Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1613 E. 2020/573 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1613
KARAR NO : 2020/573
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 10/01/2018
NUMARASI : 2016/660 Esas 2018/15 Karar
DAVA : Alacak (Ticari Nitelikteki Hizmet Sözleşmesinden)
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkil sigorta şirketi nezdinde 14/07/2014 başlangıç ve 14/07/2015 bitiş tarihli … numaralı Genişletilmiş Kasko Filo Sigortası Poliçesi ile teminat altına alınan … plakalı aracın davalılar sorumluluğunda bulunan yolda meydana gelen çöküntü nedeniyle çalışma yapılan ve uyarı ikaz levhası bulunmayan alana çarpması sonucu meydana gelen maddi hasarlı trafik kazası neticesi … numaralı dosya kapsamında 4.123,00 TL hasar bedeli ödendiğini, meydana gelen bu riziko ve hasardan davalıların sorumlu olduğunu, 16/06/2014 tarihli kaza tespit tutanağına göre yol çökmesinde hiçbir uyarıcı işaretleme, ikaz ve uyarıcı levha bulunmamasının kazaya neden olduğunun anlaşıldığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 4.123,00 TL sigorta tazminat bedelinin 12/12/2014 ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar…. San. ve Tic. A.Ş., …. A.Ş., …Sanayi ve Ticaret A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; İBB Başkanlığınca, “Mecidiyeköy-Mahmutbey (Şişli Kağıthane Eyüp- Gaziosmanpaşa-Esenler- Bağcılar İlçeleri) Metro Hattı Depo-Bakım Sahası ve Depo Bağlantı Hatları İnşaat İşleri” işinin, yüklenici sıfatıyla Gülermak-Kolin-Kalyon Mahmutbey-Mecidiyeköy Metro Yapım Ortaklığına ihale edilerek 18.12.2013 tarihinde sözleşme yapılmış olduğu ve 02.01.2014 tarihi itibarıyla da, yer teslimi yapılarak işe başlandığını, davalı müvekkili ortaklığın yüklenici sıfatıyla yüklenmiş olduğu edimini İBB ile aralarında akdetmiş oldukları sözleşme ve eklerine tam bir uygunlukla ikmal ve ifa ettiğini, işin yapımı sırasında alınan UTK Kararı gereğince “Kazım Karabekir İstasyonu 2. Aşama Trafik Sirkülasyonu” projesine ilişkin olarak yol genişletme çalışması yapımına başlandığını, çalışma kapsamında, beton dökümü ile işin sonlandırılması işlemine kadar geçen süreçte, söz konusu çöküntünün olduğu asfalt yolda makine ya da insan gücü ile hiçbir müdahalede bulunulmadığını, mevcut asfaltta herhangi bir bozukluk veya çatlama meydana gelmediğini, müvekkili ortaklığın yapmış olduğu yağmur suyu deplase çalışmasının, kazayla bir ilgi ve ilişiğinin bulunmadığı, gerek yapılış tarihi ve gerekse yapıldığı yer ile sabit olduğu üzere açıkça ortada olduğunu, dolayısıyla, gerek yağmur suyu deplase işinin yapılış tarihi ve gerekse de çöküntü meydana gelen asfalt kısmında herhangi bir kazı veya çalışmanın yapılmadığı gerçeği karşısında, işbu davanın arz ve ikamesi ve istemde bulunulmasının hiçbir haklı yanı bulunmadığı gibi maddi ve hukuki dayanağı da olmadığını, kusur sorumluluğu ilkesi gereğince uygun illiyet bağının bulunması koşulunun gerçekleşmemiş olması nedenine bağlı ve dayalı olarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davalı/müvekkili yüklenicinin, söz konusu asfaltta çatlak ve çöküntülerin meydana gelmesinde herhangi bir ihmal ve kusuru bulunmadığını, dolayısıyla sorumluluğundan söz edilemeyeceğini belirterek öncelikle pasif husumet ehliyeti yokluğu sebebiyle davanın reddine aksi taktirde davanın esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile; 4.122,51 TL’nin ödeme tarihi olan 12/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazaya sebebiyet veren çöküntünün oluştuğu asfalt yol üzerinde müvekkili ortaklığın hiçbir çalışması ve müdahalesinin olmadığını, müvekkili tarafından söz konusu asfalt yol üzerinde herhangi bir kazı işlemi yapılmadığını, yalnızca mevcut kaldırım yol genişletme çalışması kapsamında traşlanarak asfaltlandığını, çalışma kapsamında, beton dökümü ile işin sonlandırılması işlemine kadar geçen süreçte, söz konusu çöküntünün olduğu asfalt yolda makine ya da insan gücü ile hiçbir müdahalede bulunulmadığını, mevcut asfaltta herhangi bir bozukluk veya çatlama meydana gelmediğini, asfaltta meydana gelen çatlak ve çöküntülerin oluşumuna, asfaltın kalitesizliği veya kalınlığının az olması gibi etkenlerin sebebiyet verebileceğini, sorumluluğun tamamen dava dışı idarede olduğunu, kazı hattı boyunca da oluşmuş hiçbir çöküntü ve çatlak da bulunmamasına rağmen, bilirkişi tarafından bu hususlar tamamen atlanarak rapor tanzim edildiğini, hatalı raporun hükme esas alındığını, kusur için eylemin sonucu yani zarar ile eylemi yapan arasında bir bağ olması gerektiğini, meydana gelen kazada müvekkilinin hiçbir ihmali ve kusurlu eylemi bulunmadığı belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklı rücuen tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.İlk Derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi raporunda A-5. madde ile “Olay yerindeki bu çökmeye, davalı ortaklığın yapmakta olduğu çalışmanın neden olması halinde de davalı ortaklığın kusurunun yanında belediyenin de sorumluluğu bulunmaktadır” açıklaması ile davalı firmaların % 100 oranında kusurlu olduğu açıklanmıştır. Ancak bilirkişi raporunun şarta bağlı, olasılıklı düzenlenmiş olması, oluş, çöküntünün neden dolayı meydana geldiği, buna yönelik illiyet bağı, bunun sonucu kimin sorumlu ve ne oranda kusurlu olduğu ve özellikle sorumluluk açısından net olmayışı ile değerlendirildiğinde hüküm kurmaya elverişli değildir.O halde Mahkemece, meydana gelen kazada kusurun belirlenmesi için 2 inşaat mühendisi ve 1 trafik bilirkişisinden oluşacak bir bilirkişi heyetinden gerekirse mahallinde keşif yapılarak ya da bilirkişilere yerinde inceleme yetkisi verilerek, varsa davalılar tarafından çöküntünün olduğu yerde yapılan çalışmaya ilişkin proje de getirtilip incelenerek yapılan kaldırım çalışmasının zararının oluşumuna etkisi de tartışılmak suretiyle zarar ile yapılan çalışma arasında illiyet bağını ortaya koyacak şekilde rapor alınarak sonucuna göre karar verilmelidir. Açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalılar vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2020