Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2844 E. 2019/4069 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2844
KARAR NO : 2019/4069
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 2. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 12/10/2017
NUMARASI : 2015/841 Esas – 2017/956 Karar
DAVA : Tazminat (Rücuen Tazminat)
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 26/06/2014 tarihinde davalı şirkete sigortalı … plakalı yarı römork aracın yola mazot sızdırması nedeniyle müvekkili tarafından kasko sigorta poliçesi ile sigortalı … plaka sayılı aracın hakimiyetinin kaybedip aracıyla yolda kayıp takla atarak kaza geçirdiğini, meydana gelen kazada müvekkil şirkete sigortalı aracın ağır hasar görerek pert olduğunu, aracın pert olması nedeniyle hak sahibi olan araç malikine ve dain-i mürtehin olan bankaya toplamda 38.000,00 TL hasar ödemesi yapıldığını ve aracın 14.600,00 TL’ye satıldığı ve 23.400,00 TL zararı bulunduğundan bahisle söz konusu zarar miktarının davalıya sigortalı araç sürücüsünün kusuruna denk gelen 14.625,00 TL’sinin tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; alacağın çekişmeli olduğunu, kusur durumuna, kazanın meydana geldiğine ilişkin hiçbir belge taraflarına ibraz edilmediğini, sigortalı aracın kazanın meydana gelmesinde kusuru olup olmadığı, kazanın ne şekilde meydana geldiği gibi hususlarının bilinmediğini, davacı tarafça iddia edilen mazot sızıntısı hususunda hiçbir delil bulunmadığından bahisle davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, “Davanın kabulü ile, 14.625,00 TL ‘nin ödeme tarihi olan 04/11/2014 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiz ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine,” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Mahkemece, hükme esas alınan bilirkişi raporuna yaptıkları itirazlarını değerlendirmediğini, dosyada mevcut bulunan kaza tespit tutanağı ile hükme esas alınan bilirkişi raporu arasındaki çelişki giderilmeksizin hüküm kurulduğunu zira kaza tespit tutanağına göre davacı yan araç hızını yol şartlarına uydurmamakla %100 kusurlu kabul edildiğini, kaza sonrasında olay yerinde polis ve inceleme ekipleri intikal etmiş olduğundan herhangi bir önlem alınmadığı davacının devrilen tankeri görmediği yönündeki iddialarda maddi ve hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan hasara ilişkin rücuen tazminat istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 26/06/2014 günü davalı sigorta şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı dava dışı sürücünün kullandığı … – … plakalı çekiciye bağlı römorklu akaryakıt dolu aracın direksiyon hakimiyeti kaybetmesi sonucu, römorkta yüklü mazotun yol zemini üzerine döküldüğü, aracın ise yan yatmak suretiyle durduğu, aynı yönde gelen davacı sigorta şirketine kasko sigorta poliçesiyle sigortalı dava dışı sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın kaygan zeminde kayarak yol kenarına doğru takla atıp ters dönmesi suretiyle trafik kazasının meydana geldiği, … plaka sayılı aracın hasar bedelini ödeyen davacı sigorta şirketinin kusuru oranında kazaya karışan diğer aracın zmms sigortacısı olan davalıya rücu ettiği anlaşılmaktadır. Dava dilekçesine eklenen kaza tespit tutanağına göre davacı sigorta şirketine sigortalı araç sürücüsünün 2918 sayılı KTK’nın 52/1-b kuralını ihlal ettiği belirtilmiş, kusura ilişkin başkaca açıklama yapılmamıştır. Mahkemece aldırılan bilirkişi raporunda ise trafik kusur uzmanı bilirkişinin imzasının bulunmadığı ve davalı sigorta sürücüsünün (5/8) %62,5 oranında, davacı sigorta şirketine sigortalı aracın ise %37,5 (3/8) oranında kusurlu olduğunun tespit edildiği görülmektedir. Davalı vekili bu bilirkişi raporuna itiraz ettiği, itirazında olaya ilişkin soruşturma dosyasının getirtilmesini de talep ettiği halde itiraz değerlendirilmeden eksik inceleme ile dosyada bulunan kaza tespit tutanağı ile yetinilerek kusur değerlendirme yapan bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiştir. Bu durumda İlk Derece Mahkemesince, kazaya ilişkin kaza mahallinin bağlı olduğu kolluk kuvvetlerinden ve/veya cumhuriyet savcılığından soruşturma dosyası varsa bilirkişi raporu temin edilerek kusur ve hasar konularında uzman 3 kişilik bilirkişi kurulundan tüm dosya kapsamı ve tarafların itirazları da değerlendirilerek yeni bir kusur ve hasar raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenlerle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a/6. maddesi gereğince kabulüne, yukarıda belirtilen şekilde inceleme ve değerlendirme yapılmak üzere kararın kaldırılmasına karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-İstinaf karar harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine, 4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına, artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi. 26/12/2019