Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1245 E. 2020/607 K. 03.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1245
KARAR NO: 2020/607
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: KOCAELİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 21/09/2017
NUMARASI: 2015/1287 Esas – 2017/615 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle)
KARAR TARİHİ: 03/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin davalı … tarafından sevk ve idare edilen diğer davalı …’ya ait … plakalı araçta yolcu iken 18/02/2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaralandığını, davalı sürücünün kusurlu olduğunu belirterek şimdilik 1.000 TL maddi tazminatın sürücü, işleten ve sigorta şirketinden, 20.000 TL manevi tazminatın sürücü ve işletenden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılar … ve … vekili cevap dilekçesinde; Müvekkillerinin olayda kusursuz olduğunu, ceza davasında verilen kararın kesinleşmediğini, aracın kaza tarihinde …’ye Genişletilmiş Kasko sigortası bulunduğundan davanın …’ye ihbarını talep ettiklerini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın kaza tarihi itibariyle müvekkili nezdinde trafik sigorta poliçesiyle sigortalı olduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, dava konusu kaza nedeniyle davacının maluliyetinin ve maluliyet oranının ATK’dan rapor alınarak tespit edilmesi sonrasında da aktüer rapor alınması gerektiğini, davacının kazadan dolayı SGK’dan herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi gerektiğini, müvekkilinin temerrüde düşmediğinden faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “1-Maddi tazminat davası konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 12.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 18/02/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılar … ve …’dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalılar … ve … vekili vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davalılar … ve … vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; kaza yapan aracın ZMSS sigortası ve Genişletilmiş Kasko sigortası ile maddi ve manevi bir çok riziko kapsamında güvence kapsamına alındığını, poliçenin düzenlendiği sigorta şirketine davanın ihbarının taraflarınca talep edildiği halde ihbar talebinin mahkemece değerlendirilmediğini ve yerine getirilmediğini, hükmedilen manevi tazminat miktarının fazla olduğunu belirterek istinaf başvurusunda bulunmuştur. HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere yapılan inceleme sonucunda: Dava, yaramalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Kazaya sebebiyet veren ve davalıların sürücüsü ve işleteni olduğu … plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde davalı … Sigorta A.Ş.’ye ZMMS, …’ye Genişletilmiş Kasko sigortası ile sigortalıdır. Yargılama sırasında davalılar … ve … vekili tarafından davanın …’ye ihbarı talep edilmiş olmasına rağmen İlk Derece Mahkemesince bu talep hakkında herhangi bir karar verilmemiş, davalılara davayı ihbar etme imkanı tanınmamıştır. Davalıların dava sonunda ödeme yapmaları halinde rücu haklarının bulunduğu gözetilmek suretiyle 6100 sayılı HMK’nın 61.vd. maddelerine göre usulüne uygun ihbar dilekçesinin sunulması halinde, davanın ihbarı yönünde işlem tesis edilmesi gerekirken, bu işlem yapılmadan yargılamaya devam edilmesi doğru olmamıştır. Davalılar vekilinin bu yöndeki istinaf itirazları yerindedir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, kaza tarihi, davacının uğradığı zararın kapsamı, bedensel zararlarda yaralanmanın mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı, iyileşme süresi, davalıların sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Eldeki davada, Mahkemece davacının yaralanması nedeniyle alınan maluliyet raporunda kaza tarihi olan 18/08/2014 tarihinde yürürlükte bulunan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” yerine “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlenmiş olması; Yine Mahkemece alınan ATK raporunda “maluliyet hesaplamasını gerektirecek düzeyde” maluliyet bulunmadığı tespit edildiği halde gerekçede davacının yüzünde sabit yara izi bulunduğu belirtilerek manevi tazminat belirlenmesi doğru olmamıştır. O halde Mahkemece; yukarıda açıklandığı üzere öncelikle davalılara davanın ihbarı yönünde usulüne uygun ihbar dilekçesi sunulması için mehil verilerek davanın Sigorta Şirketine ihbar edilmesi ve meydana gelen trafik kazası sonucu yaralandığı iddia edilen davacının yaralanmasının mahiyeti, maluliyet oluşmuş ise geçici ya da kalıcı mı olduğu, kalıcı maluliyet oluşmuş ise maluliyet oranı ve iyileşme süresi konusunda ATK ‘dan yada üniversitelerin adli tıp ana bilim dalı başkanlıklarından olay tarihinde yürürlükte olan “Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre bilirkişi rapor alınması ile tarafların mali ve sosyal durumları ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirilerek somut olaya uygun miktarda manevi tazminata hükmedilmelidir. Açıklanan nedenlerle davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne mahkeme kararının HMK’nın 353/1-a/6 maddesi gereğince kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalılar … ve … vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalılar … ve … vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, 6-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.03/06/2020