Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1472 E. 2020/571 K. 02.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1472
KARAR NO : 2020/571
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 8. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/02/2017
NUMARASI : 2014/1341 Esas – 2017/107 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 02/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; müvekkilinin kızı … 08/12/2011 tarihinde meydana gelen kaza da hayatını kaybettiğini, kazanın meydana gelmesinde davalı … şirketine sigortalı olan aracın sürücüsü asli kusurlu olduğunu, sürücünün yolcu indirdiği yer durak olmadığı gibi kavşak içi olduğunu, müvekkilin kızının kaza sırasında davalılardan …’ın yanında bulunduğu ve davalının çocuğun bakım ve gözetimine önem vermeyip, dolmuştan indiği sırada kontrolünü sağlamadığından ve durak harici yerde indiği için iş bu davalının tali kusurlu olduğunu, müvekkilin 29/05/1985 doğumlu olup, kaza tarihinde henüz 5 yaşında olan evladını kaybetmesi ile birlikte, kızının desteğinden mahrum kaldığını ifadeyle, fazlaya dair hakların saklı kalması koşulu ile 2.000,00 TL’nin davalı … şirketinden, 1.000,00 TL’nin …’tan olmak üzere toplam 3.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek reeskont avans faizi ile kusurları oranında davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 20.857,29 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesi ile; Müvekkil şirket tarafından … Bankası İzmit/Kocaeli Şubesi’nin (Şube Kodu:…) 02.03.2012 tarih, 0039 kasa ve 0032 fiş sayılı işlemiyle davacı yana 8.110,00 TL; … Bankası Meşrutiyet/Ankara Şubesi’nin (Şube Kodu:…) 21.02.2012 tarih, … kasa ve … fiş sayılı işlemiyle de davacının vekiline 2.027,00 TL olmak üzere toplam 10.137,00 TL ödeme yapılarak sorumluluğun yerine getirildiği ve davacı yan tarafından da bu ödemeyi takiben ibranamenin imza altına alındığını, bu ibraname müvekkil şirket kayıtlarında mevcut olmayıp yukarıda belirtilen banka şubesine müzekkere yazılarak ödeme kayıtları ve ibranamenin celbini talep ettiklerini, müvekkilinin sorumluluğunu yerine getirdiği, KTK’nın 111.maddesi çerçevesinde mevcut ibranamenin yetersiz olduğu iddiası ile ibranamenin iptalinin ancak 2 yıl içerisinde talep edilebileceğini, davacı tarafından 02.03.2012 tarihinde ibranamenin imzalandığı ve huzurdaki davanın ise 06.11.2014 tarihinde ikame edildiği nazara alındığında söz konusu 2 yıllık hak düşürücü sürenin vuku bulduğunu ifadeyle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … cevap dilekçesinde; dava konusu olayda herhangi bir ihmalinin bulunmadığı, tam kusurlu olanın otobüs şoförü olduğunu, olay yerinde keşif yapılarak bilirkişi incelemesi yapılmasını talep ettiği ifadeyle davanın reddini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “1-Davanın Kısmen Kabulü ile, davalı … yönünden 10.110,02 TL’nin, 1.000,00 TL’si dava tarihinden itibaren kalan kısmının ıslah tarihi olan 21/06/2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalı …’tan alınıp davacıya verilmesine,2-Davalı … A.Ş. Yönünden hak düşürücü süre sebebiyle davanın reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı … istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı … istinaf başvuru dilekçesinde özetle; olay günü kucağında 40 günlük bebeğinin olduğunu, yanında ise eşinin ilk evliliğinden olan 5 yaşındaki kızının bulunduğunu, arabadan inmek istediğini, aracın bir türlü durakta durmadığını, inmek istediğini söylemesine rağmen arabanın ağır ağır hareket ettiğini, kendisinin bir şekilde indiğini ancak kızının inemeden araç altında kalarak vefat ettiğini, kendisinin bir ihmali bulunmadığını, bu durumun kendisini fazlası ile üzdüğünü, ihmali olmayan bir olaydan dolayı hükmedilen tazminatın kendisini ciddi anlamda mağdur edeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Mahkemece 16/11/2015 tarihli ön inceleme oturumunda, Uyuşmazlık teknik çözümü gerektirdiğinden dava konusu olayla ilgili kusur, zarar oranı varsa tazminat miktarı ile faiz başlangıç tarihi ile faiz oranının tespiti için dosyanın Aktüer bilirkişi … resen tevdiine karar verilmiştir. Kusur açısından, trafik polisi … tarafından hazırlanan ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 19/11/2011 tarihli raporda, “… ikinci derecede kusurlu olduğu kanaatine varıldığı” hususunun yazılı olduğunu açıklar Aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 12/05/2016 tarihli rapor dosyaya sunulmuştur. 21/09/2016 tarihli oturumda da dosyanın önceki bilirkişilere ek rapor için sevki ile kusur oranına göre tazminat oranlarının bölünebilme imkanı olup olmadığı varsa davalı yönünden tazminat oranlarının ayrı ayrı hesaplanmasının istenilmesine karar verilmiş, aynı aktüer bilirkişi … tarafından düzenlenen 03/02/2017 tarihli ek raporda, kusur açısından, trafik polisi … tarafından hazırlanan ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 19/11/2011 tarihli raporda, “… ikinci derecede kusurlu olduğu kanaatine varıldığı” hususunun yazılı olduğu açıklanarak davalı …’e %25 oranında kusur verilerek tazminat hesaplaması yapılmıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. ” Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereğince, hukuk hakimi ceza hakiminin tespit ettiği kusurla bağlı değil ise de Ceza Mahkemesince tespit edilen fiilin hukuka aykırılığı ve illiyet bağını saptayan maddi vakalar yönünden Ceza Mahkemesi kararı ile bağlıdır. Somut uyuşmazlıkta; İlk Derece Mahkemesince kusur raporu alınmadan, davalı … ile dava dışı sürücünün kusur durumlarının tespiti bakımından, trafik polisi … tarafından hazırlanan ve Kocaeli Cumhuriyet Başsavcılığına sunulan 19/11/2011 tarihli rapor ile kusur konusunda uzmanlığı bulunmayan aktüer bilirkişi raporundaki kusura ilişkin değerlendirmeye itibar edilerek hüküm kurulmuştur. Eksik inceleme ile karar verilmiş olması doğru olmamıştır. O halde Mahkemece yapılması gereken; TBK’nın 53. maddesi hükmü de gözetilerek kusura ilişkin tüm raporların, kazaya ilişkin soruşturma dosyasının, ceza mahkemesince verilen kararın bir suretinin dosya içerisine alınması, meydana gelen trafik kazasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi için uzman bilirkişi veya bilirkişi heyetinden kusur raporu alınması ve yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmesidir. Açıklanan nedenlerle, davalı …’ın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı …’ın istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı … tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.02/06/2020