Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1340 E. 2019/177 K. 14.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1340
KARAR NO : 2019/177
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 08/02/2017
NUMARASI : 2015/1029 Esas – 2017/111 Karar
DAVA : Maddi ve Manevi Tazminat (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 14/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 18/06/2015 tarihinde davalı … adına kayıtlı ve davalı … sevk ve idaresindeki … plakalı servis aracının geri geri gelirken, davacı … eşi ve davacı … babası … çarparak vefatına neden olduğunu, davalı … A.Ş.’nin aracın ZMSS sigortacısı, davalı … A.Ş’nin kasko sigortacısı olduklarını, kaza nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını, manevi olarak zarara uğradıklarını iddia ederek, fazlaya ilişkin haklarının saklı tutulması koşuluyla, davacı … için 500,00 TL davacı … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının olay tarihi olan 18/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacı … için 40.000,00 TL, davacı … için 40.000,00 TL olmak üzere toplam 80.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/06/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan…, … ve poliçesinde yer alması halinde kasko sigortacısı olan… A.Ş.’den müştereken ve müteselsilen karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; yeni HMK gereğince davacının açtığı davanın kısmi dava olarak görülmesinin mümkün olmadığını, müteveffanın taşıt için ayrılmış yolda bulunurken kazanın meydana geldiğini, kazanın oluşumunda ağır kusurlu olduğunu, … tarafından davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının sorulması, yapılmışsa bu ödemelerin tazminattan indirilmesi gerektiğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde İMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, Genel Şartlar gereğince, ZMSS teminatları tükendikten sonra müvekkilinin sorumluluğunun doğabileceğini, talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, SGK’dan davacılara rücuya tabi ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması gerektiğini iddia ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılara usulüne uygun şekilde dava dilekçesi tebliğ edilmesine rağmen davaya karşı cevap dilekçesi vermemişlerdir. İlk Derece Mahkemesince, “Davacılar tarafından açılan destekten yoksun kalma tazminatı davasının kabulü ile; davacı eş … için; 181.677,91 TL, ölenin çocuğu … için; 70.592,40 TL olmak üzere toplam; 252.270,31 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalılar … ve … yönünden; 18/06/2015 kaza tarihinden itibaren, davalılar … A.ş. ve … A.Ş. yönünden; 14/09/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı sorumlu tutularak davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, davacılar tarafından açılan manevi tazminat davasını kısmen kabulü ile; ölenin eşi … için takdire; 40.000,00 TL manevi tazminata, ölenin çocuğu … için takdiren 35.000,00 TL manevi tazminatın, davalılar … ve … yönünden; 18/06/2015 kaza tarihinden itibaren, davalılar … A.ş. ve … A.ş. yönünden;14/09/2015 dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte sigorta şirketleri yönünden sigorta poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olarak ve öncelikle ZMMS Poliçe limiti tüketilmek kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara ödenmesine, fazlaya ait istemin reddine, ” şeklinde karar verilmiştir. Davalı …vekili, kazanın meydana gelmesinde tarafların, varsa 3.kişilerin kusur durumunun tespiti yönünden rapor alınmadan karar verildiğini, ceza dosyasındaki asli-tali ayrımlı kusur raporu üzerinden Yerel Mahkemece müvekkiline ait araç sürücüsü için %90 oranında kusur belirlendiğini, müvekkiline ait araç sürücüsünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, hükmedilen manevi tazminatların fahiş olduğunu, aktüerya raporuna karşı yaptıkları itirazların Mahkemece değerlendirilmediğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı …A.