Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1443 E. 2020/618 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1443
KARAR NO: 2020/618
KATİP: ASUMAN AKSU (127459)
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/02/2018
NUMARASI: 2015/645 Esas – 2018/143 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile; 09/12/2014 günü Yalova Gemlik İl yolunun 50. Yıl Mahallesinde meydana gelen tek taraflı kazada, … plakalı araç sürücüsünün direksiyon hakimiyetini kaybederek gidiş istikametine göre yolun sol tarafında bulunan uçurumdan yuvarlanarak kazanın meydana geldiğini ve araçta yolcu olarak bulunan müvekkilinin yaralandığını, kaza nedeniyle sol kulak kepçesinin koptuğunu ve müvekkilinde duyma kaybı meydana geldiğini, müvekkilinin işgücü kaybına uğradığını, … plakalı aracın davalıya sigortalı olduğunu, müvekkilinin 01/02/1980 doğumlu olduğu ve güvenlik görevlisi olarak aylık net 1.845,00 TL maaş ile çalıştığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacıya ödenmesi gereken işgücü kaybından doğan 1.100,00 TL daimi sakatlık tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte alınmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı vekili, ıslah dilekçesi ile talebini 160.788,10 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesi ile; sigortalı bulunan aracın plakasının … olduğunu, dava dilekçesinde aracın plakasının … olarak belirtildiğini, şayet kazaya karışan araç … plaka sayılı araç ise söz konusu aracın müvekkili şirket nezdinde sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin sigortalısının ancak kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunduğunun ispat edilmesi halinde sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında müvekkil şirketin sorumluluğu söz konusu olacağını, kazada davacı bakımından hatır taşıması mevcut olup, bu husus tazminat hesaplanma miktarındaki tutarın indirilmesi gerektiğini beyanla haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davanın kabulü ile 160.788,10 TL maluliyet tazminatının 23/06/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; meydana gelen kazanın iş kazası olup olmadığının davacı tarafa rücuya tabi peşin sermaye değerli gelir bağlanıp bağlanmadığının araştırılmadığını, kaldı ki uyuşmazlık konusu kazanın iş kazası kabul edilmemesi halinde bu defa hesaplanan tazminattan hatır indirimi yapılması gerektiğini, hatır taşıması nedeniyle davacı tarafın tespit edilecek zarar miktarından indirim yapılması gerekirken bu yöndeki savunmaların dikkate alınmadığını, davacının kaza esnasında sigortalı araçta yolcu konumunda bulunduğunu, hatır taşıması ve müterafik kusur indiriminin aynı zamanda re’sen gözetilmesi gereken indirim sebeplerinden olduğunu, tazminat hukukunun bir ilkesi olarak, sorumluluk şartları gerçekleştiği taktirde, zarar veren, zarar görenin malvarlığında oluşan eksilmeyi gidermek zorunda olduğunu, zararın tamamen giderilmesini amaçlayan “tam tazmin” ilkesinin katı uygulanması, haksız ve adil olmayan sonuçlara yol açabileceğinden, dava konusu olayda meydana gelmiş olan özel sebepler sebebiyle yerel mahkeme tarafından işbu hususların gerekirse re’sen araştırılarak tazminatta indirim yapılması gerektiğini, hesaplanan tazminat tutarından emniyet kemeri kullanılmaması sebebiyle müterafik kusur indirimi de yapılması gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir. Dava trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Müterafik kusur ise; aynı şartlar altındaki makul, dürüst ve ortalama bir kişinin, kendi menfaati icabı, zarara uğramamak için kaçınacağı veya kaçınması gereken bir davranış tarzını ifade etmektedir. (EREN, Fikret, Borçlar Hukuku Genel Hükümler, Y. 2015. S. 582) Müterafik kusur indiriminde her somut olayın özelliğine göre olayın meydana geliş tarzı ve zararın artmasında zarar görenin kusurlu davranışının sonuca etkisi değerlendirilerek uygun oranda bir indirim yapılmasını gerektirir ve zarar görenin müterafik kusurunun tespiti halinde tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğunun değerlendirilmesi tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davalı vekili cevap dilekçesinde hatır indirimi yapılması gerektiğini savunduğu ve varsa ceza dosyasına delil olarak dayandığı halde ceza dosyası getirtilerek ve dosya çerisinde bulunan kaza tespit tutanağı da incelenerek hatır indirimi ve müterafik kusur bakımından değerlendirme yapılarak tartışılmadan karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Zararın ve yararın denkleştirilmesi ve sebepsiz zenginleşmenin önlenmesi amacıyla, meydana gelen zarar nedeni ile davacılara dava dışı kişi/kurumlarca yapılan bir ödeme var ise bunların da hesaplanan gerçek zarardan indirilmesi gereklidir. Kaza yapan araç işverene ait olduğuna göre SGK’ya yazı yazılarak davaya konu kazanın trafik iş kazası olup olmadığının, Sosyal Güvenlik Kurumunca davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığı araştırılmadan eksik inceleme ile karar verilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … Sigorta A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş Etiler Şubesi’nin 26/03/2016 tarih ve … sayılı, 253.000,00 TL bedelli teminat mektubu ile 1,00 TL nakti teminatın davalı … Sigorta A.Ş.’ne iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/06/2020