Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1298 E. 2020/701 K. 12.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1298
KARAR NO: 2020/701
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/11/2017
NUMARASI: 2015/729 Esas – 2017/1044 Karar
DAVA: Tazminat (Trafik Sigorta Sözleşmesi Kaynaklı Rücuen)
KARAR TARİHİ: 12/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı …’ye bağlı olarak çalışan, davalı … şirketine ait olan, davalı … yönetiminde olan … plakalı aracın 29/04/2015 tarihinde müvekkillerine arkadan çarptığını, müvekkillerinin yaralandığını, davalı tarafın kusurlu olduğunu, kazaya sebebiyet veren aracın davalı sigorta şirketi tarafından sigortalı olduğunu beyan ederek, maddi tazminat ile davacı … için 20.000 TL davacı … için 5.000 TL manevi tazminatın davalı sigorta şirketi dışındaki davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; görev, yetki ve husumet itirazlarının bulunduğunu, davacının otoyolda durarak başka bir araç sürücüsü ile tartıştığını, kazaya sebebiyet verdiğini, müvekkilinin işleten sıfatı olmadığını, aracın davalı … tarafından işletildiğini beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … Sigorta şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın mecburi mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, müvekkili şirketi sorumluluğunun sigorta poliçe limiti ve kusur oranı ile sınırlı olduğunu, maluliyet ve kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının otoyolda durmanın yasak olduğu yerde ani olarak durduğunu ve başka bir araç sürücüsü ile tartıştığını, ani durma nedeni ile çarpışmanın kaçınılmaz olduğunu, kazaya davacı tarafça sebebiyet verildiğini, trafik polisleri tarafından tutulan tutanağın davacı beyanları doğrultusunda düzenlenmiş olduğunu, müvekkilinin yaşadığı olayın sarsıntısı ile söz konusu tutanağı okumadan imzaladığını, davalı tarafın haksız kazanç elde etme çabası içerisinde olduğunu beyan ederek, davanın reddine karar verilmesini talep etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince, “Davacıların maddi tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı … yararına takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den haksız fiil tarihi olan 29/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müştereken mütelsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,3-Davacı … yararına takdiren 2.500-TL manevi tazminatın davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den haksız fiil tarihi olan 29/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müştereken mütelsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan … Genel Müdürlüğü vekili ve … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı … Genel Müdürlüğü vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, yine HMK’nın 16. maddesi uyarınca, somut olayda haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yeri adli yargı sınırları içerisinde bulunduran İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinin yetkili ve görevli olduğunu, kazaya karışan aracın diğer davalılardan … Tic. A.Ş. tarafından yapılan ihale neticesinde taşımacılık yapmaya yetki kazanan diğer davalılardan … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. tarafından kendi nam ve hesabına işletilmekte olduğunu, aracı kullanan … ile müvekkili idare arasında herhangi bir bağ ya da istihdam ilişkisi bulunmamakta olduğunu, davacının otoyolda durma ve duraklamanın yasak olduğunu bilmesine rağmen akan trafikte durarak bir başka araç sürücüsüyle gereksiz yere tartışmaya başlamış olmasının kusurlu hareketleriyle adeta kazaya davetiye çıkarmış olduğunu, davacının söz konusu kazanın meydana gelmesinde asli ve ağır kusurlu olduğunu, hükmolunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, talep olunan tazminata kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Davalı … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Davaya bakmaya Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğunu, HMK’nın 16. maddesi uyarınca; somut olayda davanın haksız fiilin işlendiği ve zararın meydana geldiği yer adli yargı sınırları içerisinde yer alan İstanbul Anadolu Asliye Hukuk Mahkemesinde açılması gerektiğini, davacı …’nin kullandığı motosikletin, 2918 sayılı KTK’ya aykırı bir şekilde yol üzerinde durmuş