Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/817 E. 2018/99 K. 01.02.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

DOSYA NO: 2017/817
KARAR NO : 2018/99
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
NUMARASI : 2017/1390 D.İş E. – 2017/1390 D.İş.K.
DAVA : Maddi Tazminat (Kasko Sigorta Poliçesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 01/02/2017
KARAR YAZIM TARİHİ : 27/02/2017
İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1390 D.İş E. – 2017/1390 D.İş.K. Sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 03/03/2017 tarih, 2017/İHK-424 karar sayılı kararına karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili, Sigorta Tahkim Komisyonu’na başvurusunda; müvekkiline ait … plakalı aracın, davalı sigorta şirketi nezdinde, birleşik kasko sigorta poliçesi ile teminat altına alındığını, bahse konu aracın 09/04/2016 tarihinde karıştığı kaza sonucu hasar gördüğünü, araç sürücüsü …’nın, kaza nedeniyle yaşadığı korku ve panikle kaza mahallinden ayrılarak evine gittiğini, daha sonra bilincinin yerine gelmesiyle olay yerine döndüğünü ve aracının olay yerinden alınarak otopark çekildiğini öğrendiğini ve aracını buradan aldığını, olayın davalı şirkete ihbar edildiğini, ancak olay yerinin terk edilmiş olması nedeniyle ödeme yapılmadığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 40.100,00 TL tazminatın, temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı sigorta şirketinden tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkili şirket nezdinde birleşik kasko sigorta poliçesi “genişletilmiş kasko” ile teminat altına alınmış olan …. plakalı aracın, 09/04/2016 tarihinde karışmış olduğu trafik kazasından kaynaklanan zararın tazmini için yapılan başvuru üzerine dosya açılarak, görevlendirilen eksper tarafından ekspertiz işlemlerinin başlatıldığını, ayrıca başvuranın olay yerini terk etmiş olması nedeniyle, kazanın oluşumuna yönelik araştırma yapılması amacıyla … Araştırma şirketinden destek alındığını, yapılan araştırma neticesinde, araç maliki olarak gözüken ….ı’nın 29/01/216 tarihinden 2025 yılına kadar alkolden ehliyetine el konulduğu ve kaza günü saat 12:11’de Devlet Hastanesi Acil Polikinliği’ne gittiğinin tespit edildiğini, araç sürücüsü olduğu söylenilen…..lı’nın ise, saat 02:00-02:30 sıralarında kendisine ruhen ve bedenen bir sıkıntı geldiğini, bunun üzerine sahile gittiğini, bir süre oturduktan sonra yola çıktığını, seyir esnasında kazanın meydana geldiğini, kazadan sonra evine gidip, ertesi gün aracını aldığını beyan ettiğini,….ı’nın olay yerine hiç bir güvenlik gücünü çağırmayıp, aracını kaza mahallinde bırakarak evine gitmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığını ve ispat külfetinin yer değiştirdiğini, davacı tarafça talep edilen zararın, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.10. Maddesi uyarınca teminat dışı olduğunu belirterek, başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından, başvuranın talebinin reddine karar verilmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına, davacı tarafça itiraz edilmesi üzerine, İtiraz Hakem Heyeti tarafından yapılan değerlendirme sonucunda; başvuranın talebinin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesi ile; 09/04/2016 tarihinde davalı Sigorta Şirketi’ne kasko sigortası ile sigortalı, müvekkiline ait …. plaka sayılı aracın, sürücüsü …ı’nın %100 kusuruyla kaza yapması sonucu hasarlandığını, kaza tespit tutanağında polis memurlarının sürücünün olay yerini terk ettiğini tespit ettiklerini, meydana gelen tek taraflı trafik kazası sonrasında kazanın verdiği korku, panik ve elemle olay yerini terk eden aracın sürücüsü….nın, kazanın nasıl olduğuna dair verdiği ifadesinde, kazayı kendisinin yaptığını kabul ettiğini, ….’nın kazayı kendisinin yaptığını ispatlayabilmek için kaza yerinde bulunan mobese kayıtlarını delil olarak sunmak istediğini, ancak mobese kameralarının çalışmadığı gerekçesiyle emniyet tarafından mobese kayıtlarının alınamadığını, sigorta şirketinin sadece soyut iddialara dayanarak hasarı reddettiğini, araç sahibinin ehliyetinin alınmış olmasının tek başına talebin reddi için yeterli olmadığını, müvekkilinin kaza günü hastaneye gitmiş olmasının kazaya karıştığını göstermeyeceğini, yine sürücü Melih Kızanlıklı’nın olay yerini terk etmesinin de tek başına tazminat ödemesini engelleyen bir durum olmadığını, sürücünün alkollü olduğunun veya sürücü belgesinin bulunmadığını ispat yükünün sigortacıda olduğunu, hayali yorumlarla ispat yükünün yer değiştirdiğini kabul ederek, talebin reddine karar verilmesinin hukuka aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, kasko sigorta poliçesinden kaynaklanan, araç hasarı tazmini istemine ilişkindir.
Davalı sigorta şirketi nezdinde birleşik kasko sigorta poliçesi “Genişletilmiş Kasko” sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın, 09/04/2016 tarihinde karıştığı tek taraflı kaza sonucu araçta maddi hasar meydana geldiği, davacı tarafça hasar bedelinin karşılanması için davalı sigorta şirketine yapılan başvurunun, kazanın beyan edildiği şekilde gerçekleşmediğinin tespit edildiği belirtilerek, red edildiği anlaşılmaktadır.
