Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/910 E. 2018/627 K. 03.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/910
KARAR NO : 2018/627
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 12. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 05/01/2017
NUMARASI : 2015/30 E.- 2017/7 K.
DAVANIN KONUSU : Ölümlü Trafik Kazası Nedeniyle D.Y.K.Tazminatı
KARAR TARİHİ : 03/05/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı ve davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine heyetçe yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkillerinin desteği olan …’in … plakalı motorsiklet ile seyredetmekte iken … idaresindeki otobüs ile çarpıştığını bu kaza sonucu …’in vefat ettiğini, bunun neticesinde …aleyhine soruşturma başlatıldığını, fakat mütevveffanın kusurlu olduğu nedeniyle kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar verildiğini, bu karara yapılan itirazın reddedildiğini, davacıların eşi ve babalarını kaybettiğini, bu sebeple de ekonomik ve psikolojik olarak zor günler geçirdiklerini belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere şimdilik 1.000,00 TL.(500,00-TL.-250,00-TL.-250,00-TL) destekten yoksun kalma tazminatının 24/01/2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile miktarı arttırmıştır.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davanın 2918 sayılı KTK’nun 109/I. maddesi uyarınca iki yıllık zamanaşımına uğradığını, asli ve tam kusurlu olarak kazaya sebebiyet veren davacının murisinin kullandığı motorun trafik poliçesinin olmadığını bu sebeple de tazminat talep edilmesinin hiçbir haklı ve hukuki izahının bulunmadığını, müvekkili kurumun temerrüde düşmediğini, kendilerine başvuruda bulunulmadığını, bu sebeplerle davanın dava şartı noksanlığından reddine karar verilmesini veya zamanaşımı nedeniyle davanın esasına girilmeksizin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile; davacı … için 146.300,79 TL’nin dava tarihi olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı … için 35.699,50 TL’nin dava tarihi olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı … için 42.999,71 TL’nin dava tarihi olan 29/12/2014 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, karara karşı davacılar ve davalı vekilince istinaf talebinde bulunulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf başvurusu; mahkemece kararında her bir davacının alacak tutarlarının ayrı ayrı belirtilerek hüküm altına alındığı, yasa gereği her bir davacı için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmedilmesi gerekirken tek bir avukatlık ücreti takdirinin usul ve yasaya aykırı olduğu, davalı vekilinin istinaf başvurusu ise; olayda alacaklı-borçlu sıfatı birleştiği, davanın esastan reddi gerektiği, davacı eşin yeniden evlenme ihtimali rapor tarihine göre değil, olay tarihindeki yaşına göre hesaplanması gerektiği, yerleşik Yargıtay uygulaması erkek çocukları için 18 yaşına kadar hesaplama yapılması gerekirken, davacı küçük erkek çocukları için 22 yaşına kadar destek zararı hesaplaması yapılmış olması kabul edilemeyeceği, davacıların murisinin kullandığı aracın cinsi trafik kazası tespit tutanağında belirtilmediği, tescilsiz araçlarda davalı kuruma husumet yöneltilemeyeceği gibi motorlu aracın 50 cc altında olması de davalının sorumluluğunun bulunmadığı, ayrıca 24/01/2012 tarihli kaza sonucu ölen sürücü haricinde başka birinin kusuru olmaması dolasıyla, uzamış ceza zamanaşımının olayda uygulanmaması gerektiği, iki yıllık zamanaşımı geçtikten sonra açılan davanın esasına girilmeksizin reddi gerektiği yönlerine ilişkindir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm sebebiyle açılan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesinde; motorlu araçların trafik sigortası yatırmalarının zorunlu olduğu, … Yönetmeliği’nin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için …’na başvurulabileceği öngörülmüştür.
2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 3. maddesine göre, motosiklet: azami tasarım hızı 45 km/saatten ve/veya silindir kapasitesi 50 santimetreküpten fazla olan sepetli veya sepetsiz iki veya üç tekerlekli motorlu taşıtlar ve net motor gücü 15 kilovatı, net ağırlığı 400 kilogramı, yük taşımacılığında kullanılanlar için ise net ağırlığı 550 kilogramı aşmayan dört tekerlekli motorlu taşıtlardır.
