Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2779 E. 2019/3867 K. 29.11.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2779
KARAR NO : 2019/3867
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ: İSTANBUL 18. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ: 27/09/2017
NUMARASI : 2015/465 Esas 2017/791 Karar
DAVA : Ölüm Ve Cismani Zarar Sebebiyle Açılan Tazminat
KARAR TARİHİ: 29/11/2019
Yukarıda yazılı İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin eşi olan müteveffa … kendi sevk ve idaresindeki … plakalı araç ile 4.6.2013 tarihinde tek taraflı ve tam kusurlu olarak trafik kazası geçirdiğini, aracın … A.Ş. den Zorunlu Mali Sorumluluk sigortası ile sigortalandığını, müteveffanın şoför olarak kamyon işletmesinde çalıştığını, geride kalan ve bakmakla yükümlü olduğu mirasçısı davacının hak ettiği destekten yoksun kaldığını belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 5.000,00 TL tutarındaki maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 14.5.2015 tarih ve 29355 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A.6.b ve A.6.d maddeleri gereğince davanın reddinin gerektiğini, … dava konusu trafik kazasında kendi kusuru ile vefat ettiğini bu nedenle reddinin gerektiğini, Karayolları Trafik Kanunun 92.maddesi uyarınca müvekkili şirketinde sorumluluğunun bulunmadığını, meydana gelen trafik kazasının poliçe teminatı dışında kaldığını, HMK 114/1-c maddesi gereğince görevli mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunu, taraflar arasında imzalanmış herhangi bir anlaşma bulunmadığını, dolayısı ile huzurdaki işbu davanın ticari bir dava olarak görülmesinin hatalı olduğunu, avans faizi talebinin yasal dayanaktan yoksun olduğunu davacının ancak yasal faiz talep etme hakkı olduğunu, kaza tarihinden itibaren faiz talep edilemeyeceğini belirterek davanın reddine karar verilmesi talep edilmiştir.İlk Derece Mahkemesince, ” Davanın kabulü İle 108.520,42 TL maddi tazminatın 04/09/2013 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ” karar verilmiştir.Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur.Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde: Mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemenin hesap bilirkişi raporu ile belirlenen 108.520,42 TL’den mahsup edilmeden dosyanın karara çıkartıldığını,Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı Emeklilik Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nün 25.07.2017 tarihli yazısında belirtildiği üzere davacı … iş kazası / meslek hastalığı sonucu 81.723,00-TL İlk Gelir Peşin Sermaye Değeri üzerinden gelir bağlandığını, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 21.maddesi gereği, İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücû edildiğini,Sosyal Güvenlik Kurumu’nun 25.07.2017 tarihli yazısında …’a yapılan ödemenin iş kazası olduğu belirtildiğini, yapılan ödeme Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından müvekkil şirkete rücu edilecek olduğunu, yasaya göre; bilirkişi raporu ile tespit edilen tazminat miktarından sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemenin rücuya tabi olan kısmının mahsup edilerek hüküm kurulmasının gerekmekte iken bu yapılmadan tüm tazminat miktarı üzerinden dosyanın karara çıkartılmış olmasının hatalı olduğunu yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır.Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından bağlanan aylığın niteliği ve bağlanan aylığın rücuya tabi ödemelerden olup olmadığının belirlenmesi zararın tazmininden sorumlu olanların mükerrer ödeme yapmasının önüne geçilmesi ve zarar görenlerin gerçek zararlarının üzerinde sebepsiz zenginleşmemesi için önemlidir.5510 sayılı Yasa’nın 21. maddesinde; “İş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir. İş kazası, meslek hastalığı ve hastalık; kamu görevlileri, er ve erbaşlar ile kamu idareleri tarafından görevlendirilen diğer kişilerin vazifelerinin gereği olarak yaptıkları fiiller sonucu meydana gelmiş ise, bu fiillerden dolayı haklarında kesinleşmiş mahkumiyet kararı bulunanlar hariç olmak üzere, sigortalı veya hak sahiplerine yapılan ödemeler veya bağlanan gelirler için kurumuna veya ilgililere rücu edilmez. Ayrıca, iş kazası veya meslek hastalığı sonucu ölümlerde, bu Kanun uyarınca hak sahiplerine bağlanacak gelir ve verilecek ödenekler için iş kazası veya meslek hastalığının meydana gelmesinde kusuru bulunan hak sahiplerine veya iş kazası sonucu ölen kusurlu sigortalının hak sahiplerine, Kurumca rücu edilmez.” düzenlemesi getirilmiştir.Mahkemece yargılama sırasında SGK’ ya yazılan müzekkereye verilen yanıtta davacıya iş kazası ölüm geliri bağlandığını bildirmiştir. Vefat eden … hak sahiplerine bağlanan maaşın rücuya tabi olan ve peşin sermaye değerli bir gelir olup olmadığının araştırılması, rücuya tabi olduğunun anlaşılması halinde hesaplanan tazminattan mahsubu için ek rapor alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması isabetli olmamıştır. Bu durumda mahkemece Sosyal Güvenlik Kurumu’na tekrar müzekkere yazılarak davacı eşe bağlanan ölüm gelirinin rücuya tabi olup olmadığı ve ilk peşin sermaye değeri sorulmak suretiyle, rücuya tabi ise ilk peşin sermaye değerlerinin hesaplanan tazminattan mahsubu için bilirkişiden ek rapor aldırılıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. ( Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2017/3361 esas ve 2017/10116 karar, 2015/6026 esas ve 2017/12087 karar, 2019/792 esas ve 2019/3005 karar sayılı ilamları)
İstinaf aşamasında davalı vekili tarafından istinaf süresi geçtikten sonra ek istinaf dilekçesi verilmiş ise de istinaf dilekçesinde ileri sürülmeyen hususların süresinden sonra verilen ek istinaf dilekçesi ile ileri sürülmesi mümkün değildir. Bu nedenle süresinde olmayan ek istinaf dilekçesi değerlendirmeye alınmamıştır. Açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, dosyanın yukarıda belirtilen şekilde işlem yapılmak üzere mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere :1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile, yukarıda esas ve karar numarası belirtilen İlk Derece Mahkemesi kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca KALDIRILMASINA,2-Davanın yeniden görülmesi için dosyanın Mahkemesine GÖNDERİLMESİNE,3-İstinaf başvurusu için yatırılan karar ve ilam harcının istek halinde İlk Derece Mahkemesince yatırana iadesine,4-İstinaf incelemesi duruşmalı yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 5-Davalı vekili tarafından yapılan istinaf yargılama giderinin İlk Derece Mahkemesince yeniden verilecek kararda dikkate alınmasına,6-İstinaf talep eden tarafından istinaf aşaması için yatırılan gider avansının yatıran tarafa iadesine,Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.29/11/2019