Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1474 E. 2020/759 K. 26.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1474
KARAR NO : 2020/759
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 31/10/2017
NUMARASI : 2014/665 Esas – 2017/828 Karar
DAVA: Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Maddi Tazminat
BİRLEŞEN DOSYA İSTANBUL ANADOLU
5. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ 2016/430 E. SAYILI DOSYASI
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 24.11.2009 tarihinde saat 11 sularında … Mahallesi … Caddesi ile … Caddesinin kesiştiği kavşakta bulunan ışıklardan yayalara yeşil ışık, araçlara kırmızı ışık yandığı sırada karşıya geçerken davalı sürücü yönetimindeki … plakalı minibüsle hareket ederek müvekkiline çarpıp önündeki araca sıkıştırması ile gerçekleşen trafik kazasında müvekkilinin ayağı dizinden kırıldığı ve hayati tehlike oluşacak şekilde yaralandığını müvekkilinin birçok kez ameliyat olmasına rağmen halen daha iyileşemediğini, … plakalı aracın sürücüsü davalı …’ın kazanın meydana gelmesinde asli ve tek kusurlu olduğunu, davalı … şirketiin ise davalı adına kayıtlı olan … plakalı aracın zorunlu trafik sigortacısı olarak 2918 sayılı yasa hükümlerine göre sorumlu olduğunu belirterek belirsiz alacak davalarının kabulüyle ve fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL iş ve beden gücü kaybından doğan maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Birleşen davada davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin kök davaya konu kazada yaralanmasından dolayı Adli Tıp 3. İhtisas Kurulunun İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/665 E. sayılı dosyada tespit edilen maluliyet yüzdesinin %21,2 olup, iyileşme süresinin 9 ay olduğu tespit edildiğini belirterek davalılar araç maliki ve sürücüsünden 20.000 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 24/11/2009 tarihinden itibaren işleyecek faizle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline ve dosyanın 3. İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2014/665 E. sayılı dosyasıyla birleştirilmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı …. Sigorta vekili cevap dilekçesinde özetle; davayı kabul anlamına gelmemek üzere sorumluluğunun 150.000,00 TL ile sorumlu olduğunu, davacının maluliyet durumunun tespiti gerektiğini ayrıca SSK dan ödeme yapılıp yapılmadığının da sorulmasını, müvekkilinin davadan önce temerrüde düşürülmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Diğer davalılar ….. Ltd. Şti. ve … vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın usul yönünden reddini, esasa ilişkin olarakta davacının, aracın önüne aniden atlaması nedeniyle kendisinin tam kusurlu olduğunu, müvekkili sürücüye atfedilecek kusur bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesince, “Davacının maddi tazminat asıl alacağı ile ilgili talebi sigorta tarafından davacıya ödenmekle, konusuz kaldığından asıl alacak yönünden konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı … tarafından davacıya 07/09/2016 tarihli “İbraname, feragatname ve makbuz karşılığı yapılmış olan 16.100,00 TL ana alacak ile ilgili olarak davacı olay tarihi ile ihbar tarihi arasındaki işlemiş faiz alacağını saklı tutmakla, davacının bu dönem için işlemiş faiz tutarı olan 4.799,56 TL nin davalılar …. Ltd. şti. ve … ‘dan müştereken müteselsilen tahsil ile davacıya ödenmesine, 3- Davacının birleşen (İst. Anadolu 5. ATM 2016/430 E. 407 K. sayılı dava ile ilgili) manevi tazminat dava ve talebinin kısmen kabulü ile taktiren 1.750,00 TL manevi tazminatın davalılar … ve …. Ltd. Şti.’den olay tarihi olan 24/11/2009 tarihinden itibaren yasal faizle birlikte tahsil ile davacıya ödenmesine, davacının fazlaya ilişkin manevi tazminat talebinin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalılar …. Sanayi ve Tic. Ltd. Şti ve … vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel mahkemece 1.750,00 TL manevi tazminat miktarının davalılarda bir caydırma etkisi oluşturmayacağını, çok az olduğu hatta komik kaldığını, %21,2 oranında maluliyete uğrayan müvekkilinin kaza nedeniyle duyduğu elem ve acıyı da dindirmediğini, maddi tazminatın da sigorta şirketi tarafından ödendiği hususu dikkate alındığında dava konusu kaza nedeniyle davalılar hakkında caydırıcı bir karar verilmediği bu şekilde manevi tazminat yönünden davalılar hakkında verilen kararın hak ve nesafet kurallarıyla bağdaşmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … Sanayi ve Tic. Ltd. Şti. İle … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Yerel Mahkeme nezdinde görülen dava esnasında işbu aracın Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası (trafik) poliçesini tanzim eden diğer davalı … A.