olduğundan, işbu kazada asli ve ağır kusurlu olan tarafın davacı … olduğunu, davacıların, kazanın meydana gelmesinden iki ay sonra yürütülen savcılık soruşturmasında, diğer davalı …’dan şikayetçi olmadıklarını beyan etmiş olduklarını, iş bu dava konusu kazaya, araçtaki bozukluk ya da müvekkilinin kusurunun sebep olmadığını, dolayısıyla, meydana gelen zararla otobüsün işletilmesi arasındaki uygun illiyet bağının, davacı …’nin ağır kusuru nedeniyle kesildiğinden davalı müvekkilinin davacı tarafın uğradığını iddia ettiği zararından sorumlu tutulamayacağını, davacıların tüp bebek tedavisinin sonuçsuz kalması ile işbu dava konusu olay arasında uygun illiyet bağı olmadığını, hükmolunan manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu, talep olunan tazminata kaza tarihinden itibaren ticari avans faizi işletilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek istinaf talep etmiştir. Dava, iki taraflı trafik kazasından kaynaklanan manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Somut uyuşmazlıkta davalı araç işleteni ile davalı sigorta şirketi arasında zorunlu mali sorumluluk sigortası bulunmaktadır. Sigorta hukuku 6102 sayılı TTK’nın 1401 vd. maddelerinde, zorunlu sorumluluk sigortası ise 1483 vd. maddelerinde düzenlenmiştir. Davacı da zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesine dayanarak davalı sigorta şirketinden de tazminat talep etmektedir. Bu durumda dava, TTK’da düzenlenmiş olan sigorta hukukuna dayandığından TTK’ nın 4/1. maddesine göre mutlak ticari dava olup ihtilafın çözümünde görevli mahkeme Asliye Ticaret Mahkemesidir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 27/03/2017 gün ve 2014/19001E. – 2017/3223K. sayılı, 30/03/2017 gün ve 2015/5763E. – 2017/3414K. sayılı kararları). Bu doğrultuda davalılar vekillerinin, mahkemenin görevine ilişkin istinaf iddia ve itirazları yerinde değildir. 6100 sayılı HMK’nın genel yetkiyi düzenleyen 6. maddesinin birinci fıkrasına göre; “Genel yetkili mahkeme, davalı gerçek veya tüzel kişinin davanın açıldığı tarihteki yerleşim yeri mahkemesidir.” Yine Aynı Kanun’un 16. maddesinde ise “Haksız fiilden doğan davalarda, haksız fiilin işlendiği veya zararın meydana geldiği yahut gelme ihtimalinin bulunduğu yer ya da zarar görenin yerleşim yeri mahkemesi de yetkilidir.” hükmü, 7. maddesinde ise “Davalı birden fazla ise dava, bunlardan birinin yerleşim yeri mahkemesinde açılabilir. Ancak, dava sebebine göre kanunda, davalıların tamamı hakkında ortak yetkiyi taşıyan bir mahkeme belirtilmişse, davaya o yer mahkemesinde bakılır.” hükmü yer almaktadır. HMK’da kesin yetki halleri açıkça sayılmış olup haksız fiile ilişkin davalardaki yetki, kesin yetki olmayıp bir seçimlik yetkidir. Davacılar tarafından davalı … Genel Müdürlüğü’nün yerleşim yerlerinde davanın açılmış olduğuna göre davalılar vekilinin yetki itirazı yerinde değildir. 2918 sayılı Kanun’un 85. maddesinde araç işleteninin sorumluluğu düzenlenmiş, işletenin ve araç işleticisi teşebbüsün sahibinin, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olacağı belirtilmiştir. Somut olayda davalı … her ne kadar özel halk otobüsünün maliki olmasa da özel halk otobüsleri tamamen bağımsız değil, davalı …’nin denetim ve kontrolündedir.Bu nedenlerle davalı …’nin halk otobüsünün sürücüsünün kusurundan kendi kusuru gibi ve otobüsün maliki ile birlikte işleten sıfatı ile sorumlu olacağı gözetilerek karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/5513 Esas, 2019/1755 Karar). Mahkemece alınan kusur raporunda meydana gelen kazada … plakalı otobüsünün sürücüsü …l’ın KTK’nun 84/d ve 52/b maddesine göre % 100 oranında kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Bilirkişi raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekillerinin kusura yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir. Davaya konu trafik kazasına sebep olan … plakalı aracın özel halk otobüsü olarak kullanıldığı bu durumda kazaya sebebiyet veren otobüs ticari olduğundan İlk Derece Mahkemesince kabul edilen maddi tazminat bakımından temerrüt faizi olarak avans faizine hükmedilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır(Benzer yönde Yargıtay 17 HD 13/05/2019 2016/12153 E. 2019/5920 K.). TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Somut uyuşmazlıkta kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacının yaralanması, maluliyet oranı ve iyileşme süresi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesi birlikte değerlendirildiğinde, TBK’nın 56/1.maddesi kapsamında davacı … lehine verilen manevi tazminat miktarının yeterli olduğu, davacı … lehine verilen manevi tazminat miktarının bir miktar yüksek olduğu kanaatine varılarak davacı … lehine 5.