Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/68 E. 2020/177 K. 05.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2017/68
KARAR NO : 2020/177
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 29/09/2016
NUMARASI: 2014/502 Esas – 2016/920 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat)
KARAR TARİHİ: 05/02/2020
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesi ile; davalı sürücü …’in kullanmış olduğu … plakalı araç ile seyir halinde iken 16.04.2013 tarihinde karşıdan karşıya geçmekte olan müvekkiline çarpmak suretiyle müvekkilinin yaralanmasına neden olduğunu, kazan yapan aracın davalı … şirketine sigortalandığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla güç (efofr ) kaybı zararı için 5.000,00 TL , güç kaybı tazminatı ile hastane , tedavi , yol , ilaç , tıbbi malzeme ve bundan sonraki tedavi ve sair masrafları için 10.000,00 TL ‘nin sigorta şirketinin teminat limiti ile sorumlu olması kaydıyla , kaza tarihinden itibaren itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen 40.000,00 TL manevi tazminatın davalı …’den tahsilini talep ve dava etmiştir.Davalı … vekili vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde özetle; müvekklilinin kusurlu olmadığını, yol işaret ve levhalarının incelenmesi gerektiğini, kusur yönünde ve davacının maddi zararı yönünde rapor alınması gerektiğini, manevi tazminat talebinin fahiş olduğunu, haksız açılan davanın reddini savunmuştur.Davalı … şirketi vekili vermiş olduğu cevap dilekçesinde; … plakalı aracın 21.11.2012-21.12.2013 tarihleri arasında ZMSS ile kişi başı sakatlık teminat limiti 225.000,00 TL ile sınırlı olarak sigortalandığını, gerçek kusur, gelir ve uzuv kaybı oranına göre tazminat miktarının belirlenmesi gerektiğini, müvekkilinin temerüde düşürülmediğini , tedavi giderlerinin teminat dışında bulunduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur. İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan yargılama sonucunda: “1-Davanın Kabulü ile; 118.922,12-TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 04/06/2013 dava diğer davalılar yönünden 16/04/2013 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, 2-Manevi tazminat talebinin Kabulü ile; 40.000,00-TL manevi tazminatın 16/04/2013 kaza tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte davalı … den tahsiline, ” karar verilmiştir.Karara karşı davacı vekili ve davalı … vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: iş bu davanın trafik kazasından kaynaklı maddi ve manevi tazminat davası olduğunu, mahkemece hem maddi tazminat hemde manevi tazminat yönünden davanın kabulüne karar verilmişken, bu karara uygun olarak talepleri açısından ayrı ayrı vekalet ücreti takdiri gerekirken, lehlerine tek vekalet ücreti takdirinin Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine ve hukuka aykırı olduğunu, bu nedenlerle yerel mahkemenin vekalet ücreti yönünden tesis ettiği kararın kaldırılarak, yukarıda yer alan hükme uygun olarak yeniden tesisine karar verilmesini talep etmiştir. Dava dosyası istinaf incelemesi için Dairemizde bulunduğu sırada, vekaletnamesinde kanun yollarından feragat yetkisi bulunan davacı vekili, 12/06/2019 tarihli duruşmada alınan imzalı beyanı ile davalı ile sulh olmaları nedeniyle istinaf başvurusundan feragat ettiğini bildirmiştir.Davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle; karara öncelik ile kusur durumu tespiti tam yapmadığından itiraz ettiklerini, mahkeme tarafından hükmedilen 40.000,00(kırkbin) manevi tazminat miktarının çok yüksek