Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2822 E. 2019/4087 K. 27.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2822
KARAR NO : 2019/4087
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İstanbul Anadolu 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
KARAR TARİHİ: 12/10/2017
NUMARASI : 2016/595 Esas – 2017/1030 Karar
DAVA : Tazminat (Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan )
KARAR TARİHİ: 27/12/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; 19.04.2009 tarihinde …. plakalı otobüsün … plakalı araca arkadan çarpması sonucunda … plakalı otobüste yolcu olarak bulunan davacının ağır bir şekilde yaralandığını, kaza tespit tutanağına göre … plakalı otobüs sürücüsünün meydana gelen kazada %100 oranında kusurlu olduğunu, davacının ise otobüste yolcu konumunda bulunması nedeni ile herhangi bir kusurunun bulunmadığını, … plakalı otobüsün Zorunlu Karayolu Taşımacılık Mali Sorumluluk Sigorta Poliçesini tanzim eden davalı aleyhine İstanbul 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’ nin 2013/206 E. sayılı dosyasıyla dava açıldığını, dosyadan alınan ATK raporuna göre davacının işgücü kaybı oranının %71 olarak belirlendiğini, davacının 11/10/1958 doğumlu olup ev hanımı olduğunu, meydana gelen kazada kusurlu olan sürücünün sevk ve idaresindeki … plakalı aracın davalı … şirketi tarafından Zorunlu Karayolu Ferdi Koltuk Sigortası ile sigortalandığını beyan ederek beden gücü kaybına uğrayan davacı için fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 2.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davacı ıslah dilekçesi ile talebini 56.175,77 TL’ye yükseltmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; Ferdi Kaza Sigortası Genel Şartları 20. maddesi uyarınca sigorta sözleşmesinden doğan tüm taleplerin iki yıl içerisinde zamanaşımına uğradığını, davacının talebinin zamanaşımına uğradığını, haksız fiiller için düzenlenmiş ceza zamanaşımı hükümlerinin sözleşmesel borçlara uygulanamayacak olması nedeni ile dava konusu olaya ceza zamanaşımının uygulanmasının söz konusu olmadığını, davacıya 29/10/2010 tarihinde 32.745,00 TL, 27/08/2012 tarihinde 3.562,00 TL, 09/11/2012 tarihinde 3.693,00 TL ödeme yapıldığını, bu halde davacıya toplamda 40.000,00 TL ödeme yapılmış olmakla poliçe limitinin tamamının ödendiğini, davayı kabul anlamına gelmemekle birlikte davalı şirketin sorumluluğunun sigortalısının kusuru oranı ve poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, poliçe limitinin tamamı davacıya ödendiğinden davalının sorumluluğunun kalmadığını beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, “Açılan davanın kabulüne, 56.175,77 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacı tarafa ödenmesine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı tarafça istinaf başvurusunda bulunulmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; Dosyada kusur raporunun bulunmadığını ve kusur incelemesinin de yapılmadığını, davacının hasar başvurusu üzerine müvekkili tarafından genel şartlara göre ödenmesi gereken miktarı tespit ettiğini ve 41.097,00 TL’nin davacı tarafa ödendiğini ve müvekkili şirketin sorumluluğunun sona erdiğini, genel şartların açık düzenlemesi karşısında davaya konu kazanın 4925 sayılı Kanun çerçevesinde yapılan taşıma sırasında mı yoksa taşıma dışı aracı sevk ve idare ederken mi meydana geldiğini, yerel mahkeme tarafından araştırılması gerekirken ilgili hususun yeterince aydınlatılmadığını, talebin teminat kapsamında olup olmadığının araştırılması gerektiğini, ATK’dan maluliyet raporu alınması gerektiğini, maluliyet kalemi kesin olarak tespit edilmeden sigorta şirketinin sorumluluğunun doğmayacağından müvekkili şirketin temerrüde düşmeyeceğini belirterek yerel mahkeme kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.Dava, yaralamalı trafik kazasından kaynaklanan maddi tazminat istemine ilişkin olup, istinaf açısından uyuşmazlık konusu; HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Dosya kapsamından, 19.04.2009 tarihinde davacının yolcu olarak bulunduğu davalı … şirketine Zorunlu Karayolu Ferdi Koltuk Sigortası bulunan, dava dışı … sürücüsü olduğu … plakalı otobüsün karıştığı trafik kazasında davacının yaralandığı, sürekli iş göremezlik istemi ile elde ki davayı açtığı anlaşılmaktadır. Kazaya karışan plakalı … plakalı otobüsün kaza tarihi kapsar şekilde (23.10.2008-2009) davalı şirkete Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi bulunmaktadır. Karayolu Yolcu Taşımacılığı Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası, yolculuğun başlangıcından bitişine kadar, otobüsün içinde veya dışında, otobüs hareket halinde iken veya değilken, yolculuk sırasında veya bekleme, duraklama ve mola yerlerinde karşılaşılabilecek her türlü kazalara karşı, sigortalılar (yolcular, sürücüler