Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1296 E. 2020/754 K. 26.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1296
KARAR NO: 2020/754
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/10/2017
NUMARASI: 2014/1862 Esas – 2017/1158 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 26/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; davacılardan … ve …’nın babası, davacı …’nin ise eşi olan …’nın 29/12/2012 tarihinde geçirmiş olduğu trafik kazası sonucu hayatını kaybettiğini, müteveffanın … plakalı aracının arızalanması sonucunda aracı emniyet şeridine çekmesinden sonra davalı …’ın kullanmış olduğu … plakalı dorseye bağlı … plakalı çekici ile emniyet şeridine girmesi ile müteveffaya çarpması sonucunda kazanın meydana geldiğini, … plakalı dorse ve dorseye bağlı … plakalı çekicinin davalılardan … A.Ş. adına kayıtlı olduğunu, … plakalı dorse ve dorseye bağlı … plakalı çekicinin davalılardan … Sigorta A.Ş.’ ye … nolu ZMMS sigortası ile sigortalı olduğunu, meydana gelen olayın davacıların psikolojilerinde olumsuz tahrifatlar yarattığını beyan ederek fazlaya ve manevi tazminata ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik davacıların her biri için 10.000,00 TL olmak üzere toplam 30.000,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek davalı … şirketinden iskonto faizi ile diğer davalılardan yasal faizi ile birlikte davacılara ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … vekili cevap dilekçesinde özetle; … plaka sayılı aracın 01/07/2012 – 2013 tarihleri arasında geçerli olan ZMMS poliçesi ile davalı … tarafından sigortalandığını, davalı … şirketine yapılan müracaat üzerine davalı … tarafından 7034973 nolu hasar dosyasının açıldığını, davacı … için aktüer hesabına göre belirlenen 55.324,85 TL tazminat bedelinin 18/03/2013 tarihinde davacıya ödendiğini, davalı … şirketinin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranında ve azami teminat limiti olan 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, tarafların kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi gerektiğini, davacıların müteveffanın desteğinden yoksun kalıp kalmadıklarının belirlenmesi gerektiğini, destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken bilinen ücret veya belirlenebilir bir ücret yoksa asgari ücretin baz alınması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; … plakalı dorse ile bağlı bulunduğu … plakalı çekicinin davalı şirketin mülkiyetinde olduğunu, davalı şirkete ait aracın sürücüsünün olayda kusurlu olmadığını, ceza dosyasından alınan bilirkişi raporunun eksik ve hatalı değerlendirmenin sonucunda oluşturulduğunu, … plakalı dorse ile bağlı bulunduğu … plakalı çekicinin 05/01/2012 – 05/01/2013 tarihleri arasında geçerli olmak üzere … nolu ihtiyari mali mesuliyet sigorta poliçesi ile … Sigorta A.Ş. tarafından sigortalandığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davacıların maddi tazminat talebinin reddine, 2-Her ne kadar davacılar dava dilekçelerinde manevi tazminata ilişkin talepte bulunduklarını bildirmiş iseler de; manevi tazminata ilişkin rakamsal olarak bir talepte bulunmadıkları anlaşıldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kusur bilirkişi raporunda müteveffaya %25 oranında kusur atfedildiğini ancak bu oran olayın oluş şekline uygun olmadığını, olayın tümüyle davalı …’ ın trafik kurallarına ve hava şartlarına uygun bir şekilde hareket etmemesinden kaynaklandığını, davalının emniyet şeridini ihlal ettiğini, olay esnasında da müteveffa aracındaki arıza nedeniyle aracını emniyet(arıza) şeridine çekerek gerekli önlemleri aldığı sırada davalının aracıyla emniyet şeridine girerek müteveffanın aracına çarptığını bu nedenle müvekkiline atfedilmiş kusur oranının haksız olduğunu ve itirazlarına rağmen dosya yeniden bilirkişiye gönderilmediğini, ayrıca hesaplamaya ilişkin raporda bilirkişi tarafından müteveffanın çalışmadığı sadece emekli maaşıyla geçimini sağladığı düşünülerek hesaplama yapılmış ise de müteveffanın resmi olarak çalışmıyor olsa da gayri resmi olarak çalışmakta olup gayri resmi kazancının 10.000,00 TL’nin üzerinde olduğundan hesaplamanın bu rakam üzerinden yapılması gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından 29/12/2012 tarihinde davalı … A.Ş. adına kayıtlı, …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı dorseye bağlı … plakalı çekicinin, kullandığı … plakalı aracının arızalanması nedeniyle emniyet şerinde durup aracından inen müteveffaya çarparak ölümüne neden olduğu, olay nedeniyle vefat edenin desteğinden mahrum kalan davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep ettiği anlaşılmaktadır.Kaza tespit tutanağına göre, olay yerinde 3 metrelik emniyet şeridinin bulunduğu ve çarpma noktası şerit içinde işaretli olduğu, müteveffanın aracını emniyet şeridine park ettikten sonra aracın arkasına uyarı işareti koymadığından, davalı sürücü ise şerit tecavüzünde bulunduğundan kusurlu gösterilmiştir. Yine davalı sürücü hakkında kaza nedeniyle yargılandığı ceza mahkemesinde hükme esas alınan İTÜ’den oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda da müteveffanın tali, sanığın asli kusurlu olduğu belirlenmiştir. Bu durumda kusura ilişkin raporların birbiriyle örtüştüğü , oluşa uygun şekilde oranlama yapıldığı nazara alındığında davacılar vekilinin kusura yönelik istinaf itirazı yerinde olmadığı görülmüştür.Davacılar vekilinin aktüerya raporuna karşı istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; Destekten yoksun kalma tazminatının belirlenmesinde, ölenin son gelir durumu ile birlikte, muhtemel yaşam süresinin ve bu sürenin ne kadarında aktif çalışma hayatının devam edeceği, ne kadarında pasif dönemde bulunacağının tespiti önem arz etmektedir.Desteğin kaza tarihinde 61 yaşında ve pasif devrede olduğu; pasif dönem hesabında ise, bu dönem için esas alınan ücretin bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez. Bu nedenlerle, pasif döneme ilişkin hesaplamanın AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılması gerekmekte olup, bilirkişi raporunda da, yerleşik yargıtay içtihatlarına göre aktif çalışma yaşı sonu kabul edilen 60 yaşından sonra müteveffanın çalışmasına devam edebileceği bir iş yaptığına dair dosyada herhangi bir bilgi belge sunulmamış olup , pasif döneme ilişkin hesaplama AGİ dahil edilmemiş asgari ücret üzerinden yapılmış olmasına göre hata bulunmadığından bu yöndeki istinaf talebi de yerinde görülmemiştir. Açıklanan nedenlerle; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davacılar vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 54,40 TL harçtan peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 18,50 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-İstinaf yargılama giderlerinin istinaf eden üzerinde bırakılmasına, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/06/2020