Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2917 E. 2019/3847 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2917
KARAR NO : 2019/3847
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: BURSA 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 25/05/2017
NUMARASI : 2015/126 Esas – 2017/592 Karar
DAVA : Trafik Sigortası Kaynaklı Maddi ve Manevi Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Dava dışı ….San. Tic. Ltd Şti’nin maliki bulunduğu ve davalılardan … sevk ve idaresindeki … plaka sayılı mikser kamyonu ile 24/09/2012 günü müvekkili … çarparak yaralanmasına neden olduğu, müvekkilinin Bursa Devlet Hastanesinde uzun süre tedavi görüp Bursa Devlet Hastanesi Özürlü Sağlık Kurulu Raporu ile de % 48 oranında özürlü olarak kabul edilmiş olduğunu, davalılardan …. AŞ’nin Davalı aracın ZMMS Poliçesi, … AŞ’nin Ticari Kasko Poliçesi gereğince ve davalı …AŞ’nin ise işletme sorumluluk poliçesi gereğince poliçe limitleri ile sorumlu olduklarını, fazlaya ilişkin hakları saklı tutularak çalışamadığı süreler için iş göremezlik nedeniyle toplam 200.000,00 TL maddi tazminat ile 80.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 24/09/2012 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı sigorta şirketlerinin sorumluluğu poliçe limitleri ile sınırlı olmak kaydı ile davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesi ile; dava dilekçesinde sözü edilen … plaka sayılı aracın müvekkili şirkete ZMMS poliçesi ile sigortalı olduğunu, müvekkili şirketin poliçeden dolayı sorumluluğunu sigortalının kusuru oranında ve bedeni zararlarda kişi başına azami 225.000,00 TL ile sınırlı olduğunu, manevi tazminatın ise poliçe teminatına dahil olmadığını beyanlarının davayı kabul anlamına gelmediğini, mahkemece tazminat hesabı öncesinde mağdura SGK tarafından rücuya tabi herhangi bir ödemenin yapılıp yapılmadığı, yada gelir bağlanıp bağlanmadığının sorulması gerektiği, kusur durumlarının ve maluliyet durumunun Adli Tıp İlgili Dairelerince ayrı ayrı tespit edilmesi gerektiğini, müvekkili şirketin dava tarihinde temerrüte düşürülmediği için müvekkili aleyhine hükmedilecek tazminata dava tarihinden itibaren faiz yürütülebileceğini belirterek davanın reddine talep etmiştir.Davalı … Şirketi vekili davaya cevap dilekçesinde;…. plaka sayılı araca işletme sorumluluğu sigortası yapıldığını ancak poliçedeki özel şartların 3.maddesine göre ” Sigortalı ile (… Ltd Şti ) arasında istihdam (işçi-işveren) ilişkisi bulunan kişiler tarafından yöneltilecek tazminat talepleri bu kapsamda değerlendirilmeyip sigorta teminatı dışında kabul edilmektedir. ” yazılı olduğunu, poliçe özel şartı gereğince davacı … davalı araç maliki şirketin işçisi olup, meydana gelen zarar nedeniyle yöneltilebilecek tazminat talebinden sorumlu bulunmadığını, aracın ZMMS Poliçesini yapan … Şirketi ile Kasko Sigortasını yapan … Şirketine davanın yöneltilmesi gerektiğini belirterek tazminat talebinin sigorta poliçesi teminatı dışında bulunduğundan müvekkili şirket hakkındaki taleplerin ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili davaya cevap dilekçesi ile; kazaya karışan davalı aracının ticari kasko sigorta poliçesini düzenlediklerini ancak kabul anlamına gelmemek kaydı ile trafik sigortası teminat limitleri tüketilmeden kasko poliçesi teminatının devreye girmeyeceği, yapılacak tazminat hesabı sonucunda ortaya çıkacak miktarın davalı …Şirketinin zmms poliçe, teminat limiti kapsamında ise müvekkili şirketin sorumluluğuna hükmedilemeyeceği, faizin ancak dava tarihinden itibaren hükmedilebileceği belirterek davanın reddine karar verilmesine talep etmiştir.İlk Derece Mahkemesince, “Davalı … Şirketine karşı açılan davanın reddine, davacının maddi tazminat davasının kısmen kabulü 86.006,33-TL maddi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren diğer davalı … A.Ş. Yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, Fazlaya ilişkin istemin reddine,ZMMS Poliçe limiti hükmedilecek maddi tazminat tutarını karşıladığından; ihtiyari bir sigorta türü olan ticari KASKO sigortasını müracaat edilemeyeceğinden; davalı … A.Ş. Yönünden maddi tazminata ilişkin hüküm kurulmasına yer olmadığına,davacının manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile; 40.000,00-TL manevi tazminatın davalı … yönünden kaza tarihinden itibaren, davalı … A.Ş. Yönünden ise dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte müteselsilen alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalı … A.