olduğunu, davalı müvekkilinin asgari ücretle çalışan biri olduğunu, gelir durumuna göre miktarın çok yüksek olduğunu, müvekkilinin aleyhine Bursa 16. Asliye Ceza Mahkemesinde 2014/351 E. ve 2015/51 K. sayılı ilamda müvekkilinin ceza aldığını, bu kararı temyiz etmediklerini, fakat bunun kusur durumunu kabul ettikleri anlamına gelmediğini, müvekkilinin almış olduğu cezanın 1 sene 6 ay denetime tabi olduğunu, eğer temyiz etselerdi dosyanın Yargıtay Ceza Dairesinden bozulmasının ihtimal olduğunu, hem de uzun süre alabileceğini, müvekkilinin uzun süre ceza tehdidi altında yaşamamak için temyiz etmemeyi tercih ettiğini, bu durumun müvekkilinin kendi aleyhine %100 kusurlu olduğunu kabul ettiği anlamına kesinlikle gelmemekte olduğunu, iki ayrı maluliyet oranı tespitinin bulunduğunu, bu uyuşmazlığın giderilmesi gerektiğini belirterek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, trafik kazası nedeniyle maddi ve manevi tazminatına istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere itiraz verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davacı vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; İlk Derece Mahkemesi kararına karşı, davacı vekili tarafından yasal süresi içerisinde istinaf yoluna başvurulmuş ise de dosya Dairemize gönderildikten sonra istinaf talep eden davacı vekili tarafından istinaf talebinden feragat ettiklerine ilişkin 12/06/2019 tarihli duruşmada imzalı beyanda bulunmuştur. İstinaftan feragat yetkisini içeren davacı vekiline ait vekaletnamenin dosyada bulunduğu görülmüştür.HMK’nın 349/2. maddesine göre istinaf başvurusu yapıldıktan ve dosya istinaf incelemesi için gönderildikten sonra istinaf yoluna başvurma hakkından feragat edilirse Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun feragat nedeniyle reddine karar verilir.Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2.maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine karar verilmiştir.Davalı … vekilinin istinaf başvurusu yönünden yapılan incelemede; Dairemiz heyetince, HMK’nın 356.maddesi gereğince, davalı vekilinin kusur ve maluliyet oranı değerlendirilmesine yönelik olan itirazlarının duruşmalı incelenmesine karar verilerek, kusur durumunun ve maluliyet oranının saptanmasına ilişkin rapor alınmıştır. Makine mühendisi bilirkişi tarafından sunulan04/10/2017 tarihli bilirkişi raporunda … plaka nolu minibüs sürücüsü davalı … % 100 oranında kusurlu olduğu, davacı yaya …’ın kusursuz olduğu belirtilmiştir. Dairemize sunulan bilirkişi raporunun dosya kapsamı ve mevzuata uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varılarak bu rapor doğrultusunda davalı vekilinin kusura yönelik istinaf başvurusunun yerinde olmadığına karar verilmiştir. Dosya kapsamında alınan maluliyet raporları arasındaki çelişkinin giderilmesi amacıyla Marmara Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan 19/01/2018 tarihli maluliyet raporunda davacının %33 oranında meslekte kazanma gücü kayıp oranı olduğu belirtilmiştir. Dairemizin 28/02/2018 tarihli duruşma ara kararına göre maluliyet oranı tespiti için Adli TIp Genel Kuruluna müzekkere yazılmıştır. Adli Tıp Kurulu İkinci Üst Kurulu 20/12/2018 tarihli raporu ile davacının %29.2 oranında meslekte kazanma gücünden kaybetmiş sayılacağı belirtilmiştir.Bu kapsamda davacının dava konusu kaza nedeni ile kaza tarihindeki yürürlükte bulunan yönetmelik hükümlerine göre hesaplanan maluliyet oranının %29.2 olduğu saptanmış olup davalı vekilinin maluliyet oranına ilişkin istinaf başvurusunun yerinde olduğuna karar verilmiştir.