Kasko Sigorta Genel Şartlarının A/1 maddesine göre, aracın karayolunda veya demiryolunda kullanılabilen motorlu, motorsuz araçlarla çarpışması, gerek hareket gerekse durma halinde iken sigortalının veya aracı kullananın iradesi dışında araca ani ve harici etkiler neticesinde sabit veya hareketle bir cismin çarpması veya aracın böyle bir cisme çarpması, devrilmesi, düşmesi, yuvarlanması gibi kazalar ile 3. kişilerin kötüniyet ve muziplikle yaptıkları hareketler ile fiil ehliyetine sahip olmayan kişilerin yol açacağı zararlar, aracın yanması, çalınması veya çalınmaya teşebbüs sonucu oluşan maddi zararların bu tür sigortanın teminatı kapsamında olduğu anlaşılmaktadır. Diğer taraftan TTK’nun 1409.maddesi uyarınca, sigortacı geçerli bir sigorta ilişkisi kurulduktan sonra, oluşan rizikolardan sorumlu olduğu gibi kural olarak rizikonun teminat dışında kaldığına ilişkin iddianın sigortacı tarafından ispatlanması gerekmektedir. Olayın sigortalının ihbar ettiği şekilde değil de, sigortacının iddia ettiği şekilde gerçekleşmesi halinde ise, bu oluş şeklinin, Kasko Genel Şartlarının A.5.maddesinde sayılan teminat dışında kalan hallerden olması gerekmektedir.
Sigortalı, Kasko Sigortası Genel Şartlarının B.1.5.maddesi ve TTK’nun 1446.maddesi uyarınca rizikonun gerçekleştiğine dair doğru ihbar mükellefiyetini kasten yerine getirmez veya iyiniyet kurallarına açıkça aykırı şekilde sigorta teminatı dışında kalan bir hususu, sanki bu oluşan riziko teminat içinde kalmış gibi ihbar edildiği somut delillerle ispatlanırsa, ispat külfeti yer değiştirip sigortalıya geçer.
Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.10. Maddesinde, zorunlu haller (Tedavi ve yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma vb. ) hariç olmak üzere bu maddenin 5.4. Ve 5.5. Bentlerindeki ihlaller nedeniyle, sürücünün kimliğinin tespit edilmesini engellemek için kaza yerinden ayrılması teminat dışı bırakılmıştır.
09/04/2016 günü saat 04:50′ de tanzim edilen trafik kazası tespit tutanağında, sürücünün olay yerini terk ettiğinin belirtildiği, sürücü olduğu beyan edilen davacının babası …, . Sigorta Bölge Müdürlüğü’ne vermiş olduğu dilekçede, “Olay günü çok yorgun ve uzun yoldan geldiğim için direksiyonda bir an uyukladım. Direksiyon hakimiyetini kaybettim ve kavşağı alamadım.” şeklinde beyanda bulunmasına rağmen, 25/04/2016 tarihli beyanında ” 09/04/2016 olay olduğu gece 02:00-02:30 saatlerinde ruhen ve bedenen bir sıkıntı geldi. Ben de bu sıkıntı yüzünden ikametimden dışarı çıkarak, araçla birlikte yalnız olarak Samsun ili Atakum İlçesine gittim. Bir süre deniz kenarında oturdum. Daha sonra Sinop istikametine göre gittim ve geri döndüm. Eve gitmeye karar verdim. Tren garı mevkiinde ne olduğunu anlamadan aracın hakimiyetini kaybettim. ” şeklinde, kazanın meydana geliş şekli ile ilgili birbiri ile çelişkili beyanlarda bulunduğu, ….nın kazayı ilgili birimlere bildirmeyip, aracını kaza mahallinde bırakarak, herhangi bir sağlık kuruluşuna da başvurmadan evine dönmesi, aracını almak için ertesi gün gelmesinin hayatın olağan akışına uygun olmadığı, dosya kapsamından, davacının ehliyetine 29/01/216 tarihinden 2025 tarihine kadar alkolden el konulduğunun anlaşıldığı, davacının, kaza gününden önce Ankara ilinde bulunduğunu beyan etmesine rağmen, kaza günü saat 12:11’de Devlet Hastanesi Acil Polikinliği’ne gittiği hususları birlikte değerlendirildiğinde, ispat külfetinin yer değiştirdiği, davacı tarafça da, Kasko Sigortası Genel Şartlarının A.5.10. Maddesinde öngörülen zorunlu haller nedeniyle olay yerinin terk edildiği ve rizikonun ihbar edilen şekilde gerçekleştiğinin ispatlanamadığı, dolayısıyla itiraz hakem heyeti kararının yerinde olduğu anlaşılmaktadır.
Bu nedenle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun, HMK’nın 353/1-(b)1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/1390 D.İş E. – 2017/1390 D.İş.K. Sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti’nin 03/03/2017 tarih, 2017/İHK-424 karar sayılı kararına karşı, davacı tarafça yapılan istinaf başvurusunun, HMK.’nın 353/1(b)1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve istem halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
3-Davacı tarafça yapılan istinaf yargılama giderlerinin, kendisi üzerinde bıdakılmasına,
4-İstinaf incelemesi sırasında duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti verilmesine yer olmadığına,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/1. Maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içerisinde verilecek bir dilekçe ile Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.