Ş ile davacı arasında maddi tazminat yönünden uzlaşma sağlanmış olup davacının maddi zararı tamamen karşılanmış olup davacı tarafça maddi tazminata ilişkin olarak davanın konusuz kaldığı hususu beyan edilerek yalnızca manevi tazminat yönünden hüküm kurulması talep edildiğini, davacının işbu beyanı niteliği itibari ile davadan feragat niteliğinde olduğunu, Mahkemece …A.Ş. bakımından “davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına” karar verildiğini, verilen hükmün işleten ve sürücüye de sirayet edeceği göz ardı edilmek suretiyle, haksız ve hukuka aykırı olarak müvekkiller aleyhine hüküm kurulduğunu, müteselsilen borç ilişkisi uyarınca borçlulardan birinin yapmış olduğu ödeme, diğer borçluları da borçtan kurtardığından maddi tazminat yönünden Yerel Mahkemece müvekkilleri aleyhine vekalet ücretine hükmedilmemesi gerekirken, hatalı olarak vekalet ücreti yönünden hüküm kurulmasının davacı tarafa mükerrer vekalet ücreti ödemesi yapılmasına sebebiyet verecek nitelikte olup, hükmün kaldırılması gerektiğini, dava konusu trafik kazasının meydana gelmesinde davacının asli kusurlu olduğu göz önünde bulundurulmak suretiyle manevi tazminatın reddi gerekirken müvekkilleri aleyhine hüküm kurulduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 24/11/2009 tarihinde davalılardan davalı … … Ltd. Şti. adına trafikte kayıtlı, davalı …. ZMMS poliçesi ile sigortalı ve olay sırasında …’ın kullandığı …. plakalı aracın yaya olan davacıya çarpması sonucu davacının yaralandığı ve yaralanmasından dolayı kök dava ile maddi tazminat, birleşen İstanbul Anadolu 5. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2016/430 esas sayılı dava dosyası ile de sigorta dışındaki davalılar aleyhine manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır.Mahkemece; yapılan yargılama sırasında davalı … tarafından davacıya maddi tazminat olarak 16.100,00 TL, işlemiş faizi ile 2017 yılı AAÜT tarifesi uyarınca hesaplanan 1.932,00 TL vekalet ücreti ve 750,00 TL yargılama gideri ödendiği açıklanarak maddi tazminat isteminin konusuz kaldığı gerekçesi ile konusuz kalan maddi tazminat davasının esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Ancak davacı, 07/09/2016 tarihli ibraname, feragatname ve makbuz başlığı altındaki belgede 16.100 TL ana alacağa kaza tarihi olan 24/11/2009 ile ihbar tarihi olan 18/03/2013 tarihleri arasında işlemiş faiz alacak hakkını saklı tuttuğundan İlk Derece Mahkemesince dava dilekçesinde olay tarihinden faiz talep edilmiş olması gözetilerek “davalı sürücü ve araç malikinin olay tarihi ile ihbar tarihi arasındaki dönem için davacıya davalı … tarafından hesaplanarak ödenen tazminatın %9 oranında ki yasal faizinden 07/09/2016 tarihli ibra belgesindeki açıklama itibarı ile sorumlu olduğu” kabul edilerek davalılar … ve diğer davalı … … Ltd. Şti.’nin olay-ihbar tarihi arasındaki dönem için hesaplanan 4.799,56 TL işlemiş faizden sorumlu tutulmasına karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik görülmemiştir. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hakim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, yaralanmanın derecesi, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkeler ile İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı lehine verilen manevi tazminat miktarının, manevi tazminat müessesinin amacına ve hakkaniyete uygun, yeterli ve makul olduğu kanaatine varıldığından bu yöne değinen istinaf itirazları yerinde değildir.Mahkemece kabul edilen maddi ve manevi tazminat miktarları üzerinden hesaplama yapılarak vekalet ücreti belirlenmesinde AAÜT, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından bu hususa değinen davalılar vekili istinaf itirazının da reddi gerekmiştir.Açıklanan nedenlerle; davacı vekili ve davalılar …. San.ve Tic. Ltd. Şti., … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacı vekili ve davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti., … vekili tarafından yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre davacıdan alınması gereken 54,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-Harçlar Yasası’na göre davalılar … San. ve Tic. Ltd. Şti. ve …’dan alınması gereken 447,40 TL istinaf karar harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 411,50 TL harcın adı geçen davalılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,4-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına,5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.26/06/2020