Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/821 E. 2018/312 K. 08.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F M A H K E M E S İ K A R A R I
ESAS NO : 2017/821
KARAR NO : 2018/312
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 4. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 09/02/2017
NUMARASI : 2016/404 E.-2017/125 K.
DAVANIN KONUSU : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı
KARAR TARİHİ : 08/03/2018
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/404 E.-2017/125 K. Sayılı kararına karşı, davalı … şirketi tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 13/01/2016 günü, davalının zorunlu trafik sigortacısı bulunduğu … plakalı aracın, müvekkillerinin murisinin yönetiminde seyri sırasında, olay yerine geldiğinde, önünde seyir eden … plakalı çekiciye takılı olan … plaka sayılı yarı römorka arkadan çarpması sonucu davacıların murisinin vefat ettiğini, olay sebebiyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/550 soruşturma sayılı dosyasından yürütülen tahkikat sırasında, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Baskanlığı’nda 23/02/2016 da alınan raporda; davacıların murisi …ın asli ve tam kusurlu olduğu; diğer araç sürücüsüne atfı kabil bir kusur bulunmadığının tespit edildiğini belirterek, müvekkili … için 250 TL, … için 250 TL olmak üzere toplamta 500 TLnin, başvuru tarihi olan 10/03/2016 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile talebini …için 88.699,42 TL.ye, Sebile İlkem için 189.046,24 TL.ye yükseltmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacı vekilinin dava dilekçesinde ölümlü trafik kazasında karıştığını belirttiği … plakalı aracın müvekkil sigorta şirketine ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olduğunu, destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber, destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu, somut olayda da sigortalı araç sürücüsünün kendisinin tam kusuru ile meydana gelen trafik kazası sebebiyle vefat ettiğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce yapılan yargılama sonucunda; davanın kabulü ile, 189.046,24 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak, …’e 16/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere verilmesine, 88.699,42 TL maddi tazminatın davalıdan alınarak …’e 16/03/2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiz ile birlikte poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere verilmesine karar verilmiştir.
Davalı … şirketi vekili istinaf başvuru dilekçesi ile; 021/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Trafik Sigorta Poliçesi Genel Şartlarının A.6-d.maddesi gereğince destek şahsın kendi kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin teminat dışı olduğunu, müteveffanın sürücüsü olduğu aracın trafik poliçesinin tanzim tarihinin 02/12/2015 olması nedeniyle, genel şartlara tabi olduğu ve olaya kendi kusuru ile sebebiyet veren mütevaffanın yakınlarına karşı sigorta şirketinin sorumluluğunun bulunmadığını belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, çift taraflı trafik kazası sonucunda vefat eden müteveffa sürücünün desteğinden yoksun kalan eş ve çocuğunun, ölenin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
13/01/2016 tarihinde, davalı … şirketi nezdinde ZMM sigorta poliçesi ile sigortalı olup, davacılar murisinin sevk ve idaresindeki … plakalı aracın trafikte seyri sırasında, önünde seyreden … plakalı çekiciye takılı olan …plaka sayılı yarı römorka arkadan çarpması sonucu davacılar murisinin vefat ettiği, olay sebebiyle Düzce Cumhuriyet Başsavcılığının 2016/550 soruşturma sayılı dosyasından yürütülen tahkikat sırasında, Adli Tıp Kurumu Ankara Trafik İhtisas Dairesi Başkanlığı’ndan alınan 23/02/2016 tarihli raporda; kazanın meydana gelmesinde, davacılar murisi Murat’ın asli ve tam kusurlu olduğu; diğer araç sürücüsüne atfı kabil bir kusur bulunmadığının tespit edildiği, davacı tarafça destekten yoksun kalma tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1 maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 92. Maddesinde, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Dışında Kalan Hususlar düzenlenmiş olup, araç sürücüsünün veya yakınlarının talepleri 92. madde kapsamında yer almamakla birlikte, uygulama ve yargı kararları ile sigortacının sorumluluğu kapsamında kabul edilmiştir.
Destekten yoksun kalma tazminatı, TBK.’nun 53/3. Maddesinde, ölüm halinde uğranılan zararlar gösterilmiştir.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup; bu zarar gerek Kanun, gerek poliçe kapsamıyla teminat dışı bırakılmamış olduğundan, desteklerinin kusurunun olması davacıların hakkına, etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.
Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.)
(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Davacılar murisinin kendisinin idaresindeki araç ile, tam kusurlu olduğu kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. Kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı ve davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.
Her ne kadar davalı vekilince, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı ileri sürülmüş ise de;
2918 sayılı yasa’nın 90. Maddesi, 6704 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce, ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup, değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. Maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95. Maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, hak sahibinin kusuruna denk gelen tazminat talepleri ile, ilgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı yasa ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, genel şartlara göre değil, yasanın emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nın 92. Maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik, genel şartlarda düzenlenen hükümler, uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonraki olaylarda, genel şartlarda yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerin dikkate alınması gerekmektedir.
