Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1299 E. 2020/623 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1299
KARAR NO : 2020/623
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 19/07/2017
NUMARASI : 2014/115 Esas – 2017/870 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 16/11/2013 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMMS poliçesi ile sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusuru ile sebebiyet verdiği trafik kazasında aynı araçta yolcu olarak bulunan … vefat ettiğini, davacıların vefat eden … desteğinden mahrum kaldığını, davalı sigorta şirketine yapılan müracaat üzerine açılan hasar dosyasında yaptırılan aktüer hesabına binaen fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile anne … 43.584,88 TL, baba … 29.496,35 TL destekten yoksun alma tazminatı ödendiğini, yapılan ödemenin davacıların zararının çok ötesinde yetersiz ve hakkaniyete aykırı olduğunu belirterek davacı anne … için 60.000,00 TL, davacı baba için … için 60.000,00 TL olmak üzere toplam 120.000,00 TL manevi tazminatın 16/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalılar … ve … müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava hakları saklı kalmak üzere şimdilik davacı anne … için 2.500,00 TL, davacı baba … için 2.500,00 TL olmak üzere ceman 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı sigorta şirketinin sorumluluğu 16/11/2013 kaza tarihinden itibaren yürürlükte bulunan azami poliçe teminatından davadan önce yapılan kısmi ödeme düşüldükten sonra kalan bakiye azami poliçe teminat limitleri ile sınır olmak üzere temerrüt tarihinden (13/12/2013) itibaren, davalılar … ise 16/11/2013 kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumluluğu dahilinde tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.Davalılar … vekili cevap dilekçesinde özetle; yetki itirazında bulunduklarını, 16/11/2013 tarihinde müvekkili … kullandığı … plakalı araç içinde yolcu olarak bulunan … vefatı ile sonuçlanan kaza meydana geldiğini, kazanın meydana gelmesinde alkolün hiçbir etkisinin bulunmadığını, kazanın tamamen karşı yönden gelen aracın bulundukları şeride girmesi, bulundukları aracın yanından geçmesi ve … direksiyonu sağa kırması ve kayarak takla atması neticesinde meydana geldiğini, şerit ihlali yapan karşı yönden gelen araca hiçbir kusur verilmemesinin hukuka aykırı olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla davalı sigorta şirketinin davacılara ödemiş olduğu destekten yoksun kalma tazminatının hükmedilecek tazminattan indirilmesi gerektiğini, vefat edenin kemerlerini takmaması ve hatır taşımacılığı olması sebebiyle hakkaniyet indirimi yapılması gerektiğini, davacıların ticari faiz isteğinin de reddi gerektiğini, ekonomik durumunun elverişsiz olduğunu bu nedenlerle haksız ve hukuksal dayanaktan yoksun olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın 12/07/2013-12/07/2014 tarihleri arasında ZMMS poliçesi ile … adına ölüm için şahıs başına 250.000,00 TL’sine kadar azami sorumluluk hadleri ile müvekkili şirkete sigorta ettirildiğini, davacılar vekilinin destekten yoksun kalma tazminat talebinin yerinde olmadığını, davacı … için 29.496,35 TL, davacı … için ise 43.584,88 TL destekten yoksun kalma maddi tazminatı hesabı yapıldığını, belirlenen tazminat miktarı davacılar vekilince de ikrar edildiği üzere davacı tarafa ödendiğini, müvekkili sigorta şirketinin davacılara karşı başkaca bir sorumluluğunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine, aksi halde yeniden hesaplama yaptırılarak yapılan ödemenin belirlenen tazminat miktarından düşülmesini, temerrüt tarihinden itibaren avans faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kısmen kabülü ile; davacı … için 12.472,93 TL ve davacı … için 3.152,89 TL destekten yoksun kalma tazminatının 16/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (Davalı sigorta şirketi poliçe limitiyle sınırlı olmak ve faizin 05/01/2014 tarihinden işlemesi kaydıyla) tahsili ile davacılara verilmesine, davacı … için 25.000,00 TL manevi tazminat davacı ferik için 25.000,00 TL manevi tazminatın 16/11/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar … ve … tahsili ile davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar …. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalılar … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; yerel mahkemenin eksik inceleme sonucu karar verildiğini, sonradan ortaya çıkan savunma tanıklarının dinlenmediğini, hatır taşıması iddialarını kanıtladıkları halde dikkate alınmadığını, bu nedenlerle savunma haklarının kısıtlandığını, hükmedilen maddi ve manevi tazminatların fahiş olduğunu, usul ve yasaya aykırı olup hakkaniyet ve nesafet kurallarına aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Dava, taraflı trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalılar vekilinin, tanıkları dinlenmeden eksik inceleme ile karar verildiğine ilişkin istinaf itirazının incelenmesinde davalılar vekilinin 30/05/2016 tarihli tanık listesindeki tanıkların kusura ilişkin olduğunun belirtildiği, desteğin araçta yolcu konumunda bulunduğu dosya kapsamından anlaşılmakla kusurun tespiti yolcu olan destek için sonuca etkili olmadığından istinaf talebi yerinde değildir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan destek ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları, birlikte gezdikleri anlaşılmakta ise de hatır taşıma ilişkisinin değerlendirilmesinde sürücü ile taşınanın sadece arkadaş olmaları hatır taşımasının kabulü için yeterli olmayıp taşıma ya da kullanmanın kimin çıkar ve yararına olduğunun saptanması önemlidir. Taşıma ve kullanmada işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin bir çıkarı veya yararının bulunması halinde hatır taşımasından söz edilemeyecektir. Somut olayda, destek ile sürücünün arkadaş oldukları anlaşılmakta ise de dosya ve UYAP sisteminden dosyaya aktarılan emniyette alınan ifade tutanakları içeriğinden, taşımanın davacının veya sürücünün çıkarına olup olmadığı anlaşılamamaktadır. Taşımada sürücünün menfaatinin bulunmadığı iddiası davalı tarafça ispat edilememiştir. Bu halde, belirlenen tazminattan hatır taşıması indirimi yapılmamasında yargısal uygulamalara, usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. HMK’nun 357/1. maddesi uyarınca, Bölge Adliye Mahkemesince re’sen göz önünde tutulacaklar dışında, İlk Derece Mahkemesinde ileri sürülmeyen iddia ve savunmalar dinlenemez, yeni delillere dayanılamaz. Ayrıca davalılar vekili tarafından dosya kapsamında aktüerye bilirkişi raporuna karşı süresi içerisinde itirazda bulunulmamıştır. Davalılar vekilinin tarafından istinaf aşamasında maddi tazminatın fahiş olduğuna ilişkin talebinin HMK’nın 357/1. maddesi kapsamında maddi tazminat miktarı bakımından davacılar lehine usuli kazanılmış hak oluşturduğundan davalılar vekilinin maddi tazminatın miktarına yönelik istinaf itirazları yerinde olmadığı kanaatine varılmıştır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/2.maddesinde “Ağır bedensel zarar veya ölüm hâlinde, zarar görenin veya ölenin yakınlarına da manevi tazminat olarak uygun bir miktar paranın ödenmesine karar verilebilir.” şeklinde düzenleme yer almaktadır.Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olayın oluş şekli, kusur durumu, tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında ilk derece mahkemesi tarafından hükmedilen tazminatın yeterli olduğu kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı … vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalılar … vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 4.482,89 TL harçtan peşin alınan 1.152,78 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.330,11 TL harcın davalılar … tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalıların istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.09/06/2020