000 TL maddi tazminatın tüm davalılardan, davacı eş için 30.000 TL, murisin oğlu için 20.000 TL manevi tazminatın ise sigorta şirketi dışındaki davalılardan kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı …. vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunmuş esasa dair itirazlarında davacıya 23/11/2012 tarihinde 25.586 TL ödeme yapıldığını, herhangi bir zararlarının kalmadığı, o günün şartlarında zararın tamamının ödendiğini, mahkeme aksi kanaatteyse kusur incelemesi yapılmasını beyanla davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; Maddi zararın sigorta şirketi tarafından karşılandığını, ölenin asli kusurlu olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın kısmen kabulü kısmen reddi ile Davacı … tarafından açılan 9.000,00 TL talepli maddi tazminat davasının reddine, Davacı … tarafından açılan 1.000,00 TL talepli maddi tazminat davasının reddine, Davacı … tarafından açılan 30.000,00 TL talepli manevi tazminat davasında olay tarihi olan 15/12/2011 tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumu, manevi tazminatın ceza yada doğrudan tazmin niteliğinin bulunmaması, davacıların yaşadıkları üzüntünün kısmen telafisi için gereken bir tazminat ödemesi olup, ölenin % 85 kusuru nazara alınarak talebin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 15/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, Davacı … tarafından açılan 12.000,00 TL talepli manevi tazminat davasında olay tarihi olan 15/12/2011 tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumu, manevi tazminatın ceza yada doğrudan tazmin niteliğinin bulunmaması, davacıların yaşadıkları üzüntünün kısmen telafisi için gereken bir tazminat ödemesi olup, ölenin % 85 kusuru nazara alınarak talebin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 15/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilinin hem işleten sıfatına sahip olduğunu hem de bilirkişi incelemesi ile kusurunun bulunmadığının tespit edildiğini bu nedenle tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğini, müvekkilinin aracını arkadaşına kısa süreliğine emanet ettiğini ve sonrasında kazanın meydana geldiğini, hükmedilen tazminatın yüksek olduğunu ve müvekkilinin haksız olarak mağduriyetine sebebiyet verdiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Anayasa’nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. HMK’nın 298/2.maddesi gereğince, gerekçeli karar tefhim edilen hüküm sonucuna aykırı olamaz. HGK’nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010-108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; “Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir. Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.” Yine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Genel Kurulu’nun 10.04.1992 gün ve 1991/7 Esas, 1992/4 Karar sayılı ilamında mahkeme kararında çelişki bulunması halinde bunun mutlak bozma nedeni olacağı belirtilmiştir.Hüküm ve gerekçenin çelişkili olması halinde yasaya uygun biçimde, gerekçeyi içeren bir hüküm olduğundan söz edilemez. Kararın gerekçesi ile hüküm fıkrası arasında çelişki yaratılması, Anayasa ile teminat altına alınan yargılamanın açıklığı, adil yargılanma hakkı prensibine ve kararların gerekçeli olması gerektiğine dair anayasa ve yasa hükümlerine de açıkça aykırıdır.İlk Derece Mahkemesince, kısa karar ve hüküm gerekçeli kararın hüküm fıkrasında “… Davacı … tarafından açılan 12.000,00 TL talepli manevi tazminat davasında olay tarihi olan 15/12/2011 tarihindeki paranın alım gücü, tarafların mali ve sosyal durumu, manevi tazminatın ceza yada doğrudan tazmin niteliğinin bulunmaması, davacıların yaşadıkları üzüntünün kısmen telafisi için gereken bir tazminat ödemesi olup, ölenin % 85 kusuru nazara alınarak talebin kısmen kabulü ile, 15.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihi olan 15/12/2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ile …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine,…” karar verilmiştir. Ancak kararın gerekçesinde “…davacı … için de 12.000 TL manevi tazminata hükmedilerek,…” karar verildiği belirtilmiş ve bu suretle davacılardan … için kabul edilen manevi tazminat miktarında, hüküm fıkrasıyla kararın gerekçesi arasında çelişki yaratılmıştır. Bu yönüyle, karar yukarıda açıklanan Anayasa, usul ve yasa kurallarına aykırılık teşkil etmektedir.Açıklanan nedenlerle, HMK’nın 353/1-a-6.maddesi gereğince, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için mahkemesine gönderilmesine ve Dairemizin kararının kapsam ve şekline göre diğer istinaf itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2020