Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/15 E. 2020/68 K. 24.01.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/15
KARAR NO : 2020/68
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 30/11/2017
NUMARASI : 2017/6736 D.İş Esas – 2017/6736 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyetinin 13/11/2017 tarih-2017/İHK- 4570)
DAVA : Maluliyet Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 24/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; davalı şirket tarafından ZMSS sigortası ile sigortalı olan … plakalı aracın 23/02/2015 tarihinde sebep olduğu trafik kazasında araçta yolcu olan müvekkili …’ın yaralandığı ve malul kaldığı, kazanın oluşumunda davalı şirket tarafından sigortalı olan araçta yolcu konumunda bulunan müvekkilinin hiç bir kusurunun bulunmadığı, tazminat talebi ile davalı şirkete 27/03/2017 tarihinde yaptıkları başvuruya karşılık sigorta şirketi tarafından nihai bir cevap verilmediği, gereken ödemenin de yapılmadığı, ifade edererek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.219,50 TL maluliyet tazminatı, 100,00 TL bakıcı gideri tazminatı, 500,00 TL geçici iş göremezlik tazminatı, 7.181,50 TL tedavi masrafları olacak şekilde şimdilik 15.001,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; başvuru şartının tam olarak yerine getirilmediğinden müvekkil şirketin nihai cevabının bulunmaması nedeniyle tahkime başvuru şartının tam olarak yerine getirilmediğinden müvekkil şirketin nihai cevabının bulunmaması nedeniyle tahkime başvuru şartının da gerçekleşmediğini meydana gelen kazada … plakalı sigortalı aracın işletininin … Ltd. Şti olduğu, davacı …’ın ise kaza tarihi itibariyle şirketin paydaşlarından olduğu, ZMSS poliçesine göre işleten taleplerinin teminat kapsamında olmadığını, bu sebeple davanın müvekkil şirket açısından reddini talep ettiklerini, müvekkili şirketin sigortalısının kusuru ve poliçe limiti ile sorumlu olduğunu, öncelikle kusur tespiti yapılmasını talep ettiklerini, davacının Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp bölümüne sevkine karar verilerek kaza sebebiyle meydana gelmiş bir maluliyetin olup olmadığının tespit edilmesini talep ettiklerini, malul kalan kişinin vergilendirilmiş bir geliri söz konusu değilse asgari ücretin esas alınması gerektiğini, aleyhlerine hüküm kurulması halinde vekalet ücretinin sigortacılıkta Tahkim’e ilişkin yönetmelikte değişiklik yapılmasına dair yönetmelik hükümlerine uygun şekilde hesaplanması gerektiğini ifade ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “Başvuru sahibinin daimi maluliyet tazminat talebinin kabulüne, 116.736,87 TL tazminatın 07/04/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte … Sigorta A.Ş’den alınarak başvurana verilmesine ” karar verilmiş, bu karara davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti,”davacının açtığı davanın aktif dava ehliyeti yokluğundan tümden reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kazanın müvekkilinin sigortalı araçta yolcu olduğu sırada meydana geldiğini, yapılan kusur incelemesine göre müvekkilinin kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, işleten üzerinde alacaklı borçlu sıfatının birleştiği için talep hakkının olmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği, kararın gerekçesi kendi içerisinde çelişkiler barındırdığı gibi gerekçenin mevcut dava ile ilgisinin bulunmadığını, araç maliki, işleten ve davalı şirketin sigortalısı … Tic. Ltd. olduğunu, müvekkilinin şirketin ortağı olması nedeniyle işleten olarak sayılması hukuken mümkün olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan sürekli maluliyet, geçici bakıcı gideri ve tedavi gideri tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesinde, “İşletenlerin, bu kanunun 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1 maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”, 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir. Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasının; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır. Ayrıca TTK’nın 92. ve ZMSS Genel Şartlarının A.3.b. maddesinde, “işleten tarafından ileri sürülecek tazminat taleplerinin” teminat kapsamı dışında kalacağı hüküm altına alınmıştır. Somut uyuşmazlıkta davalı … şirketine sigortalı … plakalı aracın … Ltd. Şti. adına kayıtlıdır. Davacı ise şirket ortağı olduğundan işleten değildir. Araçta yolcu olan davacının TTKK hükümlerine göre şirket borçlarından dolayı kişisel sorumluluğu bulunmadığına göre, zarar gören 3.kişi olarak zararın ödenmesini isteyebilecektir. İtiraz Hakem Heyeti’nce dava ehliyeti yokluğundan başvurunun reddine karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın kaldırılmasına dosyanın yeniden incelenmesi için ve değerlendirilmesi için HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince Sigorta Tahkim Komisyonuna gönderilmek üzere İlk Derece Mahkemesine iadesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 24/01/2020