Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2932 E. 2019/4049 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2932
KARAR NO : 2019/4049
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 23/11/2017
NUMARASI : 2017/6343 D.İş Esas – 2017/6343 D.İş Karar
DAVA : Maddi Tazminat
KARAR TARİHİ: 26/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 23.11.2015 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını ve Marmaris Devlet Hastanesinden alınan engelli sağlık kurulu raporuna istinaden %6 engel oranına göre hesaplanan tazminat tutarından %20 müterafik kusur indirimi ve %20 hatır taşıması indirimi yapılması neticesinde davalı tarafından 20.513,00 TL ödeme yapıldığını ancak davacının 03.01.2017 tarihinde Dokuz Eylül Üniversitesi Hastanesinden alınan Adli bilirkişi kurulu raporuna göre %17 fonksiyon kaybı oranına göre tazminat talebiyle davalıya yapmış oldukları ek ödeme talebinin reddedildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 41.000,00 TL maluliyet tazminatı ile rapor temini için Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığına ödenen 1.300,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 88.504,58 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin poliçe limiti ile sınırlı sorumlu olduğunu, maluliyet dolayısıyla davacıya ödeme yapıldığını, en az %20 müterafik kusur ve %25 hatır indirimi yapılarak ATK’dan rapor alınması gerektiğini, davacının meslekte kazanma gücü kaybını ispat etmekle yükümlü olduğunu, genel şartlara göre hesaplama yapılmasını ve yasal faizle sorumlu olduklarını, sigortalının kusur ve zararını ispat etmesi gerektiğini belirterek başvurunun reddini talep etmiştir.Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “Başvurunun kabulü ile 88.504,58 TL maluliyet tazminatının 14.10.2016 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine” karar vermiş, davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekilinin itirazının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının maluliyetinin kaza ile illiyet bağının kurulması ve söz konusu özrün tespiti konusunda ATK’dan rapor alınması gerekirken kurulan hükmün hatalı olduğunu, kaza anında emniyet kemeri takılmadığından dolayı davacının kafasını çarparak boynunda ve omurilikte çatlak oluştuğunu, emniyet kemeri takılı olmadığından hesaplama yapılırken asgari %20 oranında indirim yapılmamasının hatalı olduğunu, hatır taşımacılığına ait delil olmadığından itirazlarının nazara alınmadığını, bu tespitini hatalı olduğunu, davacı dahil olaya karışanların arkadaş olduklarından dolayı şikayette bulunmadıklarını, bu nedenle hatır taşıması indirimi yapılması gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, trafik kazasından kaynaklanan kalıcı iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu, HMK’nın 355. maddesine göre, kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 23.11.2015 tarihinde davalı sigorta şirketine ZMSS sigorta poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın sürücüsünün tek taraflı olarak kusuru ile meydana gelen trafik kazası sonucu araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığı ve bu yaralanma nedeniyle kalıcı iş göremezlik tazminatı talep edildiği anlaşılmaktadır. Haksız fiil sonucu çalışma gücü kaybının olduğu iddiası ile bir talepte bulunulması halinde zararı kapsamının belirlenmesi açısından maluliyetin varlığı ve oranının belirlenmesi gerekir. Bu belirlemenin yapılabilmesi için Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşlardan, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden maluliyet raporu alınmalıdır. Maluliyete ilişkin alınacak raporların olay tarihlerine göre; 11.10.2008 tarihinden önce Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 ila 31.08.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 ile 31.05.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği, 01.06.2015 tarihinden sonra ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik hükümlerine uygun olarak düzenlenmesi gerekir.Somut olayda, UHH tarafından hükme esas alınan Dokuz Eylül Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesince düzenlenen maluliyet raporunda esas alınan yasal düzenlemeler (Yönetmelikler) açıklanırken, 03/08/2013 tarihli ve 28727 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliği” ve 11/10/2008 tarihli ve 27021 sayılı Resmi Gazete’de yayınlanan “Sosyal Güvenlik Kurumu Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranları Tespit İşlemleri Yönetmeliği ekindeki Meslekte Kazanma Gücünün Azalma Oranları Tespit Cetveli kapsamında ” denilmiştir. Oysa davacının maluliyet oranının az yukarıda açıklanan hususlar gözetilerek sadece kaza tarihi olan 23.11.2015 tarihinde geçerli bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği halde çelişki ve belirsizlik oluşturacak şekilde birden fazla yönetmeliği atıf yapılan ve hangi Yönetmelik hükümlerine göre maluliyetin belirlendiği anlaşılamayan yetersiz, çelişkili ve geçersiz olan maluliyet raporu esas alınarak karar verilmiş olması doğru olmamıştır. Kazaya ilişkin tutulan trafik kazası tespit tutanağında başvurucunun emniyet kemeri takmadığına ilişkin bir saptama bulunmadığı gibi aksinin davalı tarafça da ispat edilememiş olması nedeniyle müterafik kusura yönelik istinaf itirazı yerinde değildir. 6098 sayılı TBK’nın 51. maddesinde hakimin, tazminatın kapsamını, durumun gereğine ve özellikle kusurun ağırlığına göre belirleyeceği belirtilmiştir. Dosya içerisinde mevcut olan kolluk ifadelerine göre araçta yolcu olarak bulunan davacı ile araç sürücüsünün arkadaş oldukları, davacı, birlikte Kemer istikametine gittiklerini, araçta bulunan … yaylaya gittiklerini, … ise cenaze için Fethiye’ye gittiklerini beyan etmiş, araçta taşınmaları karşılığında herhangi bir bedel ödeyip ödemedikleri konusunda beyanda bulunmamışlardır. Yolcu olan davacının taşınması için bir bedel ödendiği de davacı tarafça iddia ve ispat edilmediğinden, davalının hatır taşıması savunmasına itibar edilerek, TBK’nın 51.maddesi gereğince tazminattan % 20 oranında hatır indirimi yapılmak suretiyle tazminatın belirlenmesi gerektiğinden davalı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerindedir.Bu durumda, (yargılamanın tahkim yargılaması olduğu göz önüne alınarak), başka bir Üniversite Hastanesinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümünden oluşturulacak aralarında adli tıp uzmanı da bulunan uzman doktor heyetinden, kaza tarihi itibari ile yürürlükte bulunan “Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkındaki Yönetmelik” hükümlerine uygun olarak davacıda var olduğu ileri sürülen yaralanmaya bağlı kalıcı işgöremezlik durum ve oranının ne olduğu ve tespit edilecek maluliyetin kaza ile illiyeti bulunup bulunmadığı konularında, dosya içerisinde bulunan tedavi evrakları ile dosyada mevcut olan taraflarca sunulan delilleri de irdeler biçimde denetime elverir nitelikte rapor alınıp, tespit edilecek maluliyet oranına göre tazminat hesabı yapılıp, belirlenen tazminattan % 20 oranında hatır indirimi yapılmak suretiyle sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir.Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İtiraz Hakem Heyeti kararı kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA,
2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine,4-İstinaf başvurusu için davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 5-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına,6- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … A.Ş. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Anadolu Kurumsal Şubesinin 04/01/2018 tarih ve … numaralı 144.000,00 TL bedelli teminat mektubunun davalı … A.Ş.’ne İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine,
Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/12/2019