Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/833 E. 2018/300 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/833
KARAR NO : 2018/300
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 24/04/2017
NUMARASI : 2017/1646 D.İş E.- 2017/1419 D.İş K.
DAVANIN KONUSU : Maddi Hasarlı Trafik Kazası Nedeniyle Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
Yukarıda yazılı ilk derece mahkemesi kararına karşı, davalı tarafça istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine heyetçe yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Başvuru sahibi, Sigorta Tahkim Komisyonuna verdiği dilekçesi ile, olay tarihinde başvurana ait… plakalı aracın, sürücü …sevk ve idaresinde iken, başka bir araca çarpması sonucu meydana gelen kaza nedeniyle, aracın pert kabul edilerek 40.001,00 TL zararın sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti’nce, başvuru sahibinin talebinin usulden (bilirkişi ücreti yatırılmadığında) reddine karar verilmiştir.
İtiraz Hakem Heyeti’nce, başvuru sahibi tarafından yapılan itirazın kısmen kabulü ile, bu doğrultuda başvurunun kısmen kabulü ile taleplı sınırlı kalarak 39.896.00 TL hasar tazminatı ile 105,00 TL otopark bedeli toplamı 40.001,00 TL’nin sigorta şirketinden tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, karara karşı davalı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
Davalı vekilinin istinaf başvurusu, talebin teminat dışı olduğunun müvekkili şirket tarafından ispatlandığı, gerek eksper gerekse araştırma görevlerinin kazaya ilişkin olumsuz kanaatleri ve kazaya ilişkin ifadelerini teyit edecek kayıtların sunulmaması neticesinde kaza sonrasında sürücü değişikliği yapılmış olduğu anlaşıldığı, somut olayda başvuru sahibi sigortalı tarafından rizikonun gerçekleşmesinden sonraki yükümlülüklere uyulmadığı gibi doğru ihbar mükellefiyetine de aykırı davranılmış olduğunun dosyada mübrez belgeler ile ortaya konulduğu, aracın davalı şirkete veya başvuru sahibine bırakılması hususunda usul ve yasalara aykırı eksik hüküm tesis edildiği yönlerine ilişkindir.
Başvuru, “Genişletilmiş Kasko Sigortası” sözleşmesinden kaynaklanan araç hasarına dayalı maddi tazminat istemine ilişkidir.
Mal sigortası türünden olan kasko sigorta sözleşmeleri gerek kuruluşlarında, gerek devamı sırasında ve gerekse rizikonun gerçekleşmesi aşamasındaki ihbar yükümlülükleri bakımından iyiniyet esasına dayalı sözleşme türlerindendir.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, müsademesi, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile üçüncü kişilerin kötüniyet ve müziplikle yaptıkları hareketler, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminat kapsamında olduğu anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, TTK. 1409/1. maddesi uyarınca, sigortacı, geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi aynı Yasanın 1409/2. maddesi hükmüne göre, kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından kanıtlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Kasko Sigortası Genel Şartları B.1.5. maddesine göre, sigortalı, sigortacının isteği üzerine rizikonun gerçekleşmesi nedenlerini ayrıntılı şekilde belirlemeye, zarar miktarı ile delilleri saptamaya ve rücu hakkının kullanılmasına yararlı bilgi ve belgelerin gecikmeksizin sigortacıya vermekle yükümlüdür.
Ayrıca, Kasko Genel Şartlarının A.5.10. maddesinde, “zorunlu haller (tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb) hariç olmak üzere bu maddenin …….5.4 ve …5.5 nolu bendlerdeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılma” denilmek suretiyle, maddede ifade olunan haller ile benzer haller dışında olay yerini terkin, zararın teminat dışı olmasına yol açacağı kabul edilmiştir.
Bunun yanında, 2918 sayılı KTK’nun 48. maddesinde, alkollü içki alması nedeniyle güvenli sürme yeteneklerini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu ifade edilmiştir.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin “Uyuşturucu ve Keyif Verici Maddeler ile İçkilerin Etkisinde Araç Sürme Yasağı” başlıklı 97/1. maddesinde, alkollü içki almış olması nedeniyle güvenli sürme yeteneğini kaybetmiş kişilerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu açıklandıktan sonra, bu konu ile ilgili olan “b-2” bendinde, alkollü içki almış olarak araç kullandığı tesbit edilen diğer araç sürücülerinden kandaki alkol miktarı 0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları belirtilmiştir.
İlkeler ve düzenlemeler yukarıda anlatılan şekilde olmakla birlikte sigortalı rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyi niyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle kanıtlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.(HGK 10.12.1997 gün ve 1997/11-772-1043; HGK 16.12.1998 gün ve 1998/11-872-905; HGK 22.12.2010 gün ve 2010/17-655-688 sayılı ilâmları)
Somut olayda davacı adına kayıtlı aracın trafik kazası nedeniyle hasar gördüğü ve riskin gerçekleştiği sabit olup, davalı sigorta şirketinin olayda sürücü değişikliği ve alkollü sevk ihtimaline dayanarak davacıya tazminat ödemekten kaçındığı görülmektedir. Sigorta şirketinin hasarın teminat kapsamında olmadığı, olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil, iddia ettikleri şekilde gerçekleştiğini ve bu oluş şeklinin teminat dışında kalan hallerden olduğunu somut delillerle kanıtlaması gerekmektedir.
