Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/961 E. 2018/403 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/961
KARAR NO : 2018/403
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ : 28/03/2017
NUMARASI : 2017/1239 D.İş E – 2017/1364 D.İş K.
(İtiraz Hakem Heyeti 16/02/2017 tarih 2017/İHK-540 K.)
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
İstanbul Anadolu 5. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1239 D.İş E. – 2017/1364 D.İş.K. Sayılı kararıyla saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu/ İtiraz Hakem Heyeti’nin 24/02/2017 tarih 2017/İHK-638 K. sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 05/04/2016 tarihinde, davalı tarafç ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan, … plakalı aracın, sürücü … ‘ın sevk ve idaresinde iken meydana gelen tek taraflı kaza sonucu, davacıların murisi .. .’ın vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kalma tazminatlarının tazmini için davalı tarafa başvurulduğunu, ancak başvurunun reddedildiğini iddia ederek HMK’nın 107/2.maddesi gereğince, taleplerini artırma haklarının saklı tutulması kaydıyla toplamda 5.100,00 TL maddi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek avas faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle, kazaya karışan aracın, müvekkili nezdinde ZMSS poliçesiyle sigortalı olduğunu, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigortası Genel Şartları’na göre, davacıların talebininin, teminat dışında bırakıldığını, bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini, hesaplamada TRH-2010 Yaşam Tablosu’nun dikkate alınması gerektiğini, kaza tarihinden itibaren avans faizi talebinin haksız olduğunu,davacılar lehine verilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında verilmesi gerektiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuru sahiplerinin ıslah ile artırılan talebinin kabulü ile, eş … için 175.740,03 TL, anne …için 17.909,95 TL, baba …için 14.543,49 TL, kızı …için 12.051,74 TL, kızı …için 26.428,69 TL olmak üzere toplam 246.673,90 TL destekten yoksun kalma tazminatının 19/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile başvuru sahiplerine ödenmesine karar vermiş, davalı tarafça karara itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, davacıların talebinin, kaza tarihinde yürürlükte bulunan ZMSS Genel Şartları’na göre teminat dışı olduğunu, bu nedenle başvurunun reddine karar verilmesi gerektiğini, davacılar lehine verilecek vekalet ücretinin 1/5 oranında verilmesi gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir.
Dava, ZMSS poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, davalı tarafça ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı aracın, 05/04/2016 tarihinde, davacıların murisi …’ın sevk ve idaresindeyken, tek taraflı kazanın meydana geldiği, davacıların murisi …’ın kaza sonucu vefat ettiği, davacıların bu kaza nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulundukları anlaşılmıştır.
Davalı tarafça sigortalı bulunan araç sürücüsünün %100 kusur oranı ve PMF Yaşam Tablosu dikkate alınarak düzenlenen 24/11/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre; davacı eş …’ın talep edebileceği destekten yoksun kalma tazminatı tutarının, 175.740,03 TL, kızı …’ın, 12.051,74 TL, kızı …n’ın 26.428,69 TL, babası …’ın 14.543,49 TL, annesi …’ın 17.909,95 TL olduğu tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti ve dolayısyla, davalı tarafın itirazının reddine karar veren İtiraz Hakem Heyeti, bilirkişi raporundaki miktarları ve davacılar vekilinin bedel artırım talebini dikkate alarak başvurunun kabulüne karar vermiştir.
Davalı vekili, istinaf başvuru dilekçesinde, davacıların murisi …’ın %100 kusurlu ve tek taraflı olarak gerçekleştirdiği kazanın, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren ZMSS Genel Şartları’ndan sonra gerçekleştiğini, bu nedenle davacıların taleplerinin teminat dışında olduğunu, davacılar lehine tam vekalet ücreti verilemeyeceğini, vekalet ücretinin 1/5 tutarında olması gerektiğini, kararın bu yönlerden usul ve yasaya aykırı olduğunu iddia etmiştir.
