Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2931 E. 2020/268 K. 17.02.2020 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO: 2017/2931
KARAR NO: 2020/268
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 24/11/2017
NUMARASI: 2017/6441 D.İş Esas 2017/6441 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 06/11/2017 tarih, 2017/İHK-4422)
DAVA: Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ: 17/02/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu/İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; 23.07.2013 tarihinde …’un sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. tarafından ZMM sigortalı … plakalı sondaj aracı ile … sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. tarafından ZMM sigortalı … plakalı araç ve … sevk ve idaresindeki … Sigorta A.Ş. tarafından ZMM sigortalı … plakalı aracın karışmış olduğu kaza neticesinde, … plakalı araç içerisinde yolcu konumunda olan …’ın vefat ettiğini, müteveffanın ölümü nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldığını, kaza tespit tutanağı ve savcılık tutanaklarına göre, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. tarafından ZMM sigortalı araç sürücülerinin asli, … Sigorta A.Ş. tarafından ZMM sigortalı araç sürücüsünün tali kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik müteveffanın annesi … için 17.000,00 TL, babası … için 20.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile müteveffanın eşi … ve çocukları … ve … için 5.000,00 TL defin ve cenaze giderinin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacılar ıslah dilekçesi ile talebini davacı … için 37.756,11 TL, davacı … için 51.875,02 TL’ye yükseltmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; …’ın vefatı nedeniyle eş ve çocukları tarafından Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/727 Esas sayılı dosyası dava açıldığını, mahkeme kararının temyizi sonucu Yargıtay tarafından bozularak geri gönderildiğini bu nedenle bu dosyanın bekletici mesele yapılması gerektiğini, kusur durumunun henüz netleşmediğini, sigortalı araç sürücüsünün eskort eşliğinde hareket ettiğinden kazanın meydana gelmesinde iradi davranışının bulunmadığını, cenaze ve defin giderlerinin teminat dışı talepler olduğundan reddi gerektiğini, talep edilen cenaze ve defin giderinin fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek kaydıyla müvekkilinin başvuru tarihinden itibaren yasal faiz ile sorumlu olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; müvekkilinin sorumluluğunun sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında poliçe limitleri ile sınırlı olduğunu, müteveffanın anne ve babasının destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyeceklerini, müteveffanın ölümünden sonra eşi ve çocukları tarafından açılan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/727 Esas sayılı dosyası ile açılan dava sonrasında anlaşma sağlanılarak 29.09.2014 tarihinde 68.507,50 TL ödeme yapıldığını, müvekkili açısından davanın konusuz kaldığını, ayrıca müteveffanın ev hanımı olması nedeniyle anne ve babasına destek olamayacağının açık olduğunu, müteveffanın eş çocuklarına anne ve babaya pay ayrılmadan ödeme yapıldığından ve davacının konusuz kaldığına dair davacı vekilinin beyanı bulunduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Davalı … Sigorta A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; daha önce Ankara Asliye Ticaret Mahkemesine dava açılmış olduğunu, davacıların taleplerinin teminat dışı olduğunu, davadan önce müvekkiline herhangi bir başvuru yapılmadığını, …’ın vefatı nedeniyle davacılar tarafından tazminat davası ikame edildiğinden sigorta tahkim komisyonuna başvuru şartının gerçekleşmediğini, tazminat dosyasının Yargıtay’dan bozularak geldiğini ve halen derdest olduğunu, aynı kazada vefat eden …’ın desteğinden yoksun kalındığı iddiası ile komisyon nezdinde başvuru bulunduğunu, bu iki başvurunun birleştirilmesi gerektiğini, kusur incelemesi yapılması gerektiğini, başvuran …’ın emekli maaşı bulunup bulunmadığını, herhangi bir gelir bağlanıp bağlanmadığı veya miras yolu ile bir kazanımları olup olmadığının araştırılması gerektiğini, müteveffanın müterafik kusurunun bulunduğunu bu nedenle indirim yapılmasını, temerrüt tarihinden itibaren avans faiz talebinin haksız olduğunu belirterek başvurunun reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, davacılar … yönünden 37.756,11 TL, … yönünden 51.875,02 TL maddi tazminat isteminin kabulü ile 27.