Dava konusu olaydan sonra tutulan “Maddi Hasarlı Trafik Kaza Tutanağı”nda sürücünün … olduğu, kaza saatinin 02.10 olduğu belirtilmiş ise de tutanağın tanzim saatinin bulunmadığı, sürücünün olay yerinde olup olmadığının anlaşılamadığı, kazanın olduğu yerdeki, tel örgüsüne zarar verilen…irması görevlilerinin saat 02.00’de tuttukları imzalı tutanakla araç sürücüsünün … olarak belirtildiği, kaza yerinin ….hastanesinin yakını olmasına ve yolcuların bu hastaneye sevkedilmiş olmasına rağmen sigortalı araç sürücününün alkol raporunun olay saatinden çok sonra saat 06.49’da Ankara Gazi Mustafa Kemal Devlet Hastanesinden alındığı, dosyada…’ın ifadesine rastlanmadığı, bu çelişkili durumlar nedeniyle ispat yükü kendisinde olan davalı sigorta şirketinin delillerinin toplanmadığı ve eksik inceleme ile karar verildiği görülmektedir.
O halde Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyetince yapılacak iş; resmi kaza tespit tutanağını tanzim eden tutanak imzacıları ile davalı tarafın delil olarak dayandığı, olayla ilgisiz ve tamamen üçüncü kişi sıfatındaki Kolart firması çalışanlarınca tutulmuş tutanak imzacılarının tanık olarak dinlenilmesi, resmi tutanak saatinin, sigortalı araç sürücüsü ve tutanak tutulduğu an itibariyle olay yerinde bulunup bulunmadığının, celbedilecek ceza dosyasındaki ifadelerden de yararlanılmak suretiyle tespiti ile sürücü değişikliği iddiasının araştırılması, bu hususun sabit olması halinde de nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla, kazanın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması ve sonucuna göre karar verilmesi olmalıdır.
Zararın teminat kapsamında kabul edilmesi ve tazminat talebinin kabulü halinde de, araç hurdasının hangi tarafa bırakılacağının hükümde gösterilmesi gerekmektedir.
Davalı delillerinin toplanmaması ve hükümdeki bu eksiklik nedeniyle istinaf başvurusu haklı görülmekle, kararın HMK’nın 353/1-a/6.maddesi gereğince kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir.
H Ü K Ü M : Gerekçe uyarınca;
1-İstinaf istemine konu ve başlıkta yazılı ilk derece mahkemesi kararının HMK.353/1-a/6. maddesi gereğince KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın, yargılamanın devamı için mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,
3-Peşin alınan istinaf karar ve ilam harcının istek halinde davalıya İADESİNE,
4-İnceleme, duruşma yapılmaksızın dosya üzerinden yapıldığından avukatlık ücreti takdirine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1-a. maddesi gereğince kesin olmak üzere, oy çokluğu ile karar verildi. 08/03/2018
KARŞI OY

Kaza tespit tutanakları, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olan resmi belge niteliğindedir. Dava konusu trafik kazası 06/03/2016 tarihinde meydana gelmiş, trafik kazası tespit tutanağında, sigortalı araç sürücüsünün… kazaya karışan yolcuların …ve…. olduğunun belirtildiği,…., aracı kendisinin kullandığını beyan etmiş olup, …. ve …’ın da sigortalı aracın sürücüsünün…olduğunu beyan ettikleri, …Firması görevlileri tarafından tutulduğu belirtilen durum tespit raporunun, her zaman tanzimi mümkün olup, sürücü olduğu belirtilen şahısların imzalarının da bulunmadığı, sigortalı araç sürücüsünün … olduğuna dair … Firması görevlileri tarafından tutulduğu beyan edilen tespit raporu dışında delil bulunmadığı, sigoorta araştırma görevlileri tarafından hazırlanan raporlarda da, bu tutanağa atfen değerlendirmeler yapıldığı, kanındaki alkol oranı sıfır promil olarak tespit edilen sürücü …nin alkol raporunun, kaza saatinden yaklaşık 4.5 saat sonra alınmasının, kaza saatinde alkollü olduğunu göstermeyeceği, davalı sigorta şirketinin, gerek sürücü değişikliği, gerekse alkolllü araç kullanımı iddialarını somut delillerle ispatlayamadığı, toplanan delillerin karar vermek için yeterli olduğu kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun araştırmanın genişletilmesi için İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılması yönündeki görüşüne katılmıyorum. 03/04/2018