Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1213 E. 2020/616 K. 04.06.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1213
KARAR NO: 2020/616
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 26/12/2017
NUMARASI: 2015/192 Esas 2017/1166 Karar
DAVA: Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan)
KARAR TARİHİ: 04/06/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesi ile davacının 20/02/2013 tarihinde … Hizmetleri Ltd. Şti.’ nin maliki olduğu, …’nun kullandığı … plakalı araçta yolcu olarak Ankara’ ya gitmekteyken yolun kaygan ve buzlu olması nedeni ile sürücünün direksiyon hakimiyetini kaybetmiş olması sonucunda aracın takla attığını, bu kaza sonucunda davacının ağır yaralandığını, araçta yolcu konumunda bulunan davacının meydana gelen kazada kusuru bulunmadığını, davacının bu kaza sonucunda sağ ayağı ile sağ ve sol taraftan beş tane kaburga kemiğinin kırıldığını, davacının ameliyat edilerek ayağına platin takıldığını, kaza sonucunda davacının aile bireylerinin Ankara’ ya giderek otellerde konakladığını, davacının 8 gün Ankara’da hastanede tedavi gördükten sonra 28/02/2013 tarihinde Ankara’dan 700,00 TL ücret karşılığında doktor ve hemşire eşliğinde ambulansla İstanbul’a getirildiğini, davacının İstanbul’daki tedavisinin Maltepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde devam edildiğini, davacının mesleğinin şoförlük olduğunu, ağır vasıta ehliyetine sahip olduğunu, aynı zamanda … plakalı özel halk otobüsünün ortağı olduğunu, davacının aylık maaşının 2.500,00 TL olduğunu, davacının kazadan sonra şoförlük yapamadığı için ortağı olduğu araca …’ı şoför olarak aldığını ve kendisine 1.188,95 TL ücret ödemek zorunda kaldığını, davacının bu kaza nedeni ile beden ve ruh sağlığının bozulduğunu, 3 ay boyunca bakıcı tutmak zorunda kaldığını, bakıcı için aylık 2.000,00 TL’den toplam 6.000,00 TL bakıcı ücreti ödediğini, davalı … şirketinin tanzim etmiş olduğu poliçesi ile kasko poliçesinden dolayı davacının maddi ve manevi tazminat taleplerinden sorumlu olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin dava ve talep hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 250,00 TL çalışamadığı günler için gelir kaybı, 250,00 TL bakıcı ücreti, 250,00 TL şoföre ödenen ücret, 250,00 TL çalışma gücünün yitilmesi nedeni ile kazanç kaybı, 700,00 TL ambulans, doktor ve hemşire ücreti olmak üzere toplam 1.700,00 TL maddi tazminat ve 73.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile maddi tazminat açısından talebini 54.061,52 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; dava konusu kazaya karıştığı iddia edilen … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından 16/09/2012-12/04/2013 vadeli … nolu zorunlu mali mesuliyet sigorta poliçesi ile sigortalandığını, aynı aracın 17/09/2012-15/04/2013 tarihler arasında … nolu birleşik kasko sigorta poliçesi ile sigortalandığını, davalı şirketin sorumluluğunun poliçe limiti ile sigortalısının kusur oranı ile sınırlı olduğunu, tedavi giderlerinin 6111 sayılı Yasa gereğince SGK’ya devredildiğini, davacının tedavi gideri taleplerinden davalı … şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen kazadaki kusur oranlarının tespit edilmesi gerektiğini, davacının kaza ile illiyet bağı bulunan maluliyetinin tespiti için ATK 3. İhtisas Dairesinden rapor alınması gerektiğini, davacıya geçici iş göremezlik süresi için SGK tarafından ödeme yapılıp yapılmadığının tespiti için SGK’ya müzekkere yazılmasını talep ettiklerini, davacının sigortalı araçta hatır için taşındığını, tazminat miktarından uygun oranda hatır taşıması için indirim yapılmasını talep ettiklerini, davacının dava tarihinden önce davalı … şirketine başvuruda bulunmadığını, davalı … şirketinin temerrüde düşürülmesi için hesaplamaya esas belgelerin sigorta şirketine sunulmasının zorunlu olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 44.849,21 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 18.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine, davacının hasta bakıcı, şoför ücreti, ambulans, doktor ve hemşire ücretlerine yönelik talebinden feragat etmesi nedeni ile bu talepler bakımından davanın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; mahkemenin maddi tazminat yönünden hatır taşıması indirimi yaparak davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, bu kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, Yargıtay’ın yerleşik kararlarında, hatır taşımasının söz konusu olduğu durumlarda BK.43-44 maddeleri uyarınca tazminattan belli bir ölçüde hakkaniyet indirimi yapılmasının ön görüldüğünü, dosya içeriğine ve olayların akışına göre indirim hususu yerel mahkeme yargıcının takdirine bırakılması gerektiğini, Yargıtay’ın indirim öngören kararlarının içeriğine bakıldığında, çoğunda hatır için taşınanın da kusura katıldığı gözlemlendiğini, hatır için taşınanın, sürücünün içki içmesine veya hız yapmasına engel olmaması, içkili olduğunu bilerek taşıta binmesi durumlarında “kusura katılım” söz konusu olduğunu, bu gibi durumlarda tazminattan indirimin haklı ve yerinde bir uygulama olacağını, dava konusu olayda müvekkilinin hiçbir kusuru olmadığından hatır taşınması indirimi yapılmasının usul ve yasaya aykırı olduğunu, hatır taşınması indirimi nedeni ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmesinin de usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkilinin bu kaza nedeni ile uzun süre yatarak tedavisi gördüğünü, bir çok ameliyat geçirdiğini, çalışma gücünün %16’sını kaybederek özürlü duruma geçtiğini, kazadan önce ekonomik sosyal durumu son derece iyi olduğunu, takdir edilen manevi tazminat müvekkilinin ekonomik sosyal durumuna ve çektiği acı ve ıstıraplara uygun olmadığını, bu nedenle takdir edilen manevi