Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1289 E. 2020/622 K. 09.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1289
KARAR NO : 2020/622
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 26/09/2017
NUMARASI : 2015/246 Esas 2017/1048 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 09/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 30/08/2012 günü, saat 21.35 sıralarında, … ili, … ilçesi, … Mahallesi’nde, dava dışı …. sevk ve idaresindeki, plakasız ve tescilsiz motosikletle kontrolsuz yaya geçidini kullanarak yoldan geçmekte olan müvekkilinin desteği … çarptığını, kaza sonucunda desteğin hayatını kaybettiğini, kazanın meydana geldiği yoldan sorumlu olduğu anlaşılan davalı Nazilli Belediye Başkanlığı ve kazaya karışan plakasız ve tescilsiz motosikletin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Mesuliyet (Trafik) Sigortası bulunmadığı için diğer davalı Güvence Hesabı’ndan fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 1.000 TL destekten yoksun kalma tazminatı, 1.000 TL cenaze ve defin giderinin davalılardan ortaklaşa ve zincirleme tahsiline, 80.000 TL manevi tazminatın davalı belediyeden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili Güvence Hesabı cevap dilekçesinde özetle; rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dahilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararların müvekkilinden tahsil edilemeyeceğini, davalının sürücüye ihbarının gerektiğini, talebin zamanaşımına uğradığını, müteveffanın kusurunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Nazilli Belediyesi vekili cevap dilekçesinde özetle: mahkememizin görevsiz olduğunu, müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, davanın sürücüye ihbarı gerektiğini, kusura ilişkin iddiaları kabul etmediklerini, keşif yapılmasını talep ettiklerini, ceza dosyasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 74.303,13 TL destekten yoksun kalma zararı, 1.000 TL cenaze ve defin giderinin davalı Nazilli Belediye başkanlığı yönünden kaza tarihi olan 30/08/2012 tarihinden, davalı Güvence Hesabı yönünden dava tarihi olan 03/03/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazla istemin reddine,2-Davacının manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 40.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 30/08/2012 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı Nazilli Belediye Başkanlığından tahsili ile davacı tarafa verilmesine, fazla istemin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılardan Nazilli Belediye Başkanlığı vekili ve Güvence Hesabı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı Nazilli Belediye Başkanlığı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemeye sundukları 29/11/2015 tarihli delil listesinin 3. maddesinde keşif yapılması talebinde bulunulduğunu, ancak talebin dikkate alınmayarak, Nazilli 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2012/465 Esas sayılı dosyasının sonucunun bekletici mesele yapılması gerekirken kesinleşmeyen dosya üzerinden yapılan bilirkişi incelemesi ve kusur hesabı ile tazminata hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, kararın kaldırılarak yeniden keşif yapılarak kusur oranlarının belirlenmesinin gerektiğini, tarafların kusur oranlarına göre yapılan hesaplamaların fahiş olduğunu, yüksek miktarlı hesaplanan tazminatın müteveffanın sağ olması halinde emeklilik ve pasif devresinde elde edeceği geliri kazanç getiren bir gelir haline gelmesi müteveffanın ölüm tarihinde 65 yaşında olduğunu 82 yaşına kadar yaşayacağı ihtimali üzerine yapılan hesaplamaları kabul etmemelerine rağmen itirazlarının gerekçesiz olarak kabul görmemiş olduğunu, mahkemenin gerekçeli kararının hüküm fıkralarının açık, çelişkisiz, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde olması gerekirken tazminat miktarlarında kusur oranı dikkate alınarak hesaplama yapılmadan doğrudan müvekkili idare aleyhine hüküm kurulmuş olmasının sebebi ile de karara itiraz etme zorunluluğunun doğduğunu, Yerel Mahkemenin kısmen kabul kararının istinaf incelemesi neticesinde kaldırılmasını ve yeniden yargılama yapılarak davanın müvekkil idare yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı Güvence Hesabı vekili istinaf başvuru dilekçesi sunduktan sonra 07/03/2018 tarihli dilekçe ile, İstanbul 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/246 E., 2017/1048 K. Sayılı mahkeme ilamına karşı başvurdukları istinaf kanun yolundan feragat ettiklerine ilişkin dilekçe sunmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuş ise de dosya Dairemize gönderildikten sonra istinaf talep eden davacı vekili tarafından istinaf talebinden feragat ettiklerine ilişkin 12/06/2019 tarihli duruşmada imzalı beyanda bulunmuştur. İstinaftan feragat yetkisini içeren davacı vekiline ait vekaletnamenin dosyada bulunduğu görülmüştür.HMK’nın 349/2. maddesine göre istinaf başvurusu yapıldıktan ve dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilirse Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verileceği düzenlendiğinden davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davalı Nazilli Belediye vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Mahkemece, önce Adli Tıp Kurum Trafik İhtisas Dairesi ile ceza mahkemesinde alınan Adli Tıp Kurumu Trafik İhtisas Dairesinin düzenlediği raporlar arasındaki çelişki de, heyet raporu ile giderildiği bilirkişi heyet raporunun dosyadaki bilgi ve belgelere uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varıldığından, bu rapora itibar edilerek karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından davalı vekillerinin kusura yönelik iddia ve itirazı yerinde değildir.Kaza tarihinde yürürlükte olan 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 162/1.maddesine göre müteselsil borçlulardan her biri, alacaklıya karşı borcun tamamından sorumludur . Aynı Kanun’un 163.maddesine göre borç tamamen ifa edilinceye kadar alacaklıya karşı bütün borçluların sorumluluğu devam eder. Alacaklı, borçluların birinden, bir kısmından veya hepsinden alacağını talep etme ve dava açma hakkına sahiptir. Davalı belediye vekilinin bu yöndeki istinaf itirazı yerinde değildir.Dosya kapsamında hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının 82 yaşına kadar yaşayacağı ihtimali üzerine hesaplama yapılmış olduğu müteveffa yönünden bu yönde bir değerlendirmenin olmadığı görülmekle davalı vekilinin bu yöne değinen istinafı yerinde değildir.Açıklanan nedenlerle; davalı Nazilli Belediye Başkanlığı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusundan feragat nedeniyle HMK’nın 349/2.maddesi gereğince reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davalı Nazilli Belediye Başkanlığı vekilinin tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1 maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,2- Davalı Güvence Hesabı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle REDDİNE, 3- İstinaf talep eden davalı Nazilli Belediye Başkanlığın’dan Harçlar Yasasına göre alınması gerekli 7.876,35 TL karar harcından peşin yatırılan 1.970,00 TL’nin mahsubu ile kalan 5.906,35 TL’nin davalı Nazilli Belediye Başkanlığın’dan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına,4-İstinaf talep eden davalı Güvence Hesabı’ndan alınması gereken 54,40 TL harcının peşin yatırılan (35,90+1.286,00+683,09=) 2.004,99 TL istinaf karar harcından mahsubu ile kalan 1.950,59 TL’nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde İlk Derece Mahkemesince davalı Güvence Hesabı’na iadesine, 5-İstinaf talep eden davalıların yaptıkları yargılama giderlerinin kendi üzerilerinde bırakılmasına, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 6- Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi. 09/06/2020