Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1437 E. 2020/435 K. 12.03.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1437
KARAR NO : 2020/435
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 15/01/2018
NUMARASI : 2016/134 Esas – 2018/15 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 12/03/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Davalı sigorta şirketi nezdinde sigortalı … plakalı aracın 23.04.2007 tarihinde gerçekleşen kaza sonucu, araç sürücüsü … eşi ve diğer müvekkili … annesi olan … ile … oğlu … hayatını kaybettiğini, kaza sonrası düzenlenen, trafik kazası tespit tutanağında, müvekkillerin murisi sürücü …’ın % 100 oranında kusurlu bulunduğunu, müvekkillerinin, trafik sigorta poliçesi karşısında, bedensel zararlar bakımından üçüncü kişi durumunda olduğunu, İstanbul 15. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/51E. ve 2015/420K. sayılı dosyasında açılan davanın zuhulen müracaata kaldığını, açılmamış sayılmasına karar verildiğini, meydana gelen kaza sonrasında, müvekkilinin annesi müteveffa … bakım ve desteğinden yoksun kaldığı belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere şimdilik çocuk … için 13.340,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihi olan 11.06.2012 tarihinden itibaren işletilecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Müvekkili şirketinin sorumluluğunun poliçe ile sınırlı olmak kaydıyla sigortalının kusuru oranında 3. şahıslara vermiş olduğu gerçek zararı teminat altına aldığını, zamanaşımı nedeniyle davanın usulen reddine, davacının talebinin, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mail Sorumluluk (Trafik) Sigortası Poliçesi Genel Şartlarının “A.6.d. maddesi uyarınca teminat dışında bırakılmış olduğunu, aksi halde destekten yoksun kalma tazminat raporunun ise hazineye kayıtlı aktüer aracılığı ile yaptırılması gerektiğini, olay tarihinden itibaren faiz talebinin reddi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile 16.233,90 TL ‘nin 10/02/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davanın 23/04/2007 tarihinde meydana gelen tek yanlı trafik kazasında hayatını kaybeden davacıların murisinin desteğinden yoksun kalınmaya yönelik olduğunu, kaza sonrası düzenlenen trafik kazası tespit tutanağında ve dosya da alınan bilirkişi raporunda murisin kazada %100 oranında kusurlu olduğunun tespit edilmiş olduğunu, bu durumda kanun ve yargı kararları doğrultusunda desteğin tam kusuruna dayanan destek tazminatı talebinin reddinin gerektiğini, mahkemece hükmedilen tazminat miktarına dava tarihinden itibaren avans faizi işletildiğini, ancak trafik kazalarında kusuruyla kazaya sebep olan aracın ticari araç olmadığının tespiti halinde hükmedilmesi gereken faiz türünün yasal faiz olduğunu, dosyada kazaya sebep … plakalı aracın ruhsatında cinsinin hususi oto, kullanım amacının ise hususi ve araç sahibinin gerçek bir kişi olduğunu, kazaya sebep aracın ticari bir araç olmadığı halde tazminata avans faizi işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.HMK”nın 114/1-f maddesine göre; vekil aracılığıyla takip edilen davalarda, vekilin davaya vekalet ehliyetine sahip olması ve usulüne uygun düzenlenmiş bir vekaletnamesinin bulunması dava şartlarındandır.Dava dilekçesiyle, davacı … adına … tarafından velayeten düzenlenen vekaletname ile davaya konu kaza sonucu annesinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat isteminde bulunulmuş; yargılamanın devamı sırasında (11/06/2016 tarihi itibariyle ) davacı 18 yaşını doldurarak reşit olmuştur. Dosya kapsamında davacı vekili tarafından davacı adına düzenlenmiş vekaletname sunulmadığı görülmektedir. Mahkemece reşit olan davacı yönünden davacı vekiline vekilliğinin devam edip etmediğini, devam ediyorsa usulüne göre düzenlenmiş vekaletname sunmak üzere süre verilmesi konusunda gerekli usuli işlemler yapılmadan karar verilmesi doğru olmadığı gibi karar başlığında davada taraf sıfatı bulunmayan …’ın davacı olarak gösterilmesi doğru olmamıştır.Kabule göre de; Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası, motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türüdür. Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteklerinin kusurunun olması, davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır(Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.) (HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları ). Davacı murisinin sürücüsü olduğu araç ile 23/04/2007 tarihinde meydana gelen tek taraflı trafik kaza neticesinde vefat ettiği, davacının, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır. Her ne kadar davalı vekilince, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülmüş ise de; Genel Şartlar C-11. Maddesinde, bu genel şartlar yürürlük tarihinden sonra aktedilmiş sözleşmelere uygulanır hükmü mevcut olup, poliçenin 10/12/2006 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla poliçe düzenleme tarihi, genel şartlar hükümlerinin yürürlük tarihinden önce olması nedeniyle, Yeni Genel Şartlar hükümlerinin, dava konusu olayda uygulanması mümkün değildir. Davalı vekilinin bu yöndeki istinafı yerinde değildir.Dosya kapsamında kazaya karışan… plakalı aracın ruhsat bilgilerinde hususi nitelikte olduğunun belirtildiği görülmüştür. Bu doğrultuda kazaya sebebiyet veren aracın hususi araç olması ve olayın haksız eylem niteliği dikkate alınarak temerrüt faizi olarak yasal faize hükmedilmesi gerekirken avans faizine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Davalı vekilinin bu bende ilişkin istinaf talebinin yerindedir.Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, 24/04/2018 tarihli 29.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalıya iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/03/2020