Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/990 E. 2018/337 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/990
KARAR NO : 2018/337
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 28/02/2017
NUMARASI : 2014/1484 Esas – 2017/209 Karar
DAVANIN KONUSU :Maddi Tazminat (Haksız Fiilden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ :19/03/2018
İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1484 E.- 2017/209 K.Sayılı kararına karşı, davalı … ve davalı … A.Ş. tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 352. Maddesi gereğince eksiklik bulunmadığı anlaşılmakla;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalı …na ait aracın 18/06/2012 tarihinde, belediye binasının önündeki park yerinden çıkış yaparken, müvekkiline ait Alman Plakalı otomobile çarparak hasara sebebiyet verdiği, trafik kazası tespit tutanağına gore davalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, kazadan sonra davacının Almanyaya döndüğünü ve aracındaki hasarı GTÜ ünvanlı Mühendislik bürosu vasıtasıyla tespit ettirdiğini belirterek, 3.176 Euro zararın, fiili ödeme tarihindeki Türk lirasına çevrilmek suretiyle, davalılardan müteselsilen tahsiline, ayrıca eksper ücreti, tercüme ve harç toplamı 2.945 TL’nin de davalılardan müteselsilen tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı Kumkuyu(Erdemli) … vekili cevap dilekçesi ile, Kumkuyu belediyesinin tüzel kişiliğinin, kaldırılarak Erdemli Belediyesine devredildiğini, mahkemenin yetkisiz ve görevsiz olduğunu, davanın Erdemli Asliye Hukuk Mahkemesinde görülmesi gerektiğini, davacının tespiti 1 yıl sonra yaptırdığını, yapılan tespiti kabul etmediklerini, aracı hasarını Almanya’da tespit ettirmek, davacının tercihi olması nedeniyle, yapılan masrafları kabul etmediğini, zararın trafik sigorta poliçesini düzenleyen şirket tarafından karşılanması gerektiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile: …na ait aracın 12.09.2011-2012 vadeli 7038740 numaralı Trafik poliçesi ile sigorta edildiğini, kaza tarihindeki poliçe limitinin 20,000 TL olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün kusuru bulunmadığını, davacı tarafından gönderilen belgeler üzerinden yaptırılan ekspertiz incelemesine göre KDV dahil 1.250,80 TL zarar hesaplandığını, davacı tarafından yaptırılan zarar tespitinin kazadan 1 yıl sonra olduğunu, onarım kapsamını yansıtmadığını, hasarın büyümesi ve artan onarım maliyetini kabul etmediklerini, talep edilen tercüme, ekspertiz ücretlerinin zorunlu gider kapsamında bulunmadığını, poliçe teminatının KTK 85/1 md. gereğince doğrudan zararları kapsamına aldığı, dolaylı zararların teminat kapsamı dışında kaldığını, yasal faiz talep edilebileceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacının davasının kısmen kabul kısmen reddi ile; 3.081,24 Euro’nun davalı … yönünden 18/06/2012 tarihinden itibaren, davalı … yönünden 19/09/2013 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 4/a maddesi uyarınca hesaplanacak faizi ile ödeme gününde TL’ye çevirmek suretiyle davalılardan birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin kısmın reddine, 2- 2.945 TL ekspertiz ücreti, tercüme evrakları masrafının yargılama gideri olarak davalılardan tahsiline karar verilmiştir.
