Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2018/1057 E. 2018/463 K. 29.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2018/1057
KARAR NO : 2018/463
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 28/11/2017
NUMARASI : 2016/465 Esas 2017/1093 Karar
DAVANIN KONUSU : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ : 29/03/2018
İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/465 Esas 2017/1093 Karar sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesi ile; 19.11.2015 tarihinde davalı … şirketi nezdinde Zorunlu Mali Mesuliyet Trafik Sigorta Poliçesi ile sigortalı araç ile müvekkilinin sevk ve idaresindeki aracın çarpışması neticesinde, müvekkilinin basit tıbbi müdahale ile giderilemeyecek şekilde yaralandığını ve sakat kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000 TL iş göremezlik tazminatının, temerrüt tarihinden itibaren ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesi ile; geçici iş göremezlik tazminatı talebinin trafik sigortası genel şartları gereğince teminat dışında olduğunu, tedavi giderleri nedeniyle tüm sorumluluğun SGK’da olduğunu, temerrüt faizi olarak avans faizi talep edilmesinin mümkün olmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda; 26/04/2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6704 sayılı yasanın 5. maddesi ile değişik 2918 sayılı kanunun 97. maddesi uyarınca dava şartı yokluğundan HMK 115/2 mad uyarınca davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; taraflarınca başvuru şartı ekskliğinin mahkeme tarafından esasa girilmeden önce tespit edildiğini ve 16/05/2017 tarihinde sigorta şirketine başvuru yapıldığını bu durumun 22/05/2017 tarihli dilekçeleri ile yerel mahkemeye bildirildiğini, HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca, dava şartları konusunda eksiklik tespit eden mahkemenin, bu eksikliğin niteliğine bakarak, eksikliğin giderilmesi mümkünse kesin süre vermesi gerektiğini, beyan edildiği üzere, karar verilmeden önce sigorta şirketine başvuru yapılmış olup, sigorta şirketinin verdiği cevapta başvurularını sürüncemede bırakacak şekilde belgeler talep edldiğini, bu belgelerinde yargılamayı gerektirdiğini taraflar arasındaki ihtilafın sigorta şirketine başvuru yapılmasına rağmen devam ettiği görülmekte iken mahkeme tarafından dava şartı eksikiliği nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında talepleri doğrultusunda davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet nedeniyle tazminat istemine ilişkindir.
26.04.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Kanunu’nun 5. maddesiyle değişik 97. maddesi ile zarar görenin, dava yoluna gitmeden önce ilgili sigorta kuruluşuna yazılı başvuruda bulunması gerektiği düzenlenmiş, aynı değişiklikle sigorta kuruluşunun başvuru tarihinden itibaren en geç 15 gün içinde başvuruyu yazılı olarak cevaplamaması veya verilen cevabın talebi karşılamadığına ilişkin uyuşmazlık olması hâlinde, zarar görenin dava açabileceği belirtilmiştir.
Yasal değişiklikle, zarar gören hak sahipleri ZMSS sigortacısına karşı artık doğrudan dava açamayacak olup yasa ile özel bir dava şartı getirilmiştir.
Dava şartları, davanın esası hakkındaki yargılamanın devamı için gerekli olan şartlar olup, davanın açılabilmesi için değil, mahkemenin davanın esasına girebilmesi için aranan kamu düzeni ile ilgili zorunlu koşullardır. HMK’nın 115/2 maddesi uyarınca mahkeme dava şartı noksanlığını tespit ederse davanın usulden reddine karar verir. Ancak dava şartı noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verir. Bu süre içinde dava şartı noksanlığı giderilmemişse davayı, dava şartı yokluğu sebebiyle usulden reddeder.
Dava tarihi olan 28/04/2016 tarihi itibariyle 2918 sayılı KTK’nın 97. maddesinde yapılan değişiklik yürürlükte olup, sigorta şirketinin 21/03/2017 tarihli yazı cevabında, hasar dosyasının dava dilekçesinin tebliği ile açılmış olması nedeniyle, dosya içerisinde dava evrakları dışında davacı tarafından yapılan herhangi bir başvuru dilekçesi, tespit, evrak veya ödeme tespit edilmediği bildirilmiş, davacı vekili tarafından ibraz edilen 06/06/2017 tarihli dilekçe ile, davalı … şirketine 16/05/2017 tarihinde yazılı başvuruda bulunulduğu bildirilmiştir.
Mahkemece davacının yaptığını bildirdiği başvuru ile ilgili bir araştırma ve değerlendirme yapılmamıştır.
O halde, mahkemece davacı vekilince başvuru yapıldığı bildirildiğine ve buna ilişkin evraklar sunulduğuna göre, öncelikle bu başvuru (gerekli görülüyorsa davalı şirketten de sorulmak suretiyle) değerlendirilmeli, başvuru geçerli kabul edilip, sigorta şirketinin verdiği cevabın talebi karşılamaması halinde dava şartının yerine getirildiği kabul edilerek, davanın esasına girip deliller toplanıp değerlendirilerek, ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmeli, başvurunun geçerli bir başvuru olmadığı düşünülür ise, mahkemece bu kez davacıya bu şartın tamamlanması için kesin süre verilerek, kesin süre içinde yerine getirilmemesi halinde dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmelidir.
Davacı tarafından yapıldığı bildirilen başvuru araştırılmadan ve değerlendirilmeden, geçersiz kabulü halinde ise HMK’nın 115/2. maddesine aykırı şekilde tamamlanabilecek nitelikteki dava şartının tamamlanması için davacıya kesin süre verilmeden, ön şart yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi yerinde değildir.
Bu nedenle, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 353/1-a-4. maddesi uyarınca davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE;
2-İstanbul 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 28/11/2017 Tarih, 2016/465 Esas 2017/1093 Karar sayılı kararının, HMK’nın 353/1(a)4.Maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın, mahkemesine iadesine,
4-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istem halinde mahkemesince yatırana iadesine,
5-Davacı tarafça istinaf başvurusu nedeniyle yapılan 98,10 TL istinaf kanun yoluna başvuru harcı ile 31,50 TL posta masrafından oluşan toplam 129,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
6-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)4. maddesi uyarınca, kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 29/03/2018