Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1207 E. 2019/219 K. 21.02.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2018/1207
KARAR NO : 2019/219
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI : 2015/48 Esas 2018/12 Karar
DAVA : Trafik Kazasından Kaynaklanan Ölüm Nedeniyle Maddi (Destekten Yoksun Kalma) Tazminat
KARAR TARİHİ: 21/02/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:Davacı vekili dava dilekçesinde: 08.12.2014 tarihinde davacıların murisi … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile meydana gelen tek taraflı trafik kazasında davacıların desteği … hayatını kaybettiğini, tazminat talebi için davalıya yapılan başvuruda tek taraflı kazada herhangi bir ödeme yapılmadığının davalı tarafından davacılara bildirildiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş … için 1.000,00 TL, diğer davacı … için 500,00 TL olmak üzere toplam 1.500,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının dava tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, bedel artırım dilekçesiyle talebini davacı … açısından 20.097,97 TL olarak belirlemiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde : Davacı … işleten olduğunu, işleten olarak kendi sorumluluğunu üstlenen zorunlu trafik sigortacısı olan müvekkili şirketten talepte bulunamayacağını, müterafik kusurunun dikkate alınması gerektiğini, müteveffanın SGK aylığının davacılara verileceğini, bu nedenle davacı … yönünden destekten yoksun kalma durumunun söz konusu olamayacağını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesi tarafından : ”Davacı … yönünden açılan davanın sübut bulmadığından reddine, davacı .. yönünden açılan davanın kabulü ile 20.097,97 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacı … verilmesine” karar verilmiştir.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde : Yerel mahkemece davacı … yönünden verilen davanın reddi kararının yerinde olduğunu, davacı … açısından verilen kabul kararının kaldırılması gerektiğini, davaya konu trafik kazasının müteveffanın kusuru ile meydana geldiğinin Adli Tıp Kurumu raporu ile sabit hale geldiğini, sigortalının kendisi kusurlu olduğunda kusuruna denk gelen destek tazminatı talebinin tümünün teminat dışı olduğunu, davacı … olay tarihinde 18 yaşında ve öğrenci olduğunu, desteklik süresinin yanlış değerlendirildiğini, müteveffanın da olay tarihinde emekli olup SGK’dan emekli maaşı almasından dolayı aylığını davacılara vereceğini, davacı … hayat standartlarında değişiklik olmayacağını, evlenene kadar bu maaşı almaya devam edeceğinden … açısından destekten yoksunluk durumunun söz konusu olmayacağını, faiz alacağına hükmedilecek olması halinde yasal faiz oranın uygulanması gerektiğini ve faiz başlangıç tarihinin de artırılan kısım için ıslah tarihi olması gerektiğini, mahkemece tüm alacağa dava tarihinden itibaren faiz uygulanması yönünden kararın hatalı olduğunu belirterek, yerel mahkemenin kabul kararının kaldırılarak davanın davacı … yönünden de esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.Dava, tek taraflı trafik kazası sonucu meydana gelen ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma istemine ilişkindir. HMK’nın 355. maddesi kapsamında istinaf itirazları ve kamu düzenine ilişkin hususlarla sınırlı olarak yapılan inceleme sonunda : Öncelikle; davalı vekili itirazında destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin karşılanamayacağını ileri sürmektedir. Ancak Genel Şartların A.6. maddesi ile sonrasında Karayolları Trafik Kanununun 90. maddesinde yapılan değişikliklerin somut olaya uygulanması sözkonusu değildir. Zira bu değişiklikler somut olayda esas alınması gereken kaza tarihinden çok sonra yapılmıştır.Tazminat talebine dayanak olan poliçenin düzenlendiği tarih 17/07/2014 olup kaza ise 08/12/2014 tarihinde meydana gelmiştir. Uygulanması gerektiği ileri sürülen genel şartlar 01.06.2015 tarihinde, kaza ve poliçe tarihinden sonra yürürlüğe girmiştir. Genel Şartların yürürlük tarihi dikkate alınarak yapılan incelemede Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatları uyarınca; Davacı …’in ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla tam kusurlu araç sürücüsünün ve onun eylemlerinden sorumlu olan işletenin üçüncü kişilere verdiği zararların da teminat altına alındığı ve destekten yoksun kalan davacı da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğuna göre, davalı şirket, zararın tamamından kaza tarihinde geçerli olan trafik sigortası teminat limiti dahilinde sorumlu olacağından, davacı, davalı kurumdan destekten yoksun kalma tazminatı isteyebilecektir. (YHGK., 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas – 411 karar; YHGK., 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas, 2012/92 karar; YHGK., 16.01.2013 gün, 2012/17-1491 esas, 2013/74 karar). Bu itibarla, buna ilişen istinaf itirazlarının reddi gerekmiştir.Öte yandan; SGK’nın, sigortalısının ödediği primler karşılığında ölüm aylığından çocuklarının yararlanmasına ve bu aylıkların tazminattan indirilememesine, davacı … olay tarihinde tıp fakültesi öğrencisi olup 25 yaşına kadar desteklilik tazminatı hesaplanmasının doğru bir uygulama olmasına, dava açılmadan önce sigorta kuruluşuna başvuru zorunluluğu getiren ve davanın açıldığı tarihte yürürlükte olmayan 2918 sayılı Kanun’un 97.maddesinin davada uygulanma olanağının bulunmamasına, belirsiz alacak davalarında alacağın yargılama sırasında belirlenmesinden sonra, talep halinde, dava tarihi itibarıyla faiz yürütülmesine ilişkin mahkemenin uygulamasının yerinde olmasına göre davalı vekilinin, davacı … için verilen karara ilişkin tüm istinaf itirazlarının HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 1.372,89 TL harçtan peşin alınan toplam 360,30 TL harcın mahsubu ile bakiye 1.012,29 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davalı tarafından istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.21/02/2019