Ş. Yönünden poliçesinde manevi tazminata ilişkin teminat bulunmadığından; hüküm kurulmasına yer olmadığına,” karar verilmiştir.Bu karara karşı davacı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde:Hükümde dava tarihi olarak 28.01.2015 tarihi yer aldığını ancak davanın başlangıç tarihi 16.04.2013 olduğunu, faizin başlangıç tarihinin de davanın ilk açılış tarihi esas alınmasının gözden kaçırıldığını, bilirkişi raporunun tazminat hesabı açısından hatalı olduğunu, müvekkilinin gelir düzeyine ilişkin bilgilerin dosyaya sunulduğunu, …’ın asgari ücretin üzerinde maaş aldığını ayrıca yemek, servis ve AGİ eklendiğinde bu rakamın çok daha yukarılara çıktığının görüleceğini, bu gelir durumuna göre hesaba esas olan kazancının tespit edilmesi gerekmekteyken asgari ücrete göre hesap yapılması hatalı olduğunu, sol diz ampütasyonuna neden olan bu üzücü olayda takdir edilen 40.000 TL manevi tazminat miktarı oldukça düşük olduğunu, mahkemece kısa kararda “hüküm verilmesine yer olmadığına” şeklinde karar verilmiş olmasına karşın, davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmiş olmasının da kanuna aykırı olduğunu belirterek ilk derece mahkemesine iadesine ya da İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak düzeltilmesine karar verilmesi talep edilmiştir.Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamında hükme esas alınan 23/02/2017 tarihli aktüer bilirkişi ek raporunda davacının tazminata esas ücretinin Temmuz/2012 ayı bordrosu dikkate alınarak servis ve yemek bedeli eklenerek asgari ücretin 1,22237 katı olarak belirlendiği anlaşıldığına göre davacı vekilinin bu yöne değinen istinaf itirazı yerinde değildir.Karayolları Trafik Kanunu’nda manevi tazminat konusunda özel bir düzenleme yapılmadığından trafik kazası nedeniyle oluşan cismani zarar nedeniyle manevi tazminat talep edilmesi halinde TBK’da manevi tazminata ilişkin hükümler uygulanacaktır.TBK’nın “manevi tazminat” başlıklı 56/1.maddesine göre, ” Hâkim, bir kimsenin bedensel bütünlüğünün zedelenmesi durumunda, olayın özelliklerini göz önünde tutarak, zarar görene uygun bir miktar paranın manevi tazminat olarak ödenmesine karar verebilir. “. Bu yasal hüküm gereğince, hükmedilecek para, zarara uğrayanda manevi huzur duygusunu doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer işlevi olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin zararın karşılanması da amaç edinilmemiştir. O halde, tazminatın miktarı onun amacına göre belirlenmelidir.Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerektiği kadar olmalıdır. Hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir. Manevi tazminat takdir edilirken, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli, davacının uğradığı zararın kapsamı, davalının sorumluluğunun niteliği, kusur oranları ve özellikle caydırıcı bir etki doğuracak düzeyde olması gerektiği de göz önünde tutularak, meydana gelen trafik kazası sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen tutarlara hükmedilmesi gerekmektedir.Bu açıklamalar çerçevesinde, somut uyuşmazlıkta olay tarihi, kazanın oluş şekli, kusur durumu ve tarafların dosyaya yansıyan ekonomik ve sosyal durumları, yukarıda açıklanan ilkelerle birlikte dikkate alındığında mahkemece belirlenen manevi tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olduğu görülmüştür. Mahkemece davalı … A.Ş. yönünden maddi tazminat için bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına, davalı … A.Ş. yönünden manevi tazminat için bakımından hüküm kurulmasına yer olmadığına karar verilerek adı geçen davalılar yararına vekalet ücreti hükmedilmediğine göre davacı vekilinin bu bende yönelik istinaf itirazı yerinde değildir.Yine istinaf dilekçesinde hükmedilen tazminat miktarının başlayacağı dava tarihinin yanlış yazıldığı iddia edilerek, kararın kaldırılması talep edilmiş ise de gerekçeli kararda dava tarihinin yanlış yazılması maddi hata niteliğinde olup Yerel Mahkemece tashih ve talep üzerine tavzih ile düzeltilebileceğinden değerlendirme konusu yapılmamıştır. Bu nedenlerle; davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacı vekilinin yukarıda esas ve karar numarası yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/1. maddesi uyarınca ESASTAN REDDİNE,
2-Davacı yönünden; Harçlar Yasası’na göre alınması gereken 44,40 TL harçtan peşin alınan 31,40 TL harcın mahsubu ile bakiye 13,00 TL harcın davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,3-Davacının istinaf başvurusu nedeniyle yaptıkları yargılama giderlerinin kendileri üzerinde bırakılmasına,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-İstinaf yargılama giderleri için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, kararın tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yolu açık olmak üzere, oy birliği ile karar verildi.29/11/2019