Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2834 E. 2019/4000 K. 12.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2834
KARAR NO : 2019/4000
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 16. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 06/06/2017
NUMARASI : 2014/446 Esas – 2017/516 Karar
DAVA : Tazminat (Özel Sigorta Sözleşmesinden Kaynaklanan)
KARAR TARİHİ: 12/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalıların sahip oldukları … plakalı araç ile yolcu taşıma işi yaptıklarını, diğer davalı … Sigorta’nın da bu aracın sigortalayanı olduğunu, müvekkilinin amcasının 05.09.2010 tarihinde Kastamonu/Cide ilçesinde vefat ettiğini, İstanbul’da yaşayan müvekkilinin ve akrabalarının cenaze merasimine katılıp geri dönmek üzere davalılarla anlaştıklarını, bu anlaşma uyarınca davalıların … plakalı araçları ile müvekkili ve diğer akrabalarını İstanbul’dan alıp Cide’ye götürme ve oradan tekrar alıp İstanbul’a getirme işini üstlendiklerini ancak cenaze merasimine katılıp İstanbul’a dönerlerken 06.09.2010 tarihinde aracı kullanan davalı … uyuması sonucu trafik kazası geçirdiklerini, kazanın tamamen davalı …i’nin uyuması sonucu ve onun kusuru ile gerçekleştiğini, kaza neticesi müvekkilinin uzunca bir süre işinden gücünden mahrum kaldığını ve sakat kalması halinde talep edilecek tazminatlar saklı kalmak kaydıyla iş güçten yoksun kalma ve tedavi giderlerine yönelik olarak İstanbul 11.Asliye Hukuk Mahkemesinin 2011/72 esas sayılı dosyası ile dava açtıklarını ve mahkemenin çalışılamayan dönem için tazminata hükmettiğini ancak müvekkilinin sol kolunda meydana gelen yaralanmanın ceza dosyasında alınan ATK raporu ile uzuv kaybı olarak değerlendirildiğini beyanla; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile davacınnı sol kolunun kullanılamaması nedeni ile 1.000,00 TL maddi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı … A.Ş. vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının trafik poliçesinden olan talebinin zorunlu Karayolları Taşımacılık Mali Sorumluluk poliçesi limitlerinde kaldığını, müvekkil şirket nezdinde düzenlenen trafik poliçesinden müvekkilinin sorumluluğunun bulunmadığını, kabul anlamına gelmemek kaydıyla uygulanması gereken faizin yasa faiz olduğunu ve müvekkilinin dava tarihinden itibaren faizden sorumlu olabileceğini beyanla davanın reddini talep etmiştir. Davalı asil … cevap dilekçesi sunmamış, sözlü beyanında davanın reddini talep etmiştir. İlk Derece Mahkemesince, ” 1-Davanın kabulü ile, 101.371,13 TL’nin 11/06/2013 dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacıya ödenmesine, ” karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili ile davalı Sigorta vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Islah bedelinin 110.371,13 TL olduğunu Mahkemece maddi hata sonucu davanın 101.371,13 TL üzerinden kabulüne karar verildiğini, tavzih talebinin de reddedildiğini belirterek verilen kararın kaldırılmasına ve 110.371,13 TL üzerinden davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Kazaya sebebiyet veren aracın yolcu taşımacılığı yapan bir araç olması sebebiyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Taşımacılık Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı araştırılarak eğer varsa sorumluluğun Güvence Hesabı kapsamında kaldığı kabul edilerek müvekkili yönünden davanın reddi gerektiğini, olayda hatır taşıması bulunduğundan hatır indirimi yapılması gerektiğini belirterek kararın kaldırılmasını talep etmiştir. Dava yaralamalı trafik kazası nedeniyle sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 06.09.2010 tarihinde davalılardan …’un sürücüsü olduğu davalı … AŞ.’ye ZMSS (trafik) poliçesi ile sigortalı bulanan … plakalı minibüste yolcu olarak bulunan davacının sürücünün uyuması ile meydana gelen kazada yaralandığı, sürekli iş göremezlik tazminat istemi ile elde ki davayı açtığı anlaşılmaktadır. … plakalı araç kaza tarihini kapsar şekilde davalı … A.Ş.’ye ZMSS (trafik) poliçesi ile; dava dışı …A.Ş.’ye okul/personel servis araçları ferdi kaza sigorta poliçesi ile sigortalıdır. Davalı Sigorta vekilinin kazaya sebebiyet veren aracın yolcu taşımacılığı yapan bir araç olması sebebiyle Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Taşımacılık Sigorta Poliçesi bulunup bulunmadığı araştırılarak eğer varsa sorumluluğun Güvence Hesabı kapsamında kaldığı kabul edilerek müvekkili yönünden davanın reddi gerektiği yönündeki istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında: Kazaya karışan … plakalı minibüsün kaza tarihi kapsar şekilde (17.02.2010/2011) dava dışı … A.