Davalı … (…) Sigorta A.Ş. vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; davacının talebine dayanak ekspertiz raporunun, kazada oluşan hasarı yansıtmadığını, hasar tespitinin, kazadan 1 yıl sonra yaptırıldığını, tespit edilen hasar ile kaza sonucu oluşan hasar arasında illiyet bağının sabit olmadığını, bu hususlarda bilirkişi raporlarına itiraz ettiklerini, ancak, mahkemece eksik tetkik ve hatalı tespit içeren bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kabulüne karar verildiğini, davacının aracında tespit edilen hasarın, mahiyeti itibariyle, en yakın tamirhaneye kadar sınırlı olarak işler durumda iken, aracın Türkiye’den Almanya’ya kadar gittiğini, Almanya’da da 1 yıl süre ile onarılmadan kullanıldığı gözetildiğinde, tespit edilen hasar kapsamının ve onarımının Türkiye’de oluşan hasarı yansıtmadığının açık olduğunu, Almanya’da yapılan ekspertiz raporunun eski hasar olarak tespit ettiği yüzeysel hasarların onarım maliyetinin, Almanya’da 2012 yılı maliyetleri gözetilerek tespiti bakımından teknik inceleme yaptırılarak, kaza sonucu oluşan gerçek zararın karar altına alınmasını talep ettiklerini, müvekkili sigorta şirketinin trafik sigortasından kaynaklı azami poliçe teminatının, TL limit içerdiğini, müvekkili sigorta şirketinin, hasar tarihindeki maliyetlere göre tazmin yükümlülüğü bulunduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının hatalı olduğunu, hasar tarihi baz alınarak TL üzerinden karar verilmesini istediklerini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, istinaf başvururu dilekçesi ile; kaza tespit tutanağına itirazlarının yerel mahkemece değerlendirilmediğini, sorumluluğa ilişkin yeterli araştırma yapılmadığını, kaza tespit tutanağı doğrultusunda hazırlanan bilirkişi raporunu da kabul etmediklerini, davacının, kazada hasar gören aracının onarım giderlerini tespit ettirmeden, kazadan 1 sene sonra aracın kayıtlı bulunduğu yabancı ülkedeki piyasa koşullarına göre hesaplama yoluna gittiğini, bu şekilde yapılan hasar tespitinin hakkaniyete aykırı bir sonuç doğurduğunu, maddi hasarın tespiti ve onarımının yabancı ülke piyasa koşullarına göre belirlenmesinin doğru olmadığını, ekspertiz raporunda belirtilen hususların kaza sonucu oluşup oluşmadığının belli olmadığını, bilirkişi raporlarında, ekspertiz raporunda belirtilen fiyat ve tutarların uygun olduğunun belirtildiğini, ancak, bu değerlendirmelerin neye göre yapıldığının açıklanmadığını, zararlar ve işçilik bedellerinin Türkiye piyasasındaki değerlerinden farklı olup, davacının, Almanya’da rapor almasının, kendi tercihi olduğunu, müvekkili idareye sorumluluk yüklenmesini kabul etmediklerini, zarardan aracı sigorta eden diğer davalı şirketin sorumlu bulunduğunu, bilirkişilerce onarım dışı masrafların, yargılama giderleri kapsamında değerlendirilmesini kabul etmediklerini, temerrüdün, kaza tarihi olarak kabul edilmesinin hukuka ve hakkaniyete aykırı olduğunu, tazminatın, tahsil tarihindeki kur üzerinden TL’ye çevrilmesinin usul ve yasaya aykırı bulunduğunu belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, maddi hasarlı trafik kazasından kaynaklanan araç hasar bedeli ile hasar tespiti için yapılan giderlerin tahsili istemine ilişkindir.
18/06/2012 tarihinde, davalı …na ait aracın, park yerinden çıkış yaparken, davacıya ait Alman Plakalı otomobile çarpması neticesinde maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiği, mahkemece alınan bilirkişi raporunda, kazanın meydana gelmesinde, davalı belediyeye ait araç sürücüsünün %100 oranında kusurlu olduğunun, davacıya ait araçta meydana gelen hasarların, eksper sıfatına sahip firma tarafından tespit edilmesi, hasarlı araca ait resimler ile onarım hesaplanan değerlerin ve kazanın oluş şekli de dikkate alınarak karşılaştırılmasında, meydana gelen kaza sonucu oluşabileceği kanaatine varıldığı belirtilerek, 3.081,24 Euro hasar bedeli tespit edildiği, mahkemece, belirlenen bu bedel üzerinden karar verildiği görülmektedir.
Dava konusu trafik kazası 18/06/2012 tarihinde meydana gelmiş, davacı tarafça Almanya’da, 17/06/2013 tarihinde ekspertiz raporu alınarak, iş bu dava açılmıştır.
