Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2941 E. 2019/4092 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2017/2941
KARAR NO: 2019/4092
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 20/11/2017
NUMARASI: 2017/4342 D.İş Esas 2017/4342 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 02/08/2017 tarih, 2017/İHK-2763)
DAVA : Tazminat
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 09/05/2007 tarihinde davalıya sigortalı …’ın sevk ve idaresindeki … plakalı kamyonetin yaya konumundaki davacıya çarpması sonucu meydana gelen kazada müvekkilinin yaralandığını, kazanın oluşumunda sürücü …’ın 1. deredece %100 kusurlu olduğunu, davacının engellik oranının %13 olduğunu, davacının aylık maaşının ortalama yasal asgari ücret civarında olduğunu, temerrüt tarihinin belirlenmesinde sigortacıya başvuru sonucu 8 iş günü içinde ödeme yapmazsa, sekiz günün sonunda temerrüde düşmüş olacağından, bu hususun dikkate alınması gerektiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 1.000,00 TL tazminatın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 54.487,06 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; kaza tarihinin 09.05.2007 olduğunu, davanın zamanaşımı bakımından reddine karar verilmesini, maluliyet tespitinin Adli Tıp Kurumu tarafından yapılması ve temerrüt tarihinin açıkça belirlenmesi gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, başvuranın talebinin kabulüne, 54.487,06 TL tazminatın 20.02.2017 tarihinden itibaren yasal faiz işletilerek davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının kabulüne, başvuru sahibinin talebinin zamanaşımı yönünden reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davacı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; bedensel zararlarda zamanaşımının başlangıcının, olay tarihi ya da tazminat sorumlusu ile zararın öğrenilme günü değil, sürekli sakatlığa ilişkin kesin raporun ortaya çıkması ve kesin raporun öğrenilmesi ile zamanaşımının işlemeye başlayacağını, zararın rapor tarihi olan 08.10.2007 tarihinde öğrenildiğini, bu nedenle müvekkilinin maddi tazminat talep hakkı kaza tarihi olan 09.05.2007 tarihinden itibaren 10 yıllık süre sonunda 09.05.2017 tarihinde zamanaşımına uğrayacağını, 08.02.2017 tarihinde davalıya karşı maddi tazminat talebinde bulunulduğunu, davalının zamanaşımına uğradığı yönündeki itirazının doğru ve yerinde olmadığını belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İHH tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. 2918 Sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109. maddesinin ilk fıkrasında, yine bir haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin tabi bulunacağı zamanaşımı süresi yönünden zarar görenin, zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak iki yıl ve herhalde, kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı, davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanunu bu fiil için daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörmesi durumunda bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı belirtilmiştir. Bu hükümde, ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sürücü ve diğer sorumlular arasında bir ayrım yapılmamış, kuralın bunların tümü için geçerli olduğu, hepsi için aynı zamanaşımı süresinin uygulanacağı öngörülmüştür. Zararın ve failin uzamış zamanaşımı süresinin bitmesinden sonra öğrenilmesi halinde, tazminat talebinin, öğrenme tarihinden itibaren 2918 sayılı yasanın 109. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresi içerisinde ileri sürülmesi gerekmektedir. Öğrenme tarihinden itibaren, yeni bir uzamış zamanaşımı süresi işlemez (Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 16/04/2008 Tarih, 2008/4-326 E. ve 2008/325 K. Sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta tazminat isteminin dayandırıldığı eylem, aynı zamanda olay tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 89.maddesi çerçevesinde taksirle yaralama suçunu oluşturduğu; Bu durumda 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/2.maddesi uyarınca, tazminat istemi bakımından, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66. maddesinde öngörülen 8 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması gerektiği açıktır. Tazminata konu trafik kazası 09/05/2007 günü meydana gelmiştir.Sigorta hakem heyetine başvuru 20/02/2017 tarihinde yani 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 109/1.maddesinde öngörülen 2 yıllık sürenin ve aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca uygulanması gereken 8 sekiz yıllık uzamış zamanaşımı süresinin bitiminden sonra yapılmıştır. Davacının olay nedeniyle uğradığı zararın kapsamını öğrendiğini belirttiği 08/10/2007 tarihli raporun 8 yıllık uzamış zamanaşımı süresi içerisinde alındığı sabittir. Ancak davacı uzamış zamanaşımı süresi içerisinde sigorta hakem heyetine başvuru yapmadığından ve öğrenme tarihi uzamış zamanaşımı süresi içerisinde olduğu için KTK’nın 109/2. maddesindeki 2 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması olanağı da bulunmadığından İHH tarafından verilen kararda bir isabetsizlik yoktur. Belirtilen nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı yapmış olduğu istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE, 2-6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 3-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 4- İstinaf yargılama giderlerinin istinaf talep eden üzerinde bırakılmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 6- İstinaf talebi için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.27/12/2019