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek … Sigorta A.Ş. yönünden avans faizi, … Sigorta A.Ş. ve … Sigorta A.Ş. yönünden yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, davacılar …, … ve … yönünden 5.000,00 TL maddi tazminat isteminin kabulü ile 27.02.2017 tarihinden itibaren işleyecek … Sigorta AŞ yönünden avans faizi, … Sigorta AŞ ve … Sigorta AŞ yönünden yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine, fazlaya ilişkin 3.000,00 TL’nin reddine karar vermiş, davalı .. Sigorta AŞ vekili ile davalı … Sigrota AŞ vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, davalı vekillerinin itirazlarının reddine karar vermiştir. Bu karara karşı davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf kanun yoluna başvurmuştur. Davalı … Sigorta AŞ vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı eş ve çocukların açmış olduğu Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/727 Esas sayılı dosyasının Yargıtay’dan bozularak geldiğini ve halen derdest olduğunu, bekletici mesele yapılması gerektiğini, hakem heyeti atanması durumunda dosyadan el çekilmesi talep edildiği halde hakem heyeti tarafından hüküm kurulduğunu, teminatın tüm taraflar için ortak ve tek olduğunu, bu nedenle dosyadan el çekilerek normal mahkemelerde dava açılmasını ve diğer dosya ile açılacak dosyanın birleştirilmesi gerektiğini, kusur durumunun henüz netleşmediğini, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün kazanın meydana gelmesinde kusurunun bulunmadığını, müvekkiline sigortalı araç sürücüsünün eskort eşliğinde hareket ettiğinden kendisine atfı kabil bir kusurun söz konusu olmadığını, vefat edenlerin içinde bulunduğu aracın sigortalı araca çarptığını, bu nedenle müvekkili sigortalısının kusurunun bulunmadığını, davacı lehine 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Kaza tespit tutanağına göre kaza; … plakalı … idaresindeki (… Sigortaya trafik sigortalı) iş makinası ile arkasından seyreden … plakalı … idaresindeki (… Sigortaya trafik sigortalı) araçlar bağlantı yolundan Ankara çevre yoluna katıldıkları esnada, … plakalı (müteveffanın içinde bulunduğu) … idaresindeki (… Sigortaya trafik sigortalı) aracın, yola aniden çıkan … plakalı araca çarpması ve devamında … plakalı araca çarpması ile meydana gelmiş ve bu kaza sonucu davacıların desteği olan … vefat etmiştir. Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/727 Esas sayılı dosyası incelendiğinde; müteveffa …’ın eş ve çocukları olan davacılar tarafından eldeki uyuşmazlıkta davalı olan Sigorta Şirketlerinin de aralarında bulunduğu davalılar aleyhine destekten yoksun kalma tazminat davası açıldığı, Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın, davalı … Sigorta A.Ş. tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 17. Hukuk Dairesince verilen bozma ilamı ile bozulmasına karar verildiği, Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonunda 2017/109 Esas ve 963 Karar sayılı karar ile davanın kabulüne karar verildiği ve bu karar da temyiz edildiğinden henüz kesinleşmediği anlaşılmaktadır. Bu durumda aynı trafik kazası nedeniyle temyiz edildiği için henüz kesinleşmemiş olan Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin2017/109 Esas ve 963 Karar dosyasında garame hesabı da yapılarak karar verilmesine rağmen eldeki uyuşmazlıkta destekten yoksun kalma tazminatı talep eden müteveffanın annesi … ile babası davacı …’ın hesaplamaya dahil edilmemiş olmasına, oysa garame hesabı yapılabilmesi için tüm destekten yoksun kalanların hesaba katılmasının gerekmesine, bu bağlamda bahsi geçen İlk Derece Mahkemesi dosyasından verilen kararın eldeki davanın sonucunu etkiyeceğinden kesinleşmesinin beklenmesi ve davaların birlikte görülmesinde hukuki yarar bulunmasına göre uyuşmazlığın tahkime elverişli olmadığı gözetilerek “dosyadan el çekilmesine” karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde esasa ilişkin karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle; davalı … Sigorta A.Ş. vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere : 1-Davalı … Sigorta AŞ vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf başvurusu için davalı … Sigorta AŞ tarafından yapılan yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7- İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.17/02/2020