Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/798 E. 2018/37 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

ESAS NO : 2017/798
KARAR NO : 2018/37
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 27/02/2017
NUMARASI : 2015/774 E.-2017/154 K.
DAVA : Tazminat (Araç Değer Kaybı-Kazanç Kaybı)
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2017 tarihli, 2015/774 E.-2017/154 K. sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosyanın Dairemize tevzi edilmesi sonucu Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde; 10.04.2015 tarihinde, müvekkiline ait … plakalı araca, davalılardan ….’e ait …. plakalı aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında, müvekkiline ait aracın hasar görüp, değer kaybına uğradığını ve tamir süresince serviste kalması nedeniyle, servis taşıma işinde kullanılamadığını belirterek, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile, 5.000,00 TL. değer kaybının, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, 5.000,00 TL kazanç kaybı bedelinin, olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı …’den tahsiline karar verilmesi talep ve dava etmiştir.
Davalı …A.Ş. vekili cevap dilekçesinde; ….. plakalı aracın, müvekkili şirket tarafından, 04.09.2014-2015 tarihleri arasında, Trafik Sigortası Poliçesi ile sigortalı olduğunu, davayı kabul anlamında olmamakla birlikte, yapılacak inceleme sonucunda müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilmesi durumunda, poliçede belirtilen limitin esas alınması gerektiğini, değer kaybına ilişkin talepler, dolaylı zarar niteliğinde olduğundan, KZMSS sigortası teminatı dışında kaldığını, yine davacının talebine konu kazanç kaybına yönelik zararların da, ZMSS teminatı kapsamında olmadığını, sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu yönündeki iddiaları kabul etmediklerini belirterek, değer kaybına yönelik talebin reddine, ayrıca kaza tarihinden itibaren faiz talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili cevap dilekçesinde; müvekkiline ait aracın sürücüsünün, olayın olduğu tarihte müvekkilinin eşi olduğunu, kusur oranlarının, somut ve denetlenebilir bir şekilde belirlenmesini gerektiğini, davacı tarafın tek başına yaptığı araştırmaların, değer kaybı tespitinde dikkate alınamayacağını, konusunda uzman bilirkişi aracılığıyla değer kaybına ilişkin inceleme yaptırılması gerektiğini, davacı yanın kazanç kaybının tespiti açısından, tacir sıfatı da dikkate alınarak, ticari defterlerinin celp edilerek kazanç miktarının uzman bilirkişi aracılığıyla tespitini, kazanç kaybına hükmedilmesi durumunda, denkleştirme ilkesi gereğince indirim yapılmasını istediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda; 1-Davacının araç değer kaybı tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 3.383,83 TL araç değer kaybının, (sigorta şirketi için poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere ) dava tarihi olan 05/08/2015 tarihinden diğer davalı … için olay tarihi olan 10/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müşterek müteselsil tahsili ile davacıya ödenmesine , 2-Davacının kazanç kaybı tazminat talebinin kısmen kabulü ile; 3.908,97 TL nin davalı …r’den olay tarihi olan 10/04/2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir.
Davacı vekili, istinaf dilekçesi ile; 23.01.2017 tarihli duruşmada, hem davacı hem de davalı taraflarca ek rapor alınması talep edildiği halde, mahkemece ek rapor alınmadan, hiçbir neden gösterilmeksizin talepleri red edilerek, sözlü tahkikat aşamasına geçilerek, eksik ve hatalı düzenlenen bilirkişi kök raporuna göre karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi heyetince tespit edilen değer kaybı miktarının hatalı bulunduğunu, gerekçesi, koşulları ve sebepleri belirtilmeksizin, yalnızca bilirkişinin tek bir değerlendirmesiyle, salt kendi görüşü ışığında, müvekkilin sahip olduğu aracın piyasa rayicinin tespit edildiğini, bu tespitin yapılabilmesi için bir kıstas veya değerlendirme ölçütü sunulmadığını, aracın rayiç değerinin, tespit edilenin üzerinde olduğunu, müvekkili lehine belirlenen kazanç kaybı miktarırının da doğru olmadığını, bilirkişilerce yapılan hesaplama yönteminin hatalı olup, eksiklikler içerdiğini belirterek, İlk Derece Mahkemesi kararının bozularak, yeniden görülmek üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan araç değer kaybı ve kazanç kaybı tazminatı istemine ilişkindir.