Ş. vekili, bilirkişi raporunda tespit edildiği üzere, davacının zararının ZMSS limitlerini aşmadığını, bu nedenle İMSS poliçesinin devreye girmeyeceğinden müvekkilinin maddi tazminattan sorumlu tutulmaması gerektiğini buna rağmen müvekkili hakkında hatalı karar verildiğini, kusur raporunun taraflarına iletilmediğini, hükmedilen manevi tazminatın fahiş olduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek, istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … A.Ş. vekili, bilirkişi raporunun taraflarına tebliğ edilmediğinden savunma haklarının kısıtlandığını, kusur raporu alınmadan sigortalı araç sürücüsünün %90 oranında kusurlu olduğunun belirterek aktüerya raporu alındığını, ZMSS sigortacısı olan müvekkilinin manevi tazminattan sorumlu olmadığını, manevi tazminat yönünden hatalı hüküm kurulduğunu, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia ederek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 18/06/2015 tarihinde davalı … maliki, davalı … A.Ş’nin ZMSS sigortacısı, davalı … A.Ş.’nin … sigortacısı ve davalı … sürücüsü olduğu aracın, davacıların miras bırakanı…çaraparak vefatına neden olduğu, davacıların bu vefat nedeniyle tüm davalılardan destekten yoksun kalma tazminatı, davalı … A.Ş. dışındaki diğer tüm davalılardan ise manevi tazminat talebinde bulundukları anlaşılmıştır. İlk Derece Mahkemesince, ceza yargılaması aşamasında alınan ATK İstanbul Trafik İhtisas Dairesinin 17/06/2016 tarihli raporu yeterli görülerek kusur yönünden keşif ya da bilirkişi incelemesi yapılmasına gerek görülmemiştir. Ancak Mahkemece, hükme dayanak alınan 17/06/2016 tarihli ATK raporunda sürücü … asli kusurlu, müteveffa yaya … tali kusurlu olduğu belirtilmiş, kusur oranları yönünden herhangi bir tespit yapılmamıştır. Mahkemece, 05/10/2016 tarihli duruşma tutanağındaki ara karar ile; ” Kusur raporlarında belli bir oran yer almadığından olayın oluşuna ve tarafların kusura etki eden eylemlerine göre davalı sürücünün %90, yaya … %10 oranında kusurlu kabul edileceğinin ve hesaplamaların buna göre yapılacağının açıklanmasına, dosyanın resen seçilecek bir aktüer bilirkişiye tevdi ile davalı sürücünün %90 kusurlu kabul edildiği verisine göre muris … mirasçıları olan davacıların talep edebilecekleri destekten yoksunluk maddi tazminat miktarı konusunda rapor alınmasına,” karar verilerek aktüerya bilirkişisinden rapor alınmıştır. HMK’nın 266.maddesine göre, kusur oranının belirlenmesi, özel ve teknik bilgiyi gerektiren bir husus olduğundan bu konuda uzman bilirkişiden rapor alınması gerekmektedir. Karar bu yönüyle usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. TBK’nın 56.maddesine göre, ölüm halinde ölenin yakınlarına manevi tazminat olarak uygun bir miktar olarak paranın ödenmesine karar verilebilir. Manevi tazminat miktarının belirlenmesinde, esaslı ölçütlerden birisi de tarafların sosyal ve ekonomik durumlarıdır. Dosyanın yapılan incelemesinde, davacılar ile davalılar…sosyal ve ekonomik durumlarının araştırılmadığı ve tespit edilmediği anlaşılmıştır. Karar bu yönüyle de usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir. Ayrıca dava dilekçesinde, davalı … A.Ş’den manevi tazminat talep edilmemesine rağmen, davacılar lehine verilen manevi tazminatlar yönünden, davalı … A.Ş aleyhine de hüküm kurularak, HMK’nın 26.maddesinde düzenlenen “Taleple bağlılık ilkesi”ne aykırılık oluşturulmuştur. Bu çerçevede, davalılar …,…A.Ş. ve ….A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının kabulüne, HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılmıştır.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalılar …, … A.Ş. ve …A.Ş. vekillerinin istinaf başvurusunun KABULÜNE, BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİnin 08/02/2017 tarih, 2015/1029 Esas – 2017/111 Karar sayılı kararının HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın MAHKEMESİNE GÖNDERİLMESİNE,3-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince istinaf talep eden taraflara iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,5-İstinaf yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- İstinaf talep eden tarafından yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine,7- İİK’nın 36/5 maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan teminat mektubunun davalı …A.Ş.’ye iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 14/02/2019