Ekspertiz raporunun 1. Sayfasında; “Parçalanmamış durumda olan araç, en yakın oto tamirhanesine kadar gider, kullanılabilirliği sınırlıdır.” ifadesi, 3. Sayfasında ise; “Ön/eski hasarlar: Arka çamurluk sağ yan duvar ve arka sağ kapı bölgelerinde boyada yüzeysel çizikler” ifadesinin yer aldığı, yine raporda, hasarın oluşumu ile ilgili ayrıntılı bilgi verilmediğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Davalı … vekili tarafından, aracın sınırlı olarak işler halde olma tespitinin yanında, aracın hafif alaşımlı jantlarının değişiminin, aracın jantının ağır hasarlı olduğunu, aracın hareket kabiliyetine etki ettiğini gösterdiğini beyan ettiği görülmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 6. maddesi gereğince, kural olarak, herkes iddiasını ispat etmekle yükümlüdür.
Davalı tarafça, gerek yargılama aşamasında, gerekse istinaf dilekçeleri ile, aracın raporda tespit edilen durumu ile, kaza arasında illiyet bağı bulunmadığı savunulmuştur. Hükme esas alınan bilirkişi raporu ve ek raporda, ihtimali olarak değerlendirme yapılmış olup, kaza ile hasar tespiti arasında bir yıl bulunduğu hususu da nazara alındığında, kaza ile aracın tespit edilen hasar durumu arasındaki illiyet bağının varlığı hususunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli bir açıklama yapılmamış olup, hükme esas alınan bilirkişi raporları yetersizdir.
Davalı tarafların itirazlarının da bulunduğu dikkate alınarak, İTÜ Trafik Kürsüsü, Karayolları Trafik Fen Heyeti gibi kurumlardan oluşturulacak, konusunda uzman 3 kişilik bilirkişi heyetinden, davalı tarafın rapora itirazlarını da kapsayacak şekilde, kaza tespit tutanağı, kaza yeri krokisi, ekspertiz raporu, ekspertiz raporunun yukarıda belirtilen 1. ve 3. sayfasında yer alan ifadeler ve tüm dosya kapsamı birlikte incelenerek, davacıya ait araçta ekspertiz raporu ile tespit edilen hasarların, 18/06/2012 tarihinde meydana gelen dava konusu kazadan kaynaklanıp kaynaklanmadığı, kaza ile ekspertiz raporuyla tespit edilen hasar durumu arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığı, krokiden faydalanılarak, aracın hangi kısımlarının zarar göreceği, aracın Türkiye’den Almanya’ya götürülüp, yaklaşık bir yıl kullanıldıktan sonra ekspertiz raporu alındığı da dikkate alınarak, değişen parçaların, dava konusu kaza ile uyumlu olup olmadığı, raporun 3. sayfasında belirtilen; “Ön/eski hasarlar: Arka çamurluk sağ yan duvar ve arka sağ kapı bölgelerinde boyada yüzeysel çizikler” ile ilgili hasar bedeli ve kazadan kaynaklanan tüm hasar bedelinin ayrı ayrı tespiti hususlarında rapor alınarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Açıklanan sebeplerle, davalı … ve davalı … şirketi vekillerinin istinaf başvurularının kısmen kabulü ile, HMK’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için (Yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılamak üzere) dosyanın mahkemesine iadesine, kararın kaldırılma sebebine göre, davalıların diğer istinaf sebeplerinin, bu aşamada incelenmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiğinden aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davalı … ve davalı … A.Ş. vekillerinin istinaf başvurularının KABULÜ İLE,
2-İstanbul Anadolu 1.Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1484 E. 2017/209 K. sayılı kararının, HMK.’nun 353/1(a)6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
3-Davanın yeniden görülmesi için (Yukarıda belirtilen hususlarda inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere) dosyanın mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
4-Davalılar tarafından yatırılan istinaf karar harçlarının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından, yatırana iadesine,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)6. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 19/03/2018