Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1097 E. 2020/282 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2018/1097
KARAR NO: 2020/282
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 09/01/2018
NUMARASI: 2016/423 Esas – 2018/21 Karar
DAVA: Sigorta (Kaza Sigortası Kaynaklı)
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: davalı nezdinde kasko sigortası bulunan aracın, dava dışı sürücü …’ın sevk ve idaresinde iken 16.10.2014 tarihinde meydana gelen kazada ağır hasarlandığını, hasar bedelinin tahsili için sigorta şirketine müracaat edildiğini ancak sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması gerekçesi ile talebin reddedildiğini beyanla şimdilik 10.000-TL hasar bedelinin (araç pert bedeli) kazanın sigorta şirketine ihbar edildiği tarihten itibaren 8 iş günü sonra işlemeye başlayacak ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; trafik kazası tespit tutanağında sürücünün firari olduğunun yazıldığını,dava dışı …’ın çelişkili ifadeleri nedeniyle kazayı yapan kişinin gerçekten bu kişi olup olduğuna ilişkin beyanın inandırıcı bulunmadığını, davaya konu kazada araç sürücüsünün kaza mahallinden ayrılması sebebiyle tazminat talebinin reddedildiğini, dava dışı sürücüsünün kaza yerini terk etme nedenini ispatlamak zorunda olduğunu, bu ispat yükünü yerine getiremediği için talebinin reddedildiğini beyanla dava ile faiz talebinin reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “1-Davanın Kabulü ile, 72.000,00-TL’nin 19/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Somut dosya kapsamında, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu ve meydana gelen kazanın sigorta teminat kapsamı içinde kaldığını ispatlaması gerektiğinin açık olduğunu, mahkemenin ispat yükünün yer değiştirdiğine dair somut delil bulunmadığı yönündeki değerlendirmesinin ve kanaatinin hatalı olduğunu, olaya ilişkin trafik zabıtası tarafından tutulan resmi kaza tutanağı ile araç sürücüsünün olay yerini terkettiği, araç sürücüsü olarak kendisini gösteren kişinin araç sürücüsü olmadığının trafik kazası tutanağı ile sabit olduğunu, yerel Mahkeme tarafından verilen 19.11.2014 tarihinden itibaren avans faizine hükmedilmesinin dosya kapsamına aykırı olduğunu, mahkeme tarafından 10.000-TL kısmi dava açılmış olmasına karşın ıslah edilen tutara ıslah tarihinden itibaren değilde 9.11.2014 tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin hukuka aykırı olduğunu, etmiştir. Dava, tek taraflı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. TTK’nın 1409/1 maddesi uyarınca sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı yasanın 1409/2 maddesi hükmüne göre kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5 maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir. İlkeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer (HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları). Yukarıda yapılan açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; kazanın 16/10/2014 tarihinde, meydana geldiği, aynı gün düzenlenen maddi hasarlı trafik kazası tespit tutanağında, araçta bulunan …’ın çelişkili ifadesi ve sürücüye ilişkin tutarsız tanımlarına istinaden sürücünün firar ettiğine ilişkin değerlendirme yapıldığı, …’ın kaza tespit tutanağına göre kaza yerinde olduğu görülmektedir. Bunun dışında kazaya ilişkin başkaca bir araştırma, belge, delil sunulmamıştır. Davalı vekili tarafından sürücünün kaza yerini terk ettiğine yönelik ispat yükünün yer değiştirmesine neden olacak olgu sunulmadığı nedenle ilk derece mahkemesinin ispat yükünün davalıda olduğuna ilişkin nitelendirmesi yerinde olduğundan davalı vekilinin bu yöndeki istinaf itirazının reddine karar verilmiştir. Mahkemece tarafların şirket olması nedeni ile avans faizine ve ekspertiz tarafından gerçek zararın tespitinden sonra davalı … şirketinin sigorta teminatını ödeme yükümlülüğünün doğduğunun kabulü ile ekspertiz raporunun düzenlenme tarihinden itibaren davacı yararına temerrüt faizine hükmedilmesinde isabetsizlik görülmemiştir (Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2016/10819 E. 2017/8691 K.) Açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davalı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-Harçlar Kanunu’na göre alınması gereken 4.918,32 TL karar harcından peşin alınan 1.229,58 TL harcın mahsubu ile bakiye 3.688,74 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına, 3-İstinaf talep edenin istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının iadesine, 4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.17/02/2020