tazminat miktarı çok düşük olduğundan karar bu yönüyle de usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 20/02/2013 tarihinde dava dışı … Hizmetleri Ltd. Şti.’nin maliki olduğu, …’ nun kullandığı … plakalı plakalı aracın tek taraflı olarak kaza yapması sonucu bu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle maddi ve manevi tazminat talep edildiği anlaşılmaktadır. … plakalı plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde davalı … şirketine ZMMS poliçesi ve birleşik KASKO sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu tarafından tanzim edilen 07/12/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre, davacının geçirmiş olduğu kaza neticesinde meslekte kazanma gücünü % 16 oranında kaybettiği, iyileşme süresinin 9 aya kadar uzayabileceği bildirilmiştir. Hatır taşıması bir kimseyi ücretsiz olarak ve bir karşılık almadan ve bir yararı bulunmadan taşıma halidir. Yani hatır için taşımada taşımanın karşılıksız olması veya alınan karşılığın önemsiz olması gerekir. Taşıma, işletenin veya sürücünün değil taşınanın yararına olmalıdır. Somut uyuşmazlıkta Mahkemece davacının anlatımlarına, tutanaklara ve dosyadaki bilgilere göre davacının kaza sırasında … plaka sayılı araçta hatır için taşındığı açıklanarak hatır indirimi yapılmıştır. Kızılcahamam C.Başsavcılığının soruşturuma dosyası kapsamında alınan davacı ifadesi ile sürücü ve diğer yolcuların ifadesinden davacı ile araç sürücü olan …’nun arkadaş oldukları, birlikte İstanbul ilinden Ankara iline giderken kazanın gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Ancak taşımanın kimin yaranına olduğu ifadelerde açıklanmamıştır. Bu durumda dosya kapsamına göre hatır taşıması ispat edilemediği halde İlk Derece Mahkemesince gerekçesi açıklanmaksızın tazminattan hatır indirimi yapılmış olması doğru olmadığından bu yöne değinen istinaf itirazı yerindedir. Kabule göre de; Hatır taşıması nedeniyle tazminattan indirilen miktar, yasal düzenlemelerden kaynaklanan takdiri indirim mahiyetinde olduğu halde davalı … lehine bu kısım üzerinden vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmamıştır. Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır. TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, “Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir.” TBK’nın 56/1. maddesi gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir. Bu açıklamalara göre, kaza tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu, davacıdaki yaralanmanın niteliği, maluliyet oranı ve iyileşme süresi ile tarafların sosyal ve ekonomik durumları birlikte değerlendirildiğinde, İlk Derece Mahkemesi’nce belirlenen manevi tazminat miktarının bir miktar düşük olduğu kanaatine varılmış ve bu yönde ki davacı vekilinin istinaf itirazının kabulüne karar verilmiş; Aynı ilkeler çerçevesinde yapılan değerlendirme ve somut olayın özelliklerine göre 25.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesinin uygun olacağı kanısına varılmıştır. Açıklanan nedenlerle; HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek aşağıda yazılı olduğu şekilde esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile Yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi gereğince düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmek üzere KALDIRILMASINA, Buna göre: 1-Davacının maddi tazminat talebinin kısmen kabulü ile; ıslah edilmiş hal ile 54.061,52 TL maddi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, 2-Manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 25.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 3-Davacının hasta bakıcı, şoför ücreti, ambulans, doktor ve hemşire ücretlerine yönelik talebinden feragat etmesi nedeni ile bu talepler bakımından davanın reddine, 4-Hüküm altına alınan miktar üzerinden alınması gereken 5.400,70 TL karar harcından peşin alınan 444,91 TL (255,14 TL peşin harç + 189,77 TL ıslah harcı) harcın mahsubu ile eksik alınan 4.955,79 TL karar harcının davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 5-Davacı tarafından yatırılan 27,70 TL başvurma harcı, 189,77 TL ıslah harcı, 255,14 peşin harç olmak üzere toplamda 472,61 TL’nin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 6-Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.406,40 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre hesaplanan 862,82 TL’sinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyesinin davacı üzerinde bırakılmasına, 7-Davalı tarafından sarf edilen yargılama gideri bulunmadığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına, 8-Davacı tarafça dava dosyasına yatırılan gider avansından artan kısmın HMK. 333.maddesi gereğince karar kesinleştikten sonra davacıya iadesine, 9-Davacı davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca; a) Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 7.828,00 TL nispi vekâlet ücretinin davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, b) Kabul edilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.750,00 TL vekâlet ücretinin davalı … şirketinden tahsili ile davacıya verilmesine, 10-Davalı … şirketi iş bu davada kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine uyarınca; feragat nedeniyle reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 1.200,00 TL vekâlet ücretinin ve reddedilen manevi tazminat miktarı üzerinden hesaplanan 3.750,00 TL nispi vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı … şirketine verilmesine,
B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN; 1-Davacı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 51,05 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 98,10 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf aşaması için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.04/06/2020