Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C.
İSTANBUL
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2716
KARAR NO : 2019/4064
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 31/10/2017
NUMARASI : 2017/5636 D.İş Esas – 2017/5636 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 18/09/2017 tarih-2017/İHK-3575)
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 05/10/2016 tarihinde … plakalı aracın, tek taraflı olarak karıştığı kaza sonucu müvekkillerinin murisi …’in vefat ettiğini, başvurudan önce sigorta kuruluşuna müracaat ettiklerini, ancak taleplerinin reddedildiğini, 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren Genel Şart hükümlerinin kanun koyucunun gerçek iradesini yansıtmadığını, dava konusu trafik kazası 26/04/2016 tarihli kanun değişikliği sonrasında meydana gelmiş ise de poliçe tanzim tarihinin 31/03/2016 olduğunu, kaldı ki hak sahiplerinin kendi kusuruna denk gelen tazminat taleplerinin teminat dışında bırakıldığını, hak sahibi olan müvekkillerinin kazanın oluşumunda bir kusurlarının bulunmadığını, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla, şimdilik her bir müvekkili için 40.050,00 TL olmak üzere toplam 80.100,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep etmiştir. Başvuran vekili talebini 90.000,00 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; 05/10/2016 tarihinde kazaya karışan … plakalı aracın trafik sigorta poliçesinin müvekkili şirket tarafından temin edildiğini, başvuruya konu talebin Trafik Sigortası teminatı kapsamında olmadığını, başvuru sahiplerinin destek zararının ispatlanması gerektiğini, tazminat hesabının aktüer sıfatına haiz bir bilirkişi tarafından yapılması gerektiğini, hesaplanacak tazminat tutarından müterafik kusur indirimi yapılması gerektiğini, avans faizi talebinin yerinde olmadığını devamla başvurunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti, “Başvurunun kabulüne, ıslah ile birlikte 45.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının, temerrüt tarihi olan 15/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, … A.Ş.’nden alınarak …’e verilmesine, ıslah ile birlikte 45.000,00 TL destekten yoksunluk tazminatının, temerrüt tarihi olan 15/02/2017 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, … A.Ş.’nden alınarak …’e verilmesine, ” karar vermiş, bu karara davalı tarafın itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “itirazın reddine ” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; 05/10/2016 tarihinde meydana gelen dava konusu olaya ilişkin olarak 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe giren yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları ve TBK uyarınca davada ifade ettikleri yasal hükümlerin uygulanması gerekirken bunların uygulanmayışının bir bozma sebebi olduğunu, davacıların kendi murislerinin yansıma yoluyla intikal eden kusurundan yararlanarak tazminat talep etmesinin gerek mehaz kanunda gerekse hukukun genel hükümlerinde hukuki dayanağının olmadığını, dava konusu olayda “yansıma zararın şartlarının gerçekleşmediğini, dolayısıyla bir yansıma zararının söz konusu olmadığını belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı kanunun 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01/06/2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12/08/2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01/06/2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, kazanın 05/10/2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 31/03/2016 günü tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. Başvuru sahibi, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın desteğin tam kusuru ile tek taraflı kaza yapması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu nedenle, İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvurusunun reddi yerine yazılı olduğu şekilde itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Açıklanan nedenle davalı vekilinin istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına ve başvurunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-1-Davalı vekilinin davacı …’ın yönünden yaptığı istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm OLUŞTURULMASINA, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verildiğinden, Buna göre, 1- Başvuru sahiplerinin tazminat taleplerinin reddine, 2- 6728 sayılı Yasa’nın 36.maddesi ile değişik 492 sayılı Harçlar Kanunu’na bağlı 1 sayılı Tarifenin A) Mahkeme Harçları başlıklı bölümünün III- Karar ve ilam harcı başlıklı alt bölümünün birinci fıkrasının (a) bendi gereğince harç alınmasına yer olmadığına, 4- Başvuru sahiplerinin sarf etmiş olduğu yargılama giderlerinin üzerilerinde bırakılmasına, 5-Davalı vekille temsil edildiğinden A.A.Ü.T’nin 12.maddesi ve Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesi gereğince davacı … için reddedilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i olan 1.060,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den; davacı … için reddedilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i olan 1.060,00 TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davalı tarafından yapılan 36,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davacılardan tahsili ile davalıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dair dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu, HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.26/12/2019