Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/790 E. 2018/23 K. 17.01.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I

ESAS NO : 2017/790
KARAR NO : 2018/23
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 26/12/2016
NUMARASI : 2016/4312 D. İş E. 2016/4312 D. İş K.
DAVA : Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 17/01/2018

İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarih2016/4312 D. İş E. 2016/4312 D. İş K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 25/10/2016 tarih 2016/İHK-2832 K. sayılı kararına karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, dosyanın Dairemiz Heyetince yapılan müzakeresi sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacılar vekili, Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurusunda; … Sigorta A.Ş. Tarafından zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi kapsamına sigortalanan … plakalı otobüsün sürücüsü olan müvekkili …’in eşi ve diğer müvekkillerinin babası olan ….’in, 07/11/2015 günü asli kusurlu olarak aracın kontrolünü kaybetmesi ve aracın devrilmesi suretiyle yaptığı kaza sonucunda vefat ettiğini belirterek, başvuru ve ıslah dilekçesi uyarınca … için 193.205,00 TL, … için 34.543,00 TL ve …. için 40.007,00 TL olmak üzere toplamda 267.754,00 TL tutarındaki zararın kaza tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte tazminini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; … plakalı aracın zorunlu trafik sigorta poliçesinin sureti ve başvuru sahibince sunulan tazminat istemli dilekçe ve eklerini ibraz etmiştir.
Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından; başvurunun kabulü ile, … için 193.205,00 TL, … için 34.543,00 TL ve … için 40.007,00 TL olmak üzere toplamda 267.755,00 TL tazminatın 15/03/2016 gününden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte …. Sigorta A.Ş. Tarafından başvuru sahiplerine ödenmesine karar verilmiş, karara davalı tarafça itiraz edilmesi üzerine itiraz hakem heyeti, itirazın reddine karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesi ile; Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde 23/10/2012 tarihinde yapılan değişiklik ile, sürücüler ve bunların yardımcılarına gelebilecek bedeni zararların ZTM teminatına girdiğini, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortalarının, 3. Şahısların malvarlıklarında ve bedensel zararlarda ortaya çıkacak kayıplar sonucunda başvurulacak bir poliçe türü olduğunu, sigortalının uğrayacağı zararların Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta poliçesinin konusu olamayacağını, 6704 Sayılı Torba Yasa ve 2918 Sayılı Karayolları Trafik Konunu’na göre, kendi kusuru ile kendi ölümüne neden olan sürücülerin yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı taleplerinin poliçe teminat kapsamı dışında kaldığını belirterek, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının bozulmasına karar verilmesini talep edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin gideri istemine ilişkindir.
5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL. ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir.
Davacı …. için talep edilen ve karara bağlanan tazminat miktarı dikkate alındığında, verilen karar, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrası uyarınca kesin nitelikte olup, istinaf incelemesi diğer davacılar yönünden yapılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. Maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanun’un 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”, 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar., 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası’nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Araç sürücüsü murisin, ister kendi kusuru, ister bir başkasının kusuru ile olsun, salt ölmüş olması, destekten yoksun kalanlar üzerinde doğrudan zarar doğurup, desteklerinin kusurunun olması, davacıların hakkına etkili bir unsur olarak kabul edilemez ve destekten yoksunluk zararından kaynaklanan hakkın, sigortacıdan talep edilmesi mümkündür.