Bu kapsamda değişen maluliyet oranı nedeni ile davacının talep edebileceği tazminat tutarının hesaplanması için aktüerya bilirkişiden rapor alınmasına karar verilmiştir.Dairemiz tarafından aldırılan 07/05/2019 tarihli, 05/08/2019 tarihli, 17/10/2019 tarihli bilirkişi raporlarında tazminata esas alınan veri tarihleri ve formülleri hatalı olduğu nedenle hükme esas alınmamış olup dairemizin 18/09/2019 ve 18/11/2019 tarihli ara kararları gereğince ilk derece mahkemesi tarafından hükme esas alınan 20/4/2016 tarihli aktüerya bilirkişi raporunda kullanılan 2016 verilerine göre hesaplama yapılan 19/12/2019 tarihli bilirkişi ek raporunda hesaplanan tazminatın dosya kapsamı ve mevzuata uygun, gerekçeli ve denetlenebilir olduğu kanaatine varılmış ve hükme esas alınmıştır. Ancak karar yazım aşamasında hükmün B /1 maddesinde kabule uygun olarak 84.958,55 TL yazılması gerekirken sehven rakam hatası yapılarak 89.958,55 TL yazıldığı anlaşıldığından maddi hata HMK’nun 304. maddesi gereğince tashih edilerek düzeltilmiş ve hükmün altına tashih şerhi işlenmiştir.Tedavi giderine yönelik bir istinaf talebi olmadığı nedenle 408,00 TL tedavi gideri yönünden mahkeme kararı kesinleşmiş olduğundan kesinleşen miktar yeniden kurulan hükme aynen geçirilmiştir. Tarafların manevi tazminat yönünden sulh olduklarını beyan etmeleri nedeni ile manevi tazminata ilişkin istinaf konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir. Açıklanan nedenlerle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :A- Davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 349/2. maddesi gereğince feragat nedeniyle reddine, 1-Peşin alınan istinaf karar harcının talep halinde mahkemesince yatıran tarafa iadesine,2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan masrafların davacı üzerinde bırakılmasına, artan gider avansının İlk Derece Mahkemesince istinaf talebinde bulunana iadesine,3-Tarafların vekalet ücreti talebi olmadığı nedenle takdirine yer olmadığına,B- Davalı … vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince, istinafa konu İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına,Buna göre, 1-Davanın Kısmen Kabulüne, a- 89.958,55 TL maddi tazminatın davalı … şirketi yönünden 04/06/2013 dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 16/04/2013 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, b- İstinaf edilmediği nedenle kesinleşen 408,00 TL tedavi giderinin davalı … şirketi yönünden 04/06/2013 dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise 16/04/2013 olay tarihinden itibaren yürütülecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, 2-Manevi tazminat talebinin sulh nedeni ile konusuz kaldığı nedenle karar verilmesine yer olmadığına, 3-Harçlar yasası gereği alınması gereken 5.803,51 TL ilam harcından peşin alınan 542,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.260,61 TL harcın davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile Hazineye irat kaydına, 4-Davacı tarafından yapılan 1.904,90 TL yargılama giderininden davanın kısmen kabul kısmen red oranına göre hesaplanan 1.291,34 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, bakiye kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,5-Kabul edilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davacı yararına hesaplanan hesap ve takdir edilen 11.844,61 TL vekalet ücretinin davalılardan müştereken ve müteselsilen alınark davacıya verilmesine, 6-Reddedilen maddi tazminat miktarı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince davalılar yararına hesaplanan hesap ve takdir edilen 6.462,22 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,7-Karar kesinleştiğinde taraflarca yatırılan avansın kullanılmayan kısmının HMK’nın 333.maddesi uyarınca yatıranlarına iadesine, C-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ;1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine,2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 1.716,10 TL posta, tebligat ve bilirkişi giderinden ibaret yargılama gideri ile 79,70 TL istinaf başvuru harcının davacıdan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-İstinaf incelemesi birden fazla duruşmalı inceleme ile yapıldığından A.A.Ü.T gereğince hesaplanan 3.400 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı … .’e verilmesine,4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair, davacı vekilinin yüzüne karşı, davalı vekilinin yokluğunda kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oy birliği ile verilen karar açıkça okunup usulen anlatıldı. 05/02/2020
TASHİH ŞERHİ Dairemizin 05/02/2020 tarih, 2017/68 Esas ve 2020/177 Karar sayılı dosyasında Hüküm kısmında B/1-a bendinde “84.958,55 TL” yazılması gerekirken rakam da maddi hata yapılarak “89.958,55 TL” yazıldığı anlaşıldığından; dosya içeriği ve gerekçeye uygun olarak Hükmün B/1-a bendinde “89.958,55 TL” ibaresinin “84.958,55 TL” olarak düzeltilmesine oy birliği ile karar verildi. 17/03/2020