10.04.2015 tarihinde, davacıya ait … plakalı araca, davalılardan …’e ait …. plakalı aracın arkadan çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında, davacıya ait araçta maddi hasar oluştuğu, kaza tespit tutanağında, kazanın meydana gelmesinde, …. plaka sayılı araç sürücüsünün kusurlu olduğunun, diğer sürücülerin kusurlarının bulunmadığının belirtildiği, davacıya ait araç ile servis taşıma işi yapıldığına ilişkin belge ibraz edilerek, araç değer kaybı ile kazanç kaybı talep edildiği anlaşılmaktadır.
İlk Derece Mahkemesi’nce, SMMM ve Otomotiv Uzmanı bilirkişiden 28/09/2016 tarihli rapor alınmış, taraf vekillerince ibraz edilen dilekçeler ile, bilirkişi raporuna itiraz edilmiş, mahkemenin 23/01/2017 tarihli duruşmasında, davacı vekilinin yeniden ek rapor alınması ve davalı sigorta vekilinin ATK’ndan kusur raporu alınması talebinin reddine karar verilmiştir.
6100 Sayılı HMK’nın 281 ve devamı maddelerinde, mahkemece, tarafların itirazı üzerine ya da kendiliğinden bilirkişi raporundaki eksik ve noksanların tamamlanması ve açıklığa kavuşturulması için ek rapor alınabileceği gibi, gerçeğin ortaya çıkması için görevlendirilecek bilirkişi ya da bilirkişiler vasıtasıyla tekrar inceleme yaptırılabileceği de düzenlenmiştir.
Taraflarca itiraz edilerek, davacı tarafça ek rapor alınması talep edilmesine rağmen, mahkemece itirazları karşılayan ek rapor alınmadan ve gerekçesi de gösterilmeden talebin reddine karar verilerek, davanın esastan karara bağlanması doğru görülmemiştir.
Mahkemesince, hükme esas raporu veren bilirkişilerden, kararın davacı tarafça istinaf edildiği nazara alınarak, davacının rapora itiraz dilekçesinde belirttiği itirazlarını teker teker inceleyip karşılamak, gerekçeli ve denetime elverişli ek rapor alınarak, bunun yeterli görülmemesi halinde ise, yeniden oluşturulacak konusunda uzman teknik bilirkişilerden rapor alınıp değerlendirilerek, sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Davalı …vekili tarafından ibraz edilen dilekçe ile, ihtiyati tedbir kararının, teminat karşılığında kaldırılması talep edilmiş ise de; Dairemizce inceleme, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceğinden ve davalı …’nin istinafı bulunmadığından, talebin mahkemesince değerlendirilmesi gerekmektedir.
Bu nedenle, davacı vekilinin, istinaf başvurusunun kabulü ile, İlk Derece Mahkemesi kararının, HMK’nın 353/1(a)6. maddesi uyarınca kaldırılmasına, davanın yeniden görülmesi için dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- Davacı vekilinin, istinaf başvurusunun KABULÜ İLE,
2-İstanbul 18. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 27/02/2017 tarih 2015/774 E.-2017/154 K. sayılı kararının, HMK’nın 353/1(a)6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Davanın yeniden görülmesi için (Yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere) dosyanın, İlk Derece Mahkemesi’ne GÖNDERİLMESİNE,
3-Davacı tarafından yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde ilk derece mahkemesi tarafından yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 Sayılı HMK.’nın 353/1(a)6. Maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/01/2018