Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2725 E. 2019/4066 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2725
KARAR NO : 2019/4066
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 09/10/2017
NUMARASI : 2017/4970 D.İş Esas – 2017/4970 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 20/09/2017 tarih-2017/İHK-3613)
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ :
Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 07/10/2015 tarihinde davalı şirkette ZMMS sigortalı … plakalı aracın … isimli şahsın sevk ve idaresindeyken davacının sevk ve idaresindeki … plakalı motosiklete çarpması suretiyle gerçekleşen trafik kazasında davacının yaralandığını, davacının Bakırköy Dr.Sadi Konuk Eğitim ve Araştırma Hastanesinden alınan Engelli Sağlık kurulu raporuna göre %99 oranında malul kaldığını, kaza tespit tutanağına göre …’ın kusurlu olduğunu belirterek fazlaya ait hakları saklı kalmak koşuluyla şimdilik maluliyet ve bakıcı giderleri sebebiyle 51.000,00 TL maddi tazminatın temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Davacı vekili talebini 290.000,00 TL’ye artırmıştır. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; öncelikle kusur tespiti yapılması gerektiğini, müvekkili şirket tarafından davacıya maluliyeti nedeniyle 29/08/2016 tarihinde %50 kusur ve %99 maluliyet oranları esas alınarak maluliyet ve bakıcı gideri toplam 290.000,00 TL ödeme yapıldığını, kişi başı teminat limitinin tüketildiğini, bakiye tazminat tespitinde ödeme tarihi verilerinin dikkate alınması gerektiğini, davacı vekilinin bakıcı gideri ihtiyacı olduğunun tespiti sonrasında tazminat hesaplanmasına karar verilmesi halinde bu tazminatın sürekli maluliyet oranının belirlendiği tarihten sonrası için hesaplanması gerektiğini, bakıcı gideri tazminatının sürekli sakatlık teminatı kapsamında olduğu, yasal faize hükmedilmesi gerektiğini, tahkim başvurularına ilişkin vekalet ücretinin belirlenen vekalet ücretinin 1/5 oranında olması gerektiğini belirterek talebin reddini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince, “Talebin kabulü ile 162.433,00 TL bakıcı gideri ve 127.562,00 TL daimi maluliyet olmak üzere toplam 290.000,00 TL’lik bedensel zararın 29/08/2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte … A.Ş.’den tahsili ile başvuru sahibine ödenmesine” karar verilmiş, bu karara karşı davalı vekilinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti “itirazın reddine” karar verilmiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dosyada alınan kusur raporunda başvuranın emniyet şeridinde ilerlemesinin kusura etki etmediğinin belirttiğini, kusur raporuna ve hesap raporuna itiraz dilekçelerinde de belirttikleri başvuranın emniyet şeridini kullanmasının asli kusur sebebi olduğunu, davacının aracının emniyet şeridini kullanabilen araçlardan olmaması göz önünde bulundurulmadan düzenlenen kusur raporunun hatalı olduğunu, 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam vekalet ücretine hükmedilmesinin hatalı olduğunu belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, trafik kazasından kaynaklanan maluliyet ve bakıcı gideri tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Dosya kapsamından, 07/10/2015 tarihinde davalı … şirketine ZMSS poliçesi ile sigortalı … plakalı aracın, davacının sevk ve idaresindeki motosiklet ile karışmış olduğu trafik kazası sonucu davacının yaralandığı anlaşılmıştır. Somut uyuşmazlıkta; Kaza tespit tutanağında, davacı motosiklet sürücüsüne kusur verilmemiş, sigortalı … plakalı araç sürücüsünün kusurlu olduğu tespit edilmiştir. Kaza ile ilgili savcılıkla yapılan soruşturma kapsamında alınan kusur raporuna göre, davalı … ile sigortalı araç sürücüsünün asli kusurlu davacı motosiklet sürücüsünün de aynı oranda asli kusurlu olduğu belirtilmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyetince aldırılan kusur bilirkişi raporunda ise kaza tespit tutanağı gibi kaza nedeniyle davacının kusursuz, sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğunun belirtilmiştir. Davalı … vekili, davacının da kazada asli kusurlu olduğunu, savcılık aşamasında alınan raporda %50 oranında kusur verildiğini, bu nedenle davacının kusursuz olduğunun kabulü ile kabul edilen kusur raporuna göre hüküm kurulmasının hatalı olduğunu belirterek istinaf itirazında bulunmuştur. Kusura ilişkin kaza nedeniyle savcılıkça yapılan soruşturma da alınan kusur raporu ile hükme esas alınan kusur raporu arasında çelişki olduğundan çelişki giderilmeden hüküm kurulmuş olması doğru olmamıştır. Bu nedenle davalı vekilinin kusura ilişkin istinaf itirazı yerindedir. Davalı vekilinin vekalet ücretine yönelik istinaf incelemesine gelince ise Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 01/02/2018 tarih, 2015/6820 E. ve 2018/493 K. sayılı kararında açıklandığı üzere “19.01.2016 tarihli ve 29598 Resmi Gazete’de yayımlanan Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasında (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir.” hükmü eklenmiştir. Bu durumda Hakem Heyetince verilen kararda davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT gereğince hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken tam nispi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru olmamıştır. Açıklanan nedenlerle HMK’nın 353/1-a/6. maddesi uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, İtiraz Hakem Heyeti kararı kaldırılarak dosyanın Sigorta Tahkim Komisyonuna iadesi için İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
KARAR: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun KABULÜ ile; yukarıda esas ve karar numarası yazılı İtiraz Hakem Heyeti kararının HMK’nın 353/1-a/6. maddeleri uyarınca KALDIRILMASINA, 2-Dosyanın yeniden değerlendirme yapılıp karar verilmesi için Sigorta Tahkim Komisyonuna iade edilmek üzere mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 3-6728 sayılı Yasa’nın 36. maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4-Peşin alınan karar harcının İlk Derece Mahkemesince istinaf talep edene iadesine, 5-İstinaf yargılama giderlerinin, Sigorta Tahkim Komisyonunca verilecek nihai kararda dikkate alınmasına, gider avansından artan kısmın iadesine, 6-Duruşma yapılmadığından, vekalet ücreti hükmedilmesine yer olmadığına, 7-İİK’nın 36/5. maddesi uyarınca, istinaf sonucuna göre davalı … tarafından tehir-i icra talebi kapsamında icra dosyasına sunulan, … Bankası A.Ş. Perpa … Şubesinin 11/10/2017 tarih ve … numaralı 395.000,00 TL bedelli teminat mektubu ve 7.158,52 TL’nin nakit teminatın davalıya iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 353/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/12/2019