Öncelikle, davacılar… için talep edilen ve İtiraz Hakem Heyeti’nce karara bağlanan uyuşmazlık miktarlarının, 5684 sayılı Sigortacılık Kanun’un 30/12.maddesindeki istinaf edilebilir, 40.000,00 Tl’lik kesinlik sınırının altında kaldığı anlaşıldığından, davalı vekilinin, bu davacılara yönelik istinaf başvurusunun HMK’nın 352.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı vekilinin, davacı eş … için talep edilen ve karara bağlanan uyuşmazlık miktarı yönünden istinaf başvurusuna gelince ise; 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1.maddesine göre, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur.”, Aynı Kanun’un 85/1.maddesine göre ise, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.”
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Davacıların desteği araç sürücüsü müteveffa …n’ın, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt kaza nedeniyle vefat etmiş olması, destekten yoksun kalan davacılar üzerinde doğrudan zarar doğuran bir eylemdir. Desteğin kusurunun olması, davacıların hakkına halel getirir bir unsur olarak kabul edilemez.Dolayısıyla, Destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Ayrıca, davacıların uğradığı zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
2918 sayılı yasa’nın 90. Maddesi, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce, ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup, değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55.maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451.maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95.maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, Genel Şartlar’ın kanunun emredici hükümlerine aykırı olması halinde, Genel Şartlar’a göre değil, kanunun emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
26/04/2016 tarihinde yürürlüğe giren 6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nın 92. maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik, Genel Şartlar’da düzenlenen hükümler, uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonra meydana gelen kazalarda, Genel Şartlar’da yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Dosyadaki deliller birlikte değerlendirildiğinde, İtiraz Hakem Heyeti’nce de, davacı … yönünden, bu çerçevede karar verildiğinden kararda usul ve yasa açısından herhangi bir aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmü ile, talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden düzenleme getirilmiş olup, davacı lehine hükmolunacak vekalet ücretinin, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkimde Ücret” başlıklı 16. maddesinde düzenlenen “Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda da, bu Tarife hükümleri uygulanır” hükmü göz önüne alınarak, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince tam nispi vekalet ücreti olması gerekmektedir. Bu sebeple, İtiraz Hakem Heyeti’nce, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince, davacı lehine tam nispi vekalet ücreti belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu bağlamda; HMK’nın 352.maddesi gereğince, davalı vekilinin davacılar ….’a yönelik istinaf başvurularının reddine, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davalı vekilinin davacı …’a yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 352.maddesi gereğince, davalı vekilinin, davacılar …’a yönelik istinaf başvurusunun reddine,
2-HMK’nın 353/1-b-1 maddesine göre, davalı vekilinin, davacı …’a yönelik istinaf başvurusunun esasten reddine,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça, İstinaf başvurusu sırasında yatırılan harçların, istek halinde mahkemesince, yatırana iadesine,
4-Davacı tarafça, istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar … yönünden HMK.’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin ve oy birliğiyle, davacı … yönünden, HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile karar verildi. 22/03/2018

KARŞI OY (… açısından)

Dava, trafik kazası sonucu ölen sürücünün, kusuruna denk gelen destekten yoksun kalma tazminatının, ölenin anne, baba, eş ve çocukları tarafından, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalıdan tahsili istemine ilişkindir.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşleteni veya eylemlerinden sorumlu olduğu sürücüyü üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir.
Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulmuştur.
Davalı tarafın sorumluluğunun dayanağı olan poliçenin, ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği 01/05/2015 tarihinden sonra (19/12/2015 tarihinde) tanzim edilmiş olduğu görülmektedir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların 05/04/2016 tarihinde meydana gelen tek taraflı kaza nedeniyle destek tazminatını talep etme hakları bulunmadığından, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile başvuru sahibi … açısından hükmün HMK’nın 353/1-b/2.maddesi gereğince kaldırılarak davasının reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, davacı … dışındaki davacılar açısından çoğunluk görüşüne katılmakla birlikte … açısından sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmamaktayım.