Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/604 E. 2018/345 K. 19.03.2018 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9. HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
İ S T İ N A F K A R A R I
ESAS NO : 2017/604
KARAR NO : 2018/345
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : … 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 16/02/2017
NUMARASI : 2015/223 Esas – 2017/84 Karar
DAVA : Bakiye Destekten Yoksun Kalma Tazminatı (Trafik Kazasından Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ : 19/03/2018
İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2017 tarih, 2015/223 E. – 2017/84 K. sayılı dosyası kapsamında verilen karara karşı, davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 10/09/2010 tarihinde meydana gelen trafik kazası neticesinde müvekkilinin eşi ve desteği…’nun vefat ettiğini, davalı aleyhine 26/11/2010 tarihinde İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 esas sayılı dosyasında dava açıldığını, bu dosyada alınan 25/07/2011 tarihli bilirkişi raporu uyarınca, dava değerinin arttırıldığını ve 78.604,37 TL üzerinden davalarının kabul edildiğini, davalı tarafça kararın temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2012/12065 Esas sayılı ilamı ile kararın bozulduğunu, bunun üzerine yerel mahkemece, dosyanın ek rapor için bilirkişiye verildiğini, yeni hesaplama sonucu alınan rapora göre, toplam zararın 105.628,89 TL olarak tespit edildiğini iddia ederek müvekkilinin, 27.024,52 TL. destekten yoksun kalma tazminatının ihtarnamenin tebliğ tarihinin 8.iş günü sonrası olan 26/11/2010 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesine göre, davanın 2 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğunu, zamanaşımı geçtikten sonra dava açıldığını, aynı kaza ile ilgili İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 esas sayılı dosyasında davacı tarafça ıslah edilen 78.604,37 TL. üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, davalı tarafça kararın temyiz edilmediğini, davacı yönünden bu miktarın kesinleştiğini, müvekkili açısından ise, karar temyiz edildiğinden bozulduğunu, müvekkili bakımından kesinleşmediğini, müvekkili yönünden usulü müktesep hak doğduğunu, bu hususun da İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 esas sayılı dosyasında alınan bilirkişi raporunda ve mahkamenin kararında açıkça belirtildiğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi; davanın kabulüne, 27.024,52 TL. maddi tazminatın 20/11/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte (davalı sigorta şirketinin poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere) davalı …’ndan alınarak davacıya verilmesine, karar vermiştir.
Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı tarafça davaya konu 10/07/2010 tarihli kaza nedeniyle, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 Esas sayılı dosayında açılan davanın, davacı tarafın ıslahı sonucu, 78.6047,37 TL. üzerinden davanın kabulüne karar verildiğini, davacı tarafça bu kararın temyiz edilmediğini, davacı bakımından kararın kesinleştiğini, kararın müvekkili tarafından temyiz edildiğini, kararın bozulduğunu, bozma sonrasında tazminat hesabı için yeniden bilirkişiden rapor alındığını, raporda tazminatın 105.628,89 TL. olarak tespit edildiğini, ancak, raporda ve mahkeme kararında müvekkili açısından, usulü müktesep hak oluştuğu gerekçesiyle, 78.604,37 TL üzerinden karar verildiğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirtmiştir.
Dava; trafik kazasından kaynaklanan bakiye destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi’nce davanın kabulüne ve 27.024,52 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Davalı vekili,istinaf başvuru dilekçesinde özetle; müvekkili açısından usulü kazanılmış hak oluştuğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerektiğini iddia etmiştir.
Dava konusu olay nedeniyle, İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/193 Esas-2012/144 karar sayılı kararıyla, bilirkişi raporu ve davacı tarafın ıslahı dikkate alınarak, davanın kabulüne, dava konusu 78.604,37 TL destekten yoksun kalma tazminatının 26/11/2010 tarihinden itibaen işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Bu karara karşı, davacı taraf temyiz yoluna başvurmamıştır.Karara karşı sadece davalı taraf temyiz yoluna başvurmuştur.
Davalı tarafın temyizi üzerine, Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 26/11/2013 tarih, 2012/12065 Esas-2013/16558 Karar sayılı ilamıyla, kararın bozulmasına karar verilmiş. Sonrasında, aynı mahkemenin 2014/322 esasına dava dosyası kayıt edilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyularak, hesaplama yönünden bilirkişiden ek rapor alınmıştır.
İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 Esas sayılı dosyasına ibraz edilen ek bilirkişi raporuna göre, davacının talep edebileceği toplam destekten yoksun kalma tazminatının 105.628,89 TL olduğu, ancak önceki hükmün davacı tarafından temyiz edilmemesi nedeniyle davalı yararına usulü müktesep hak sebebiyle daha fazlası hüküm altına alınamayacağından, talep edilebilecek tutarın 78.604,37 TL. olduğu tespit edilmiştir. İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/322 -2016/120 E. K. sayılı kararıyla da, “davalı lehine oluşan usulü kazanılmış hak kuralına istinaden 78.604,37 TL maddi tazminatın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine” şeklinde hüküm kurulmuştur.
Davacı taraf, bu karardan sonra bilirkişi ek raporu ile belirlenen 105.628,89 TL. İle mahkemece hükmedilen 78.604,37 TL. arasındaki fark olan 27.024,52 TL destekten yoksun kalma tazminatı yönünden iş bu davayı açmıştır.
Dosyadaki deliller ve Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 2015/7125-10068 E. K. Sayılı ilamı birlikte değerlendirildiğinde; İstanbul 12. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2010/193 -2012/144 karar sayılı kararı yani bozmadan önce verilen karar, sadece davalı vekili tarafından temyiz edilmiş olup, mahkemece de bozma kararına uyulduğundan artık davalı lehine usuli kazanılmış hak oluşmuştur. Usuli kazanılmış hakkın varlığı halinde, artık, usulü kazanılmış hakkı olan taraf aleyhine daha fazlasına karar verilemez. Dolayısıyla, İlk Derece Mahkemesi’nce usuli kazanılmış hak kuralı gereğince, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırılık teşkil etmektedir.
Bu bağlamda; H.M.K.’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İlk Derece Mahkemesi kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına ve davanın reddine karar verilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılmıştır.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1- HMK’nın 353/1-b-2 maddesi gereğince, davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜNE,
2- İstanbul 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 16/02/2017 Tarih, 2015/223 Esas – 2017/84 Karar sayılı kararı, usul ve yasaya aykırı olduğundan, kararın düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına,
3- Davanın REDDİNE,
4-Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 35,90TL karar harcının peşin alınan 92,31TL harçtan mahsubu ile 56,41TL fazla harcın talep halinde yatırana iadesine, 24/03/2017 tarihli harç tahsil müzekkeresi ile davalıdan tahsili talep edilen 1.753,73TL bakiye karar harcının yatırıldığına ilişkin makbuz sunulması kaydı ile talep halinde yatırana iadesine,
5-Red edilen miktar yönünden Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi’ne göre hesap ve takdir edilen 3.242,94TL nispi vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
7-Taraflarca yatırılan ve artan gider avansının talep halinde yatırana iadesine,
8- Davalı tarafından yatırılan istinaf harcının talep halinde yatırana iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda 6100 Sayılı HMK.’nın 362/1-a maddesi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.19/03/2018