Somut olayda; trafik kazası tespit tutanağına ve diğer belgelere göre ve soruşturma aşamasındaki diğer belgelere göre, davacıların murisinin sevk ve idaresinde iken kazaya karışan aracın, “HONDA” marka ve 2009 model olduğu belirtilmiş ise de, aracın cinsi tutanakta belirtilmemiş, dosyada aracın cinsini belirtir ruhsat örneği veya başkaca bir belgeye rastlanamamış olduğundan kazaya karışan aracın trafik sigortası yaptırılması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
Bunun yanında; Yargıtay 17. H.D.nin yerleşik uygulamalarına göre sağ kalan eşin evlenme ihtimalinin hesaplanmasında rapor tarihi değil, olay tarihindeki yaş esas alınarak AYİM tablosuna göre değerlendirme yapılmalı, 18 yaşından küçük her bir çocuk için bu orandan %5 indirime gidilmelidir. (Yargıtay 17. H.D. 2015/7973-2017/4351, 2014/8166-2016/3277, 2013/15731-3973 esas-karar sayılı emsal kararlar)
Davacı eş 20.11.1980 doğumlu olup, olay tarihinde 32 yaşındadır. Biri kaza tarihinden 1 ay sonra dünyaya gelmiş, biri 3 yaşında olmak üzere iki çocuğu vardır. AYİM tablosuna göre yeniden evlenme ihtimali oranı olay tarihi itibariyle belirlenmesi gerekirken, hükme esas alınan aktüer bilirkişi raporunda, rapor tarihi esas alınarak bu tarihte 35 yaşında olduğu ve çocuk sayısına göre evlenme ihtimali olmadığı benimsenerek tazminat hesaplanması doğru bulunmamıştır.
Yine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin yerleşik uygulamalarına göre, çocuklar için destekten yoksun kalacakları sürenin belirlenmesinde yaşlarının, okuldaki eğitim durumlarının, içinde yaşadıkları sosyal ve ekonomik koşulların ayrı ayrı değerlendirilmesi, yüksek öğrenim yapacak iseler 25 yaşının doldurulmasına kadar; yüksek öğrenim yapmamakta iseler yerleşik ve kabul gören uygulamaya göre, erkek çocukları için 18 yaşın, kız çocukları için 22 yaşın desteğin sona ereceği yaş olarak kabul edilerek hesaplama yapılması gerekmektedir. Bilirkişi raporunda, davacı çocuklar yönünden destek süresi 22 yaş olarak belirlenmiştir. Dosya kapsamından davacı çocuklar ve ailelerinin yaşadığı yer, ailenin eğitim ve sosyal ekonomik durumu gereği, davacı çocukların yüksek öğrenim görüp görmeyeceği konusunda yeterli veri bulunmamaktadır.
Eksik inceleme ile hüküm kurulamayacağından; davalı … Hesabının sorumluluğunun saptanması açısından, öncelikle kazaya karışan aracın nitelikleri belirlenerek tescile tabi, dolayısıyla trafik sigortası yaptırması gereken bir araç olup olmadığının tespiti, tescile tabi bir araç olduğunun tespiti halinde, ailenin eğitim, sosyal, ekonomik durumu, yaşam koşulları, içinde yaşadıkları çevre araştırılıp erkek çocukların yüksek öğrenim görme olasılığı da değerlendirildikten sonra, bilirkişiden alınacak ek rapor ile davacı eşin olay tarihi itibariyle yaşı ve çocuk sayısına göre evlenme ihtimali, erkek çocukların yüksek öğrenim görme ihtimalleri yeniden değerlendirilerek sonucuna göre karar verilmesi açısından hükmün HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kaldırılmasına dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
H Ü K Ü M : Gerekçe uyarınca;
1-Davalı tarafın istinaf başvurusunun KABULÜ ile istinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Diğer istinaf nedenlerinin bu aşamada değerlendirilmesine YER OLMADIĞINA,
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde yatıran taraflara İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 03/05/2018