Emsal Mahkeme Kararı İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi 2017/2706 E. 2019/4062 K. 26.12.2019 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C.
BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ
9.HUKUK DAİRESİ
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
K A R A R
ESAS NO : 2017/2706
KARAR NO : 2019/4062
İNCELENEN DOSYANIN
MAHKEMESİ : İSTANBUL ANADOLU 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
KARAR TARİHİ : 23/10/2017
NUMARASI : 2017/5390 D.İş Esas – 2017/5390 D.İş Karar
(İtiraz Hakem Heyeti 01/10/2017 tarih-2017/İHK-3795)
DAVA : Hakem Kararının Tebliğe Çıkarılması / Saklanması
KARAR TARİHİ : 26/12/2019
KARAR YAZIM TARİHİ : 13/01/2020
Yukarıda yazılı Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Dairemiz Heyetince yapılan müzakere sonucunda;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili başvuru dilekçesinde özetle; 08/06/2016 tarihinde sigortalı … plakalı araç sürücüsü olan …’ın direksiyon hakimiyetini kaybetmesiyle meydana gelen trafik kazası sonucu hayatını kaybetmesiyle müteveffanın eşi ve çocuğu olan müvekkillerinin desteklerinden yoksun kaldıkları ve destekten yoksun kalma zararının ödenmesine ilişkin … A.Ş’ye yaptıkları 02/01/2016 tarihli başvurunun karşılanmadığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla her bir başvuru sahibi için ayrı ayrı 250,00 TL olmak üzere şimdilik 500,00 TL maddi tazminatın 13/01/2017 tarihinden işleyecek avans faizi ile birlikte sigorta şirketinden tahsilini talep etmiştir. Davacı vekili talebini küçük … için 107.910,85 TL olarak ıslah etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; … plakalı aracın müvekkili şirket nezdinde ZMSS poliçesi ile sigortalı olup poliçe teminat limitinin kaza tarihi itibariyle kişi başı 310.000,00 TL olduğunu, kazanın 26/04/2016 yürürlük tarihli 6704 sayılı Torba Kanunu ile 2918 sayılı KTK’nın 92.maddesi 1.fıkrasına eklenen, h ve i bentleri ve 24/06/2015 tarihli Genel Şartlar A.6/d bendi gereği sürücünün kendi kusuru ile olmasından dolayı yakınlarının talebinin trafik sigortası kapsamında olmadığını, Yargıtay içtihatları esas alınarak kanuna aykırı hüküm kurulamayacağının kabul anlamına gelmemek kaydıyla …’ın aracın işleteni olması nedeniyle talebinin teminat dışı olduğunu, reddinin gerektiğini, avans faizi uygulanmayıp dava tarihinden itibaren yasal faiz uygulanması gerektiğini, aleyhe hüküm kurulması halinde her iki taraf içinde 1/5 oranında vekalet ücretine hükmolunması gerektiği, aksi halde kusur tespiti için Adli Tıptan rapor alınmasına sigortalı araç sürücüsünün kusurlu olması halinde başvuru sahiplerinin destekten yoksun kalıp kalmadığının tespitini ve poliçe limitleri gözetilerek hesaplama yapılmasını dava tarihinden itibaren yasal faize hükmedilmesi ve talebin reddine karar verilmesini talep etmiştir. Uyuşmazlık Hakem Heyeti “başvuru sahibi …’ın asaleten yaptığı başvuru açısından 250,00 TL tutarındaki tazminat talebinin reddine, başvuru sahibi …’ın kızı küçük … adına velayeten yaptığı başvuru açısından 107.660,85 TL maddi tazminatın kabulü ile … A.Ş.’den 13/01/2017 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tahsiline” karar verilmiş, bu karara davalı … şirketinin itiraz etmesi üzerine İtiraz Hakem Heyeti, “itirazın reddine” karar vermiştir. Bu karara karşı davalı vekili istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; başvuru konusu kazanın 05/10/2016 tarihinde meydana geldiğini, 01/05/2016 tarihinde yürürlüğe giren Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları gereğince sürücünün kusurlu olması nedeniyle reddedilmesi gerektiğini, hükme esas alınan rapor Yargıtay kararları ve 01/06/2015 yürürlük tarihli ZMSS Genel Şartları’na uygun olarak hazırlanmadığını, raporun PMF ölüm tablosuna göre hesaplandığını, söz konusu hesaplama tekniğinin Yargıtay kararları ZMSS Genel Şartlarına aykırı olup dosyanın tekrar aktüer