Ş.’ye okul/personel servis araçları ferdi kaza sigorta poliçesi bulunmaktadır. Bu poliçenin tahsilat klozu başlıklı kısmında sondan 2.paragrafta ” Bu sigorta poliçede kayıtlı servis aracında taşınan öğrencilerin/personelin taşımada görevli sürücünün, yardımcıların ve rehber öğretmenlerin taşımacılık hizmetinin başlangıcından bitimine kadar, mola ve duraklamalar dahil. Geçen yolculuk süresi içerisinde maruz kalacakları her türlü kazaların sonuçlarına karşı teminat verir. ” denilerek sigortadan yararlanacaklar servis aracında taşınan öğrencileri/personeli taşımada görevli sürücünün, yardımcıların ve rehber öğretmenleri olarak sınırlanmıştır. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/05/2019 tarih, 2016/15359 E. ve 2019/6854 K. sayılı kararı). Somut uyuşmazlıkta, davacı ve yakınları Kastamonu/Cide de bulunan cenazeye … plakalı minibüs ile gitmek üzere davalı … ile anlaşmış ve kaza, okul servis taşımacılığı için amacı ile sigortalanan aracın özel bir amaç ile şehirlere arası seyahati sırasında meydana gelmiştir. Başka bir ifadeyle kaza, okul servis taşımacılık faaliyeti esnasında meydana gelmediği gibi davacıda poliçede teminattan yararlanacaklar olarak sayılan servis aracında taşınan öğrenci/personel, taşımada görevli sürücü, yardımcı ve rehber öğretmen değildir. Bu durumda meydana gelen kaza okul/personel servis araçları ferdi kaza sigorta poliçesi kapsamında bir riziko olmadığından davacının talebi bu sigorta poliçesi kapsamına girmez. Bu nedenle Mahkemece; dosyada zaten ferdi kaza sigorta poliçe örneği bulunduğundan ayrıca bir araştırma yapılmamış olmasında ve “…dava konusu olayın, … plakalı aracın yasanın aradığı şartlarda şehirler arası yolcu taşıma işi yaparken meydana gelmemiş olması nedeniyle söz konusu aracın zorunlu karayolu taşımacılık mali sorumluluk sigortası poliçesi yaptırma zorunluluğunun bulunmayacağı ve buna göre de dava konusu alacaklardan aracı zorunlu trafik sigorta poliçesi ile sigortalayan davalı … Sigortanın da sorumlu olacağı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davalı vekilinin hatır taşımasına ilişkin istinaf itirazı bakımından değerlendirme yapıldığında ise; Davalı Sigorta şirketi vekili, davacının hatır için taşındığı yönünde iddia ve savunma ileri sürülmemiştir. Mahkemece, taşımanın hatır için olduğu değerlendirilerek tazminattan hatır indirimi yapılabilmesi için davalının bu yönde savunma getirmesi ve taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartlarını ortaya koyması gerekmektedir. Davalı tarafın, süresinde dosyaya sunulan cevap dilekçesinde hatır taşıması olduğuna dair iddiası ve savunması olmadığından, davalı vekilinin hatır indirimi yapılması gerektiğine dair talebi yerinde değildir. Davacı vekilinin istinaf talebi bakımından değerlendirme yapıldığında; ıslah dilekçesinde başlık kısmında harca esas değer 100.371,13 TL olarak gösterilmiş, açıklamalar kısmında dava değerinin 100.371,13 TL arttırılarak bilirkişi raporunda belirtilen 110.371,13 TL’ye çıkartıldığı belirtilmiş ve netice ve talep kısmında 110.371,13 TL maddi tazminat talep edildiği belirtilmiştir. İlk Derece Mahkemesince gerekçede “Davacı yan her ne kadar ıslah dilekçesinde netice olarak 110.301,13 TL’nin davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili talebinde bulunmuş ise de ıslah ile arttırılan miktarı 100.371,13 TL olduğu ve bu miktarın esas alınmasının gerektiği, ikinci kez ıslahın da mümkün olmadığı, bu miktarın düzeltilmesine imkan sağlamanın ikinci bir ıslah mahiyetinin olacağı buna da yasal imkan bulunmadığı anlaşılmakla; davacının toplam talebi 1.000,00 TL dava dilekçesinde ileri sürülen miktar ve 100.371,13TL ıslah ile arttırılan miktar olmak üzere 101.371,13 TL olarak benimsenmiştir. ” açıklamasına yer verilerek ıslah edilen tutar 101.371,13 TL olarak kabul edilmiştir. Oysa ıslah dilekçesi kendi içerisinde çelişkilidir. Islah harcı da eksik yatırılmıştır. Bu durumda davacı vekiline ıslah dilekçesindeki talebi açıklatmak ve talep edilen miktara göre eksik harcı yatırmak üzere kesin mehil verilerek sonucuna göre karar verilmelidir. Bu nedenle davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-a-6 maddesi gereğince kabulüne, davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan REDDİNE,4-Davacının istinaf başvurusu için yatırdığı karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince davacıya iadesine, 5-Davacı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6- Harçlar Kanunu’na göre davalıdan alınması gereken 6.924,66 TL istinaf karar harcından peşin alınan (31,40 TL + 1.699,77 TL) 1.731,17 TL harcın mahsubu ile bakiye 5.193,49 TL harcın davalıdan tahsili ile Hazineye irat kaydına,7-Davalının istinaf başvurusu nedeniyle yaptığı yargılama giderinin kendisi üzerinde bırakılmasına 8-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, Artan gider avansının yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.12/12/2019