Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/905 E. 2018/676 K. 10.05.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/905
KARAR NO : 2018/676
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/481 D.İş Esas – 2017/481 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 21/12/2016 Tarih 2016/İHK-3465 )
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 10/05/2018
İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/481 D.İş Esas 2017/481 D.İş Karar sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 21/12/2016 Tarih 2016/İHK-3465 Sayılı kararına karşı, istinaf yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyeti’nce yapılan müzakere sonunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili başvuru dilekçesinde özetle; 18/03/2010 tarihinde meydana gelen kazada davacıların oğulları ve desteği …’ın vefat ettiğini, kazanın oluşumunda, davalı nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunan … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğunu, müteveffanın araçta yolcu konumunda olduğunu, kaza nedeniyle, davacıların desteklerini kaybettiklerini iddia ederek, her bir davacı için 2.550,00 ‘şer TL’den olmak üzere toplamda 5.100,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının, sigorta şirketince tazminat talebinin reddedildiği tarih olan 29/04/2016 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı bulunduğunu, müvekkilinin sorumluluğunun, sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında olduğunu, kaza nedeniyle müteveffanın eşi ve çocuğuna aktüer raporu doğrultusunda 58.496,66 TL ödeme yapıldığını, kalan teminatta bu miktarın dikkate alınması gerektiğini, kazanın, işçi servisinde iş çıkışı esnasında meydana geldiğini, iş kazası olduğunu, müteveffanın vefatı sebebiyle SGK tarafından müvekkili şirkete rücu davası açıldığını, bu hususun dikkate alınması gerektiğini, hali hazırda sigortalı araç sürücüsünün %40 oranında kusurlu olduğu tespit edilidiğinden bu oran dikkate alınarak davacı anne ve baba için destekten yoksun kalma tazminatı hesaplanması gerektiğini, vekalet ücretinin 19/01/2016 tarihli yönetmelik gereğince 1/5 oranında verilmesi gerektiğini belirtmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, 21/10/2016 tarihli kararıyla başvurunun kabulüne, davacı …. için 44.149,35 TL, davacı …için 38.953,72 TL destekten yoksun kalma tazminatının 29/04/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar vermiş, bu karara karşı davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti, 21/12/2016 tarihli kararıyla, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkilince sigortalı bulunan araç sürücüsünün %50 oranında kusurlu olduğunu, müvekkili aleyhine bu oran üzerinden tazminata hükmedilmesi gerektiğini, %100 kusur oranı üzerinden tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, meydana gelen kazanın bir iş kazası olduğunu, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin tespiti ile tazminat miktarından tenzili gerekirken eksik inceleme ile hüküm kurulduğunu, 1/5 oranında vekalet ücreti verilmesi gerekirken tam vekalet ücretine hükmedildiğini, bu yönüyle de kararın hatalı olduğunu belirtmiştir.
Dava, ZMSS poliçesi kapsamında trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından, 18/03/2010 tarihinde iş çıkışı sonrasında, davacıların murisi …’ın da aralarında bulunduğu işçileri taşıyan ve davalı tarafça ZMSS poliçesiyle sigortalı bulunan … plakalı servis aracı ile dava dışı … plakalı aracın çarpışması sonucu meydana gelen kazada, davacıların murisi …’ın vefat ettiği, davacıların bu vefat nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulundukları anlaşılmıştır.
Bursa 5.Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/176 Esas – 2011/127 Karar sayılı dosyasında alınan 18/08/2010 tarihli bilirkişi raporuna göre, meydana gelen kazada davalı tarafça sigortalı bulunan araç sürücüsü …ın asli kusurlu, dava dışı araç sürücüsü ….ın tali kusurlu olduğu, Tahkim yargılaması aşamasında alınan 31/08/2016 tarihli bilirkişi raporuna göre, davalı tarafça sigortalı bulunan …. plakalı araç sürücüsü …’ın %50, dava dışı … plakalı araç sürücüsü …’ın %50 oranında kusurlu oldukları, müteveffa yolcu …’a atfı kabil bir kusur bulunmadığı tespit edilmiştir.
Davalı araç sürücüsünün %50 kusur oranı dikkate alınarak düzenlenen 28/09/2016 tarihli aktüer (bilirkişi) raporuna göre, davacı babanın destekten yoksun kalma tazminatının 19.476,86 TL, davacı annenin ise 22.074,68 TL olduğu, SGK tarafından müteveffanın eşi ve kızı için PSD ödendiği, sigorta tarafından yapılan ödemenin müteveffanın eşi ve kızı için olduğu, dolayısıyla PSD ve önceki ödemelerin, davacı anne ve baba için hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatında dikkate alınamayacağı tespit edilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti, bilirkişi raporunda %50 kusur oranına göre hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı miktarlarını, %100 kusur oranını dikkate alıp iki katına çıkararak (davacı … için 38.953,72 TL, davacı .. . için 44.146,35 TL) ve davacı tarafın ıslah talebini de dikkate alarak başvurunun kabulüne karar vermiştir.