sıfatına haiz bir bilirkişiye gönderilmesine yönelik itirazlarını sunmuş olmalarına rağmen komisyon tarafından itirazlarının dikkate alınmadığını, 1/5 oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğini belirterek istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Dava, ölümlü trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkin olup istinaf açısından uyuşmazlık konusu HMK’nın 355. maddesine göre kamu düzeni ve istinaf nedenleri ile sınırlı olmak üzere Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen kararın usul, yasa ve dosya içeriğine uygun olup olmadığıdır. Davalı vekilinin … yönünden yaptığı istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Uyuşmazlık Hakem Heyetince, davacı … için 250,00 TL maddi tazminata hükmedilmiş olup, itiraz üzerine İHH kararı ile reddedilen tutarda aynı olmuştur. 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30. maddesinin 12. fıkrasında 5.000,00 TL’nin altındaki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarının kesin olduğu, 5.000,00 TL ve daha üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında verilen hakem kararlarına karşı kararın Komisyonca ilgiliye bildiriminden itibaren on gün içinde bir defaya mahsus olmak üzere Komisyon nezdinde itiraz edilebileceği, hakemin verdiği 40.000,00 TL’ye kadar olan kararların her iki taraf için kesin olduğu, 40.000,00 TL’nin üzerindeki uyuşmazlıklar hakkında itiraz üzerine verilen kararlar için temyize gidilebileceği belirtilmiştir. İtiraz Hakem Heyeti tarafından davacı … lehine kabul edilen ve dolayısıyla istinaf talebi bakımından uyuşmazlık konusu edilen tazminat miktarı, 5684 sayılı Kanunu’nun 30/12. fıkrasında belirtilen 40.000,00 TL’lik istinaf/temyiz sınırın altında kalmaktadır. Bu durumda, davacı … bakımından İtiraz Hakem Heyeti kararına karşı istinaf kanun yoluna başvurulması olanaklı olmadığından istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi gereğince reddine karar verilmiştir. Davalı vekilinin davacı … yönünden yaptığı istinaf başvurusunun değerlendirilmesinde; Karayolları Trafik Kanunu’nun 91. maddesi uyarınca, aynı Kanun’un 85. maddesinde belirtilen, bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olması durumunda, poliçe limiti dahilinde işletenin sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırılması zorunludur. Türk Ticaret Kanunu’nun 1425. maddesine göre sigorta poliçesi, tarafların haklarını, temerrüde ilişkin hükümler ile genel ve varsa özel şartları içerir. Yeni Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları 01.06.2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir. Genel şartların C.10. maddesi ile 12.08.2003 tarihli ve 25197 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları yürürlükten kaldırılmıştır. Yeni genel şartlar C.11 maddesine göre genel şartlar yürürlük tarihi olan 01.06.2015 tarihinden sonra akdedilmiş sözleşmelere uygulanacaktır. Bunun sonucu olarak artık eski genel şartların, yeni genel şartların yürürlük tarihinden sonra düzenlenen poliçelerde uygulanma olanağı bulunmamaktadır. Somut olayda, kazanın 03/07/2016 tarihinde gerçekleştiği, poliçenin ise ZMMS Genel Şartlarının yürürlüğe girdiği tarihten sonra 12/01/2016 günü tanzim edilmiş olduğu görülmektedir. Başvuru sahibi, davalıya zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın desteğin tam kusuru ile tek taraflı kaza yapması sonucu desteğin vefat ettiğini belirterek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartları’nın A.3. maddesine ve A.5. maddesinin (ç) bendine göre ancak üçüncü kişinin ölümü dolayısıyla destek zararları, destekten yoksun kalma (ölüm) teminatı kapsamındadır. Bunun sonucu olarak, sigortacı ya da Güvence Hesabının destek zararlarından sorumlu olması için motorlu aracın işletilmesi sırasında mutlaka ölen kişinin üçüncü bir kişi olması gerekir. İşletenin eylemlerinden sorumlu olduğu sürücünün üçüncü kişi olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Yine genel şartların A.6. maddesinin (d) bendinde destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı talepleri, teminat kapsamı dışında tutulması nedeniyle sürücünün asli kusuruna isabet eden destek tazminatı sigorta teminatı kapsamında değildir. Kaza tarihinde yürürlükte bulunan Karayolları Trafik Kanunu’nda da sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmayan destek tazminatı talepleri ile destekten yoksun kalan hak sahibinin, sigortalının sorumluluk riski kapsamında olmakla beraber destek şahsının kusuruna denk gelen destek tazminatı taleplerini sigorta teminat kapsamında olduğuna ilişkin bir düzenleme olmadığı ve kapsama giren teminat türleri arasında bulunmamasına göre, başvuru sahibinin desteğinin kusuruna denk gelen destek tazminatını talep etme hakkı bulunmamaktadır. Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk (Trafik) Sigortası Genel Şartlarının yürürlük tarihinden sonraki kazalarda, bu tarihten sonra düzenlenen poliçeler ile ilgili verdiği kararlar da bu yöndedir. Bu nedenle, İtiraz Hakem Heyeti tarafından başvuru sahibi …’ın başvurusunun reddi yerine yazılı olduğu şekilde itirazın reddine karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olmuştur. Bu nedenle, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca, davalı vekilinin istinaf başvurusunun davacı … yönünden reddine, davacı …’ın yönünden ise istinaf başvurusunun HMK’nın 353/1-b/2 maddesi gereğince kabulüne, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm oluşturulmasına ve başvuru sahibi …’ın başvurusunun reddine karar verilmesi gerektiği kanaatine varılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM: Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; A-1-Davalı vekilinin davacı …’ın yönünden yaptığı istinaf başvurusunun 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu’nun 30/12. ve HMK’nın 352/1-b maddesi uyarınca REDDİNE, 2-Davalı vekilinin davacı … yönünden istinaf başvurusunun KABULÜNE, HMK’nın 353/1-b/2. maddesi uyarınca İtiraz Hakem Heyeti kararının kaldırılmasına, esas hakkında yeniden hüküm OLUŞTURULMASINA, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının düzeltilerek esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verildiğinden, Buna göre, 1- Başvuru sahibi …’ın başvurusunun reddine, 2- Başvuru sahibi …’ın asaleten yaptığı başvuru açısından 250,00 TL tutarındaki tazminat talebinin reddine, 3- Yapılan 2.019,00 TL yargılama giderinden payına düşen 4,68 TL’nin başvuru sahibi …’ın üzerinde bırakılmasına, 4-Yapılan 2.019,00 TL yargılama giderinden payına düşen 2.014,32 TL’nin başvuru sahibi …’ın üzerinde bırakılmasına, 5- Sigorta Şirketi vekille temsil edildiğinden 50,00 TL vekalet ücretinin başvuru sahibi …’dan alınarak … A.Ş.’ye verilmesine, 5-Davalı … vekille temsil edildiğinden A.A.Ü.T ve Sigortacılık Kanunu’nun 30/17.maddesi gereğince reddedilen miktar üzerinden hesaplanan vekalet ücretinin 1/5’i olan 2.272,57 TL vekalet ücretinin davacı …’dan alınarak davalı …’ne verilmesine, B-İSTİNAF İNCELEMESİ BAKIMINDAN ; 1-Davalı tarafından peşin olarak yatırılan istinaf karar harcının, istem halinde İlk Derece Mahkemesi tarafından kendisine iadesine, 2-İstinaf aşamasında davacı tarafından yapılan 30,50 TL posta ve tebligat giderinden ibaret yargılama gideri ile 85,70 TL istinaf başvuru harcının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, 3-Duruşma yapılmadığından vekalet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına, 4-İstinaf için yatırılan gider avansından artan kısmın yatıran tarafa iadesine, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonunda, HMK’nın 361. maddesi uyarınca kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içerisinde Yargıtay ilgili hukuk dairesine hitaben verilecek temyiz dilekçesi ile temyiz yasa yolu açık olmak üzere oybirliği ile karar verildi.26/01/2019