ve yardımcılar) yararına taşımacı tarafından yaptırılması zorunlu bir kaza (can) sigortası olup, kazanın oluşunda taşımacının yada sürücü ve yardımcılarının bir kusurları bulunmasa bile, ölümlerde sigorta poliçesinde yazılı tutarın tamamı, bir zarar (destekten yoksunluk) hesabı yapılmaksızın, ölen kişinin mirasçılarına eksiksiz ve kesintisiz olarak; yaralanmalarda beden gücü kayıp oranına göre zarar gören kişilere ödenir. Ödenecek tazminat miktarı yönünden “zarar sigortası – tutar (meblâğ) sigortası” ayrımında Zorunlu Koltuk Sigortası bir “tutar (meblâğ) sigortası”dır. Zarar sigortasında sigortacının ödeyeceği tutar, “sigorta değeri” ya da “sigorta poliçesinde yazılı tutar” olmayıp, sigortalının ya da üçüncü kişinin uğradığı “zararın tutarı”dır. Meblâğ sigortasında ise, sigortacı, sigorta ettirilen kişinin zarara uğraması durumunda, somut zarar ne olursa olsun, sigorta sözleşmesinde belirlenen tutarı (meblâğı), başka bir deyişle, sigorta poliçesinde yazılı olan “sigorta bedelini” eksiksiz ve tam ödemek zorundadır (Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 28/05/2019 tarih, 2016/15359 E. ve 2019/6854 K. sayılı kararı).Aynı kaza nedeniyle yaralanan başka bir yolcu tarafından açılan tazminat davasında Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/06/2014 tarih, 2013/6921 E. ve 2014/9361 K. sayılı kararında “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi, can sigortası türlerinden olup, bir meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavinin giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesi gerekeceğinden, bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.” yönünde; Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 10/06/2014 tarih, 2013/6921 E. ve 2014/9361 K. sayılı kararında ise “Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi, can sigortası türlerinden olup, bir meblağ sigortası olması itibariyle de, ölüm halinde limit kadar olmak üzere maktu; yaralanma halinde ise, yapılan tedavinin giderleri bakımından buna ilişkin limiti geçmemek üzere ve yapılan harcama kadar nispi; sürekli sakatlık halinde ise sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere, sigorta bedelinin ödenmesi gerekeceğinden, bu yönlerin ispatlanması yeterli olup, gerçek zararın hesaplatılmasına girişilmeksizin, tespit edilecek bu miktarların aynen ödenmesi gerekmektedir.” yönünde karar verilmiştir.Bu nedenle emsal Yargıtay 17. Hukuk Dairesi kararı da gözetilerek sigortalı aracın ZMMS’si limiti kapsamında ödeme yapılmış ise de dava dilekçesinde Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi kapsamında da tazminat talep edildiği açıklandığına göre, davacının karşılanmayan sürekli sakatlık tazminatı için Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi kapsamında tazminat talep edebileceğinin kabulü gerekir. Ancak Zorunlu Koltuk Ferdi Kaza Sigortası Poliçesi kapsamında bedelin (sürekli sakatlık halinde ise sakat kalma oranı ve sakatlığın derecesine göre limitin belli oranı olmak üzere) eksiksiz ödenmesi gerekmesine göre, davalı vekilinin ZMSS kapsamında ödenen tutarın mahsup edilmesi gerektiği yönündeki istinaf talebi yerinde değildir. Mahkemece ATK’dan alınan maluliyet raporunda davacının % 71 oranında malul kaldığı belirtilmiş ancak davacıda oluşan maluliyetin poliçe klozlarındaki hangi cetvel kapsamında kaldığı belirtilmemiştir. Mahkemece % 71 maluliyet oranı üzerinden sürekli iş göremezlik tazminat hesabı yapılan bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmiştir. 4925 Sayılı Karayolu Taşıma Kanunu ile buna bağlı Yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden sonra düzenlenen 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar A.3.2 maddesi 1.fıkrasında: “Bu sigorta ile teminat altına alınan bir kaza, sigortalının kaza tarihinden itibaren iki yıl içinde sakatlığına yol açtığı takdirde, tıbbi tedavinin sona ermesi ve sakatlığın kesin olarak tespiti sonucunda, sakatlık tazminatı aşağıda belirtilen oranlar dahilinde kendisine ödenir.“ denildikten sonra hangi zarar durumunda veya organ kaybında ne oranda tazminat ödeneceği (01.07.2006 tarihinden itibaren) tablo halinde gösterilmiştir.Mahkemece; zorunlu koltuk ferdi kaza sigortacısı kapsamında davacının maluliyeti nedeniyle hak edebileceği sigorta bedelinin belirlenebilmesi için öncelikle uzman bilirkişi tarafından 25.03.2004 tarihli Genel Şartlar’ a ekli cetvellere göre maluliyet oranı belirlendikten sonra tazminatın hesaplanması gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı …. tarafından tehiri icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, …. Bankası A.Ş. Cevizlibağ Şubesinin 01/11/2017 tarih ve … numaralı 95.000,00TL bedelli teminat mektubunun davalı …. İlk Derece Mahkemesi tarafından iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.27/12/2019