Davacıların uğradıkları zarara bağlı olarak talep ettikleri hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere, destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır. (Yargıtay 17. HD. 2014/17669 E. 2017/919 K.)
(HGK’nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK’nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar, HGK’nun 16.1.2013 gün ve 2013/17-1791 esas 2013/74 karar sayılı ilamları )
Davacılar murisinin, sürücüsü olduğu araç ile, 07/11/2015 tarihinde, tam kusurlu olduğu kaza neticesinde vefat ettiği, davacıların, mirasçı olarak değil, zarar gören 3. Kişi konumunda bulundukları, bu nedenle murisin kusurunun, davacılara yansıtılamayacağı, destekten yoksunluk zararını, davalı taraftan talep edebilecekleri anlaşılmaktadır.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni genel şartlara göre, destek şahsın kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerinin, trafik sigortası teminatı dışında bırakıldığı yönünde karar verilmiş ise de;
2918 sayılı yasa’nın 90. Maddesi, 6704 sayılı Yasa ile değişikliğinden önce, ” Maddi tazminatın biçimi ve kapsamı ile manevi tazminat konularında, Borçlar Kanunu’nun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır” şeklinde olup, değişiklikten önce, tazminat hesabının Borçlar Kanunu hükümleri uyarınca yapılacağı düzenlenmiştir.
6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 55. Maddesine göre, destekten yoksun kalma zararları ile bedensel zararlar, bu kanun hükümlerine ve sorumluluk hukuku ilkelerine göre hesaplanır.
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu’nun 1451. Maddesine göre, bu kanunda hüküm bulunmayan hallerde, sigorta sözleşmeleri hakkında Türk Borçlar Kanunu hükümleri uygulanır.
2918 sayılı KTK’nın 95. Maddesine göre, sigorta sözleşmesinden veya sigorta sözleşmesine ilişkin kanun hükümlerinden doğan ve tazminat yükümlülüğünün kaldırılması veya miktarının azaltılması sonucunu doğuran haller zarar görene karşı ileri sürülemez.
01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ile, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan tazminat talepleri teminat dışında bırakılmış ise de, Genel Şartlar hükümlerinin, kanunlara ve yerleşik yargı kararlarına aykırı olamayacağı, 6704 sayılı yasa ile değişiklikten önce, Karayolları Trafik Kanunu’nda teminat dışı bırakılmayan bir hususun, Genel Şartlar ile teminat kapsamı dışına çıkartılmasının mümkün olmadığı, yasanın emredici hükümlerine aykırılık olması halinde, genel şartlara göre değil, yasanın emredici hükümlerine göre karar verilmesi gerekmektedir.
6704 sayılı yasa ile 2918 sayılı KTK’nın 92. Maddesinde değişiklik yapılmıştır. Yapılan bu değişiklik ile, teminatın kapsamına yönelik, genel şartlarda düzenlenen hükümler, uygulanabilir hale gelmiştir. Dolayısıyla, ancak bu tarihten sonraki olaylarda, genel şartlarda yer alan teminatın kapsamına ilişkin ilkelerinin dikkate alınması gerekmektedir.
Kaldı ki, Genel Şartlar hükümlerinin uygulanacağı düşünülse dahi, Genel Şartlar C-11. Maddesinde, bu genel şartlar yürürlük tarihinden sonra aktedilmiş sözleşmelere uygulanır hükmü mevcut olup, kazaya karışan otobüsün zorunlu trafik sigortası poliçesinin 09/04/2015 tarihinde tanzim edildiği, dolayısıyla genel şartlar hükümlerinin dava konusu olayda uygulanmasının mümkün olmadığı görülmektedir.
Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın “Sigortanın Konusu” başlıklı A/1 maddesindeki, “Bu sigorta ile sigortacı, poliçede belirtilen motorlu taşıtta seyahat eden yolcuların, duraklamalar da dahil olmak üzere, kalkış noktasından varış noktasına kadar geçecek süre içinde meydana gelecek bir kaza sonucu bedeni zarara uğraması halinde, sigortalının 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunundan doğan sorumluluğunu, poliçede yazılı sigorta tutarlarına kadar temin eder. Sigortalının taşımayı zaruri haller hariç, 10/07/2003 tarih ve 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ve ilgili yönetmelik hükümleri çerçevesinde yapması gerekir.” hükmü uyarınca, Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortası, yolcuya gelebilecek zararları teminat kapsamına almaktadır. Dolayısıyla, sürücü olan davacılar desteğinin vefatı yönünden, Zorunlu Karayolu Taşımacılığı Mali Sorumluluk Sigortacısının sorumlululuğu bulunmamaktadır. Sorumluluk, Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortacısı davalı şirkete ait olduğundan, davalı vekilinin, davacılar zararından, zorunlu taşımacılık sigortacısının sorumlu olduğu yönündeki istinaf sebebi de yerinde değildir.
Bu nedenlerle, davalı … vekilinin, davacı Sümeyye yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. Maddesi uyarınca reddine, davalı … vekilinin, davacılar Elif ve Ayşe Eslem yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1(b)1. Maddesi uyarınca esastan reddine karar verilerek, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarih2016/4312 D.İş.E. 2016/4312 D.İş.K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 25/10/2016 tarih 2016/İHK-2832 K. sayılı kararına karşı, davalı … vekilinin, davacı Sümeyye Güneş yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun, HMK’nın 352. Maddesi uyarınca REDDİNE,
2-İstanbul Anadolu 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 26/12/2016 tarih2016/4312 D.İş.E. 2016/4312 D.İş.K. sayılı kararı ile saklanmasına karar verilen, Sigorta Tahkim Komisyonu-İtiraz Hakem Heyeti’nin 25/10/2016 tarih 2016/İHK-2832 K. sayılı kararına karşı, davalı … vekilinin, davacılar … ve Ayşe Eslem Güneş yönünden yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1(b)1. Maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
3-6728 S.Y.nın 36. maddesi uyarınca, harç alınmasına yer olmadığına, davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının, karar kesinleştiğinde ve talep halinde yatıran tarafa, mahkemesince iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, davacılar Sümeyye Güneş ve Ayşe Eslem Güneş yönünden 6100 Sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, davacı … yönünden, 6100 Sayılı HMK’nın 361/1. maddesi uyarınca, gerekçeli kararın tebliğinden itibaren 2 hafta içinde Yargıtay’da temyiz yasa yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi. 17/01/2018