Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/933 E. 2018/607 K. 19.04.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/933
KARAR NO : 2018/607
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2015/432 E- 2017/190 K.
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 19/04/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine heyetçe yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekilince verilen dava dilekçesi ile; 06/11/2005 tarihinde davalı sigorta şirketine sigortalı bulunan müvekkillerinin desteği … sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile sürücü …sevk ve idaresindeki… plakalı otobüs ile çarpıştığı kazada, müüvekkilinin oğlunun vefat etmesi nedeniyle desteğinden yoksun kaldığını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile müteveffanın annesi olan davacı müvekkili için şimdilik 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile maddi tazminata ilişkin talebini 50.000,00 TL ye yükseltmiştir.
Davalı taraf cevap dilekçesinde, davaya konu taleplerin zamanaşımına uğradığını, davayı kabul anlamına gelmemekle müvekkili şirketin sorumluluğunun sigorta poliçe limiti ile sınırlı ve araç sürücüsünün kusuru nispetinde olduğunu, davacının yasal faiz talep edebileceğini belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulüne, dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinin sorumluluğu kaza tarihinde geçerli olan poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydıyla 50.000,00 TL destektekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacı tarafa verilmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekilince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu; yerel mahkeme tarafından hatalı eksik hukuki incelemeye dayalı bilirkişi raporu hükme esas alındığı, söz konusu rapora karşı yapılan itirazların değerlendirilmediği, bilirkişi raporunda belirtilen destekten yoksun kalma tazminatı miktarı ve müvekkil şirketin davacı açısından sorumlu olduğu miktarın gerçeği yansıtmadığı, öncelikle müteveffa … kaza tarihinde evli olduğundan annesi …’a da sürekli ve düzenli destek sağladığı hususunun davacı tarafça somut verilerle ispat edilmesi gerektiği, kabul anlamına gelmemek kaydıyla, davacı tarafın müteveffa …’un desteklediğini kanıtlaması halinde ise müteveffanın eşinin destek payının ayrılarak davacı anne açısından hesaplama yapılması gerektiği, nitekim müteveffanın gelirinden pay alabilme hakkına sahip olan eşinin henüz talepte bulunmamış olması ileride talep etmeyeceği anlamına gelmeyeceği gibi onun payının başkasına dağıtılması sonucunu da doğurmayacağı, müvekkili şirketin davacıya karşı sorumluluğunun poliçe teminat limitinin tamamı tutarında değil ancak davacının destek payı oranında olacağı, bu sebeple hukuka ve hakkaniyete aykırı yerel mahkeme kararının kaldırılarak davanın reddine karar verilmesi yönlerine ilişkindir.
Dava, çift taraflı trafik kazasında, tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren destek sürücünün yakını-annesi tarafından, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortasının temin eden sigorta şirketi aleyhine açılmış destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
B.K’nun 45. (TBK’nın 53.) maddesi uyarınca destekten yoksun kalma tazminatı talep edilebilmesi için, davacının ölüm nedeniyle destek ihtiyacı içinde olduğunun kanıtlanması, ayrıca destek ihtiyacının eylemli ve düzenli olması gerekir. Destekten yoksun kalma tazminatı, mirasçılık sıfatından bağımsız bir tazminat türüdür. Buna göre; destekten yoksun kalanların, eylemli olarak destek olduklarının ispat edilmesi halinde tazminat haklarının varlığı kabul edilmelidir.Yargıtay 17. H.D.nin yerleşmiş içtihatlarına göre, desteğin geride kalan eşi, çocukları, anne ve babasına eylemli olarak destek olduğu varsayılmaktadır. Olayımızda olduğu gibi evli evlat olan murislerin de anne ve babalarına destek olmaları hayatın olağan akışı gereğidir. O an fiilen destek olmasa da, ileride destek olması muhtemeldir. Nitekim, yoksun kalınan destek sadece parasal yardım olarak düşünülemez. Evladın hafta sonlarında, bayram günlerinde vs. anne ve babayı ziyareti, her türlü hastalık ve sair sıkıntılarında yardımlarına koşması, onlara bakmaları da destek kapsamında değerlendirilmelidir. Bu nedenle, trafik kazası sonucu davacının oğlu ölmeseydi annesine bakması muhtemel kabul edildiğinden bu hususun ayrıca ispatına gerek olmadığı kanaatine varıldığından bu yöndeki itiraz yerinde bulunmamıştır.
Ancak; kazayı yapan aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı olan davalı … Sigorta A.Ş’nin ölüm halinde kişi başına teminat limitinin 40.000,00 TL. (kaza tarihi itibariyle 50.000,00 TL) olduğu, bu limitin ölen kişiye ilişkin olduğu ve ölüm olayı nedeniyle zarar gören kişi sayısı ile ilgili olmadığı; aynı ölüm olayı nedeniyle birden çok kişinin zarar gördüğü durumda, poliçedeki teminat limitini aşmayacak biçimde garameten paylaştırma yapılması, bu bağlamda destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Somut olayda davalı vekili 25.07.2016 havale tarihli bilirkişi raporuna itiraz dilekçesi ile destek payının hatalı hesaplandığını, taleplerine rağmen murisin eşinin destek payı olup olmadığının araştırılmadığını ve ayrılması gereken pay ayrılmadan davacıya tamamen pay verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürmüş, itirazını istinaf başvurusu ile de sürdürmüştür.Bu hususa mahkeme gerekçesinde yer verilmemiştir.
UYAP sisteminden çıkartılan, müteveffanın eşine ait nüfus kaydına göre 09/06/2012 yılında yeniden evlendiği hususu da dikkate alınarak, eşi öldükten sonra yeniden evlenen dava dışı eşin destek gereksiniminin ve bakım ihtiyacı evlendiği gün sona ereceğinden, öncelikle, dava dışı eşin destekten yoksun kalma tazminatı talebi ile davalı sigorta şirketine başvurup başvurmadığı, dava açıp açmadığı ve herhangi bir ödeme alıp almadığının tespit edilmesi, bilirkişi ek raporu ile itirazlar doğrultusunda talep edebileceği tazminat miktarı belirlenip, garameten paylaşım hesabı yapılarak, dava dışı eşin payı da ayrılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu yöndeki davalı itirazları değerlendirilmeksizin eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamıştır.
Bu nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince mahkeme kararının kaldırılarak, yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere dosyanın mahkemesine gönderilmesine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçe uyarınca;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya mahkemesince İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 19/04/2018