Davalı tarafça, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/5 oranında olması, müvekkili tarafından sigortalı bulunan araç sürücüsünün %50 kusuru oranında tazminata hükmedilmesi gerektiği yönlerinden itiraz edilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti, davalı tarafın itirazının reddine karar vermiştir.
Davalı vekili,istinaf başvurusunda, sigortalı araç sürücünün %50 kusuru oranında tazminata hükmedilmesi gerekirken %100 kusur oranına göre tazminata hükmedilmesinin, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin araştırılarak tazminatlardan indirilmemesinin ve davacılar lehine tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirtmiştir.
Öncelikle, davacı… yönünden karara bağlanan uyuşmazlık miktarı (38.853,72 TL) 40.000,00 TL’lik kesinlik sınırının altında olduğundan, yani miktar itibariyle istinaf edilebilir bir karar olmadığından, bu davacıya yönelik istinafın HMK’nın 352.maddesi gereğince reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı vekilinin, davacı … için hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatına yönelik istinaf başvurusuna gelince; öncelikle, davalı tarafça Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına itiraz yapılırken, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin araştırılması ve tazminatlardan indirilmesi yönünden hiçbir itirazının bulunmadığı dikkate alındığında, bu hususun davacı lehine usule ilişkin kazanılmış hak teşkil ettiğinden davalı tarafın bu yöndeki itirazı yerinde değildir. Ayrıca, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödemelerin bulunup bulunmadığı, varsa destekten yoksun kalma tazminatından indirilmesi hususu, müteveffanın eşi ve çocuğuna verilen ya da verilecek olan destekten yoksun kalma tazminatında dikkate alınması gereken bir husustur. Bu yönüyle de, davalı tarafın istinaf başvurusu yerinde değildir.
Davacıların desteğinin davalı tarafça sigortalı bulunan araç içerisinde yolcu olması, çift taraflı trafik kazasında her iki araç sürücüsünün %50 ‘şer oranda kusurlu olması, desteğin hiçbir kusurunun bulunmaması hususları dikkate alındığında, davalı vekilinin, müvekkili tarafından sigortalı bulunan araç sürücüsünün %50 oranında kusuruna denk gelen tazminata hükmedilmesi gerektiği yönündeki istinaf iddia ve itirazları da yerinde değildir. Çünkü, 2918 sayılı KTK’nın 88/1.maddesinde, trafik kazası nedeniyle müteselsil sorumluluk öngörülmüştür. Sorumluların iç ilişkide kusur oranına göre birbirlerine rücu hakkı da mevcuttur.
Davalı vekilinin, davacılar lehine hükmedilen vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğine yönelik istinaf başvurusuna gelince ise, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/17. maddesi “Talebi kısmen ya da tamamen reddedilenler aleyhine hükmolunacak vekalet ücreti, Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde belirlenen vekalet ücretinin beşte biridir” hükmü ile, talebin kısmen ya da tamamen reddi halinde davacı aleyhine hükmedilecek vekalet ücreti yönünden düzenleme getirilmiş olup, davacı lehine hükmolunacak vekalet ücretinin, karar tarihindeki Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’nin “Tahkimde Ücret” başlıklı 16. maddesinde düzenlenen “Hakem önünde yapılan her türlü hukuki yardımlarda da, bu Tarife hükümleri uygulanır” hükmü göz önüne alınarak, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince tam nispi vekalet ücreti olması gerekmektedir. Bu sebeple, İtiraz Hakem Heyeti’nce, AAÜT’nin 12. maddesi gereğince, davacı lehine tam nispi vekalet ücreti belirlenmesinde usul ve yasaya aykırılık bulunmamaktadır.
Bu bağlamda, HMK’nın 352.maddesi gereğince, davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun reddine, HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı Zahide Yılmaz hakkındaki İtiraz Hakem Heyeti kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK’nın 352.maddesi gereğince, davalı vekilinin, davacı … hakkındaki istinaf başvurusunun REDDİNE,
2-HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince, davacı … hakkındaki İtiraz Hakem Heyeti kararı usul ve yasaya uygun olduğundan, davalı vekilinin istinaf başvurusunun ESASTAN REDDİNE,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf harçlarının, istem halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
4-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, davalı üzerinde bırakılmasına,
5-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 10/05/2018