Yukarıda yapılan açıklamalardan da anlaşılacağı üzere, İlk Derece Mahkemesi kararı, usul ve yasaya uygun olup, yerindedir.
Bu nedenlerle, davalı tarafın istinaf başvurusunun, 6100 Sayılı HMK 353/1-b(1) maddesi gereğince esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/404 E.-2017/125 K. Sayılı kararına karşı, davalı … şirketi tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1(b)1.maddesi gereğince ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 18.972,81 TL harçtan, davalı … şirketi tarafından yatırılan 4.745,00 TL harcın mahsubu ile bakiye 14.227,81 TL istinaf karar harcının, davalı … şirketinden alınarak, Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça, istinaf başvurusu nedeniyle yapılan yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bırakılmasına,
4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy çokluğu ile Üye Hakim …’in karşı oyuyla) karar verildi. 21/12/2017

KARŞI OY

Dava, 13/01/2016 günü çift taraflı olarak meydana gelen trafik kazası nedeniyle, kazada vefat eden tam kusurlu müteveffa sürücünün desteğinden yoksun kalan eş ve çocuğunun, ölenin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısından destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi gereği, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere, mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur.
Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir.
Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartlar C.10. maddesi ile 12/8/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun doğal sonucu olarak artık eski genel şartların yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma imkanı bulunmamaktadır.
Karayolları motorlu araçlar zorunlu mali sorumluluk sigortası teminatının kapsamı, poliçe ve poliçenin ayrılmaz bir parçası olan genel şartlara göre belirlenir. Nitekim Karayolları Trafik Kanunu’nun 90. maddesinde yapılan değişiklikle zorunlu sigortacının kapsamındaki tazminatları belirlemede Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının göz önüne alınması esası getirilmiştir.
01.06.2015 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın amacı A.1 maddesinde “Karayolları Trafik Kanunu uyarınca motorlu araç işletenlerine yüklenen hukuki sorumluluk için düzenlenen Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortasına yönelik ilgililerinin hak ve yükümlülüklerine ilişkin usul ve esasların düzenlenmesidir.” şeklinde belirlenmiştir. Sigortanın kapsamı ise genel şartlar A.3. maddesinde “sigortacı, poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında, üçüncü şahısların ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermiş olmasından dolayı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununa göre sigortalıya düşen hukuki sorumluluk çerçevesinde Genel Şartlarda içeriği belirlenmiş tazminatlara ilişkin talepleri, kaza tarihi itibariyle geçerli zorunlu sigorta limitleri dahilinde karşılamakla yükümlüdür. Sigortanın kapsamı üçüncü şahısların, sigortalının Karayolları Trafik Kanunu çerçevesindeki sorumluluk riski kapsamında, sigortalıdan talep edebilecekleri tazminat talepleri ile sınırlıdır.” şeklinde düzenlenmiştir. Kapsama giren teminat türlerinin tanımlandığı A.5. maddesinin (ç) bendinde ise Destekten Yoksun Kalma (Ölüm) Teminatı “Üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla ölenin desteğinden yoksun kalanların destek zararlarını karşılamak üzere bu genel şart ekinde yer alan esaslara göre belirlenecek tazminattır.” şeklinde ifade edilmiştir. Genel Şartlar A.6. maddesinin (c) bendinde “İlgililerin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri” ve (d) bendinde “Destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri” zorunlu mali sorumluluk sigortasının teminatının dışında kalan hallerden sayılmıştır.
Somut olayda, poliçe 02/12/2015 tarihli olup, ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra tanzim edilmiş olduğu görülmektedir.
Dava ile, davacıların desteği sürücü …’ün sevk ve idaresindeki 34 KK 3061 plakalı aracın tam kusurlu olarak başka bir araca arkadan çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ölmesi sonucu destekten yoksun kaldıkları iddiası ile davacılar, murisin kullandığı aracın zorunlu mali sorumluluk sigortası olan davalı şirketten destekten yoksun kalma tazminatı talebinde bulunmuşlardır.
Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak, üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı yada güvence hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücü …’ü üçüncü kişi olarak kabul etmek mümkün değildir.
Yine genel şartların A.6. maddesi (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücü …’ın asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir.
Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nun da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, davacıların desteklerinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakları bulunmadığından, mahkemenin davanın kabulü yönündeki kararının HMK’nın 353/1-b/1.maddesi gereğince kaldırılarak, davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşüncesinde olduğumdan, sayın çoğunluğun aksi yöndeki kararına katılmıyorum.