Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/872 E. 2018/400 K. 22.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/872
KARAR NO : 2018/400
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 07/03/2017
NUMARASI : 2016/598 E.- 2017/87 K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Tazminat (Munzam Zarar)
KARAR TARİHİ : 22/03/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davacı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine heyetçe yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; vekil edenine ait araçla, davalı … şirketinde Maksi-Kasko Sigorta Poliçesi ile sigortalı aracın karıştığı trafik kazasında vekil edenine ait araçta tam hasar (part-total) oluştuğunu, aracın kaza tarihindeki araç bedeli 107.122,94.-TL. olup, kaza sonrasında davalı şirket tarafından 25.739,11.-TL.ödeme yapıldığını, bakiye tüm uyarılara rağmen ödenmemesi üzerine İstanbul 2.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2014/390 esas sayılı dosyasından açılan dava sonucunda mahkemece davanın kabul edildiğini ve 81.383,83.-TL.’nın 11.07.2012 tarihinden itibaren davalıdan tahsiline karar verildiğini, davalıdan tahsil edilen ana para ve faiz tutarının toplamının 118.956,13.-TL.’sına tekabül ettiğini, bu tutarın fiili ödeme tarihindeki aynı nitelikte sıfır km. aracın anahtar teslim satış fiyatı 174.200,00.-TL. olup bu tutardan peşin olarak ödenen 25.739,11.-TL. mahsup edildikten sonra bakiye zarar tutarının 132.357,16.-TL. olduğunu, buna göre, vekil edeni şirketin faizle karşılanamayan 13.401,03.-TL. munzam zarar tutarının dava tarihinden itibaren hesaplanacak olan avans faiz oranına göre faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, TTK’nın 1420. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl içinde zamanaşımına uğradığını, vekil edeni sigorta şirketinin iyiniyetli ve kusursuz olduğunu, ispat yükünün davacı tarafta olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; mahkemece verilen kesin süre içerisinde gider avansı yatırılmadığından HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacı tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davacı vekilinin istinaf sebepleri; davalarda masrafları karşılama yükümlülüğünün avukata değil iş sahibine ait olduğu, mahkemece delil avansına ilişkin ara karar kurulmasına rağmen dava şartı olarak değerlendirilmesinin hukuka aykırı olduğu, dava şartı olan gider avansının, delillerin ikamesi dışındaki yargılama giderleri için dikkate alınması gerektiği yönlerine ilişkindir.
Dava, trafik kazası nedeniyle davalı tarafça ödenen hasar bedelinden, faizle karşılanamayan munzam zararın tazmini isteminden kaynaklanmaktadır.
01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK’nun 114/g maddesinde ise, gider avansı dava şartı olarak düzenlenmiştir.
HMK’nun 114/1-g., 115/2. ve 120. maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, dava açılırken yargılama harçlarının mahkeme veznesine yatırılması zorunluluğu, bu konuda verilecek kesin süreye rağmen yatırılmaması durumunda dava şartı yokluğundan davanın reddedileceği hususlarının düzenlenmiş olduğu görülmektedir.
HMK’nın 324.maddesinde ise delil ikamesi için gereken avans hususu hükme bağlanmıştır. Dava şartlarından farklı olarak hakimin, bu masrafların yatırılması konusunda verdiği sürenin kesin olduğunu usulünce karara bağladığı hallerde, kesin süreye uymayan tarafın bu delile dayanma olanağı kalmaz.
Mahkemece dava açılır iken yatırılmış olan gider avansı, davanın bulunduğu aşama itibariyle yeterli iken, 07.12.2016 tarihinde verilen ara karar üzerine ek gider avansı ile iki bilirkişi ücreti 1.400,00 TL. yatırılması için davacı tarafa iki haftalık kesin süre verilmiş, sonraki oturumda da yazılı şekilde davanın usulden reddine karar verilmiştir.
Yukarıda açıklandığı üzere, olayda dilekçelerin teati aşamasının bitirilip, tahkikat aşamasına geçilmiş bulunduğu gözetilerek, bu aşamada, mahkemece kurulan ara kararın HMK’nin 324. maddesi uyarınca delil avansının tamamlanması niteliğinde olup, delil ikamesi avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır.
Bu nedenle mahkeme kararı hatalı olup, kararın HMK’nın 353/1-a/4. ve 6. maddesi gereğince kaldırılarak, dosyanın yargılamanın devamı için mahkemesine gönderilmesi gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçe uyarınca;
1-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/4. ve 6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davacıya İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 22/03/2018