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanaatine varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; davalılar … Genel Müdürlüğü vekili ve … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. Vekilinin davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı dışındaki istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, hükmün bu yönden düzeltilmesine karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davalılar … Genel Müdürlüğü vekili ve … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. Vekilinin davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat miktarı dışındaki istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı … lehine hükmedilen manevi tazminat yönünden istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacıların maddi tazminat talepleri konusunda karar verilmesine yer olmadığına, 2-Davacı … yararına takdiren 5.000-TL manevi tazminatın davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den haksız fiil tarihi olan 29/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müştereken mütelsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 3-Davacı … yararına takdiren 2.500-TL manevi tazminatın davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür LTD ŞTİ den haksız fiil tarihi olan 29/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek ticari faiz ile birlikte müştereken mütelsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine, 4-Alınan 519,19-TL peşin harçtan, alınması gereken 512,32-TL harcın mahsubu ile bakiye 6,86 TL harcın davalılar …, … İşl. Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den tahsiline, 5-Davacı tarafça yapılan başvuru harcının tamamı ve diğer harç, bilirkişi ücreti, tebligat ve posta masrafından oluşan 2.326,89 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 698,06 TL’sinin davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, 6-Davalı sigorta şirketi tarafından yapılan yargılama giderinin davalı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı … tarafından yapılan toplam 43,50 TL yargılama giderinin kabul ve red oranına göre 30,45 TL’sinin davacılardan alınarak işbu davalıya verilmesine, 8-Kabul edilen manevi tazminat yönünden; yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 1.980,00 TL vekalet ücretinin davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’den müştereken ve müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, 9-Reddedilen manevi tazminat yönünden; yürürlükte bulunan A.A.Ü.T.’ne göre 1.980,00 TL vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalılar …, … Genel Müdürlüğü, … Ür Ltd Şti’ne verilmesine, 10-Maddi tazminat talepleri yönünden davacılar lehine yargılama gideri ve vekalet ücreti taktirine yer olmadığına, 11-Tarafların yatırmış olduğu gider avansından kullanılmayan kısmının, hükmün kesinleşmesinden sonra resen ilgili taraflara iadesine; iade giderinin ilgili tarafça yatırılan avanstan karşılanmasına, 12-Hükümden sonra, gerekçeli kararın talep halinde taraflara tebliğine, masrafın talep eden tarafça karşılanmasına,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davalılar … Genel Müdürlüğü vekili ve … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. Vekilinin tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-a-İstinaf aşamasında davalı … Genel Müdürlüğü vekili tarafından yapılan 70,00 TL tebligat, 98,10 TL istinaf başvuru harcı giderinden ibaret yargılama 168,10 TL davacılardan tahsili ile davalı … Genel Müdürlüğü’ne verilmesine, b- -İstinaf aşamasında davalı … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti. Vekilinin vekili tarafından yapılan 31,50 TL posta, 98,10 TL istinaf başvuru harcı giderinden ibaret yargılama 155,70 TL davacılardan tahsili ile davalı … Ürünleri San. Tic. Ltd